jeongin, felix ve hyunjin okuldan atılmakla yüz yüze geldiklerinde; jisung ve minho'nun da yardımıyla başmüdürün okula yeni gelen oğlu chan'ı yanlarına çekme planı yaparlar
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ortamda büyük bir sessizlik hakimken, iç çekip yanındaki Minho'nun yaralı eline baktı Jisung. Ardından avuçlarının arasına alıp sargısının üzerinden okşadı yavaşça.
"Çok acıyor mu?"
Minho onun dolu gözlerine bakıp burukça gülümsedi ve alnına yumuşak bir öpücük kondurdu. "Sen yanımdasın ya, hissetmiyorum bile."
Jisung gülümseyip ona sokulduğu sırada Hyunjin'in gözleri ise uzakta tek başına oturan Felix'teydi. Kafasını küçük pencereye çevirmiş olsa da ıslak yanağının parlamasından ağladığını anlamıştı. Bakışları sarılmasına izin vermediği yaralı koluna indiğinde ise yerinden kalkıp ona doğru ilerledi. Yüzüne bakmadan kendi elindeki sargıyı çıkarıp onun koluna sarmaya başladığında ise Felix bakışlarını onun yüzünde gezdirmişti.
"Sana git demiştim.." Hyunjin sessizce mırıldandığında Felix burnunu çekip cevapladı.
"Seni dövüyorlardı, gidemezdim."
Hyunjin kırgın bakışlarını onun gözlerine çıkardı sadece. İkisinin ilişkisi berbat bir haldeydi ve diyecek bir şeyi yoktu.
Bu sırada sessizliği bozan Chan oldu. "O çocuklar kavga sırasında bir şeyler zırvaladı üçünüzün bu sefer atılacağıyla ilgili. Bana söylemek istediğiniz bir şey var mı?"
Kimseden ses çıkmadığında sinirle dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. Bunu fark eden Jeongin ise derin bir nefes verip cevapladı onu.
"İki ay önce sadece bir oyla okuldan atılmaktan kurtulmuştuk."
"Bunu bana neden söylemediniz? Sadece bir iki tane disiplin cezanız olduğunu sanıyordum."
Chan'ın ses tonu sinirine yansırken Jeongin histerikçe güldü. "Öğrenince ne yapabilecektin?" Babanla konuşurdun, diye geçirdi içinden Jeongin. Zaten ona yaklaşma amaçları bu değil miydi?
"Babam benim ceza almamı engelleyecek büyük ihtimalle. Sizin için de konuşacağım."
"Yapma." Jeongin engelleyemediği bir şekilde sert ses tonuyla konuştuğunda, Chan daha da sinirlenmişti.
"Atılmak mı istiyorsun Jeongin!"
"Sikeyim, sana bu yüzden yaklaştık zaten!"
Hiç düşünmeden konuştuğunda, tüm gözler onun üzerinde toplanmıştı. Kafası karışmış olan Chan da dahil. "Anlamadım?"
Jeongin bunu nasıl anlatacağını bilemediği için kafasını başka bir yere çevirirken, Felix sessizliğini bozdu.
"Basketbol turnuvası vardı o gün. Biz üçümüz yine bir şeyler yaptık. Jisung ise benim yüzümden bir işe bulaşmıştı. Dördümüz ceza odasındayken Minho bizi bilgilendirmek için geldi. Bir oyla kaldığımızı onu da Bayan Choi'nin verdiğini söyledi."
