jeongin, felix ve hyunjin okuldan atılmakla yüz yüze geldiklerinde; jisung ve minho'nun da yardımıyla başmüdürün okula yeni gelen oğlu chan'ı yanlarına çekme planı yaparlar
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bakışlarını yoldan çekip yanındaki çocuğa çevirirken, boşta sallanan eli dikkatini çektiğinde uzanıp parmaklarını birbirine kenetledi.
Bu hareket Felix'in yüzünde ufak bir tebessüme sebep olurken, Hyunjin bakışlarını tekrar yola çevirip konuştu. "Eve mi geçeceksin?"
Felix omuz silkerek cevapladı onu. "Mal satmam gerek."
Hyunjin kafasını sallamakla yetinmişti ama bu konuyu pek onayladığını söyleyemezdi. Yine de Felix bunu köpeği için yapıyordu ve henüz bir lise öğrencisi olduğu için pek para kaznma yolu yoktu. Bu yüzden karışmıyordu.
"Ben de yardım edebilir miyim bugün?"
Felix memnun bir sırıtışla kafasını salladı. Mal alan kişiler genelde serserinin teki oluyordu ve kendisine sarkıntılık edenlerle uğraşmak zorunda kalıyordu çokça. Bu yüzden Hyunjin'in yanında olması iyi bir fikirdi. Hem, onlar kesinlikle ekstra bir çiftti ve sevgilisiyle mal satmak onun için güzel bir anı olurdu.
Otostop çekip bir arabaya atladıklarında, on beş dakika içinde Felix'in çalışma alanına gelmişlerdi. Felix düz ifadesini korurken Hyunjin ise buruşturduğu suratıyla etrafı inceliyordu.
"Bu sokaklar fazla leş değil mi? Her gün burada mı takılıyorsun.."
Felix çantasındaki malları çıkarıp bir banka yerleşmeden hemen önce sevgilisinin dudaklarına sulu bir öpücük kondurup konuştu. "Üç günde bir yapınca sıkıntı olmuyor bebeğim."
Yaklaşık yarım saat içinde müşteriler sırayla gelmeye başlamıştı ve Hyunjin sadece memnuniyetsizce söyleniyordu. Hava çoktan karardığı için bu leş sokak keşlerle dolmuştu ve gelen müşteriler Felix'e yavşadığı için onları dövmemek için zor tutuyordu kendini. Hatta bir ara tutmamıştı fakat Felix tarafından azarlanıp susturulmuştu.
Yaklaşık bir buçuk saat süren ve oldukça kaoslu mal satma işleminden sonra sonunda o leş yerden ayrılabilmişlerdi.
"O kızıl kafalı elimde kalacaktı az daha! O her hafta mal alıyor mu senden?"
Hyunjin başını şişirmeye devam ederken sesli bir nefes verdi Felix.
"Neymiş lipbalm sürmüş de tadına bakmak ister miymişsin? Ben ona yumruğumun tadını-
Hyunjin'in cümlesi Felix'in dudaklarıyla bölündüğünde afalladığı birkaç saniyenin ardından o da karşılık vermeye başladı. Pekala, Felix bunu susturmak için yapmıştı fakat şuan ortamın tansiyonu baya yüksekti. Bu yüzden kollarını Hyunjin'in boynuna sarıp onu kendine olabildiğince çekerken dilini de ağzından içeri gönderdi.
Birkaç dakika öpüşmenin ardından ıslak bir sesle ayrıldıklarında Hyunjin sırıtarak onun dudağının kenarına son bir öpücük kondurdu. "Dışarıda yapma şöyle şeyler... Ben libidosu yüksek bir çocuğum."
