yalnız kalmayı hak ediyorsun

701 109 66
                                    

Walkman'ında çalan şarkıya fazla odaklandığı için, hissettiği kollar bir an irkilmesine sebep olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Walkman'ında çalan şarkıya fazla odaklandığı için, hissettiği kollar bir an irkilmesine sebep olmuştu. Kulaklıklarını çıkarıp arkasına döndüğünde ise Chan'ı görmesiyle genişçe gülümsedi. Gülümsese de içindeki karışık duygular gerilmesine sebep oluyordu.

"Çok beklettim mi?"

Chan'ın sorusunu cevaplayacağı sırada yanağında hissettiği öpücükle ağzını oynatamamıştı. Bu hissi daha önce hiç yaşamadığı için eli ayağına dolanıyordu.

"Hayır. Müzik dinliyordum zaten."

Chan onun kulaklığını alıp kendi kulağına taktıktan sonra çalan şarkıyla gülümsedi.

"Queen seviyorsun demek... Hergün beni sana hayran bırakacak başka bir şeyle karşılaşıyorum."

Jeongin onun iltifatına gülümsedikten sonra kulaklığı ondan alıp, Walkman'ıyla beraber çantasına koydu.

Bir süre sessizce önlerindeki manzarayı izlemişlerdi sadece. Ama rahatsız edici bir sessizlik değildi, aksine huzur vericiydi. Chan, Jeongin'e kollarını sararak kendine çektiğinde Jeongin de aynı şekilde kollarını ona doladı.

"Biz neyiz şimdi?" Jeongin bunu sormayı kendisi de beklemiyordu. Ağzından bir anda çıkmıştı işte.

"Bilmem, ne istersen oyuz. Fakat tek bildiğim, böyle çok huzurluyum."

Jeongin, Chan'ın cevabıyla beraber doğrulup yüzlerini aynı hizaya getirdi.

"Ben birine aşık olma hissini hiç yaşamadım. Seninleyken... midem kasılıyor. Her sözün, hareketin beni heyecanlandırıyor. Aşk bu mu Chan?"

Chan, onun itirafıyla gülümserken yavaşça yanağını okşadı.

"Ben de olmadım. Ama... aynı hisleri yaşadığımıza göre bir şeyler var, hm?"

Jeongin bir süre onun gözlerinin içine baktıktan sonra dudağına küçük bir öpücük kondurdu. Daha sonra Chan da aynı şeyi yaptığında, Jeongin bu sefer uzun bir öpücüğün içine çekti ikisini.

O ellerini Chan'ın yumuşak saçlarında gezdirirken, Chan ise bir elini beline bir elini yanağına koymuştu.
Birkaç dakika süren öpüşmelerinden sonra nefeslenmek için ayrıldıklarında, Jeongin ona sıkıca sarıldı. Chan, onda bir gariplik var gibi sezse de umursamayıp anın tadını çıkarmaya karar vermişti.

"Öhöm."

Gelen öksürük sesi ayrılmalarına sebep olurken karşılaştıkları şey sırıtan Minho ve Hyunjin'di. Jeongin utandığında Chan bunu fark edip gülümsedi.

"Diğerleri yok mu?"

Jeongin'in sorusuyla Minho kol saatine baktı. "Burada olacağımızı biliyorlar. Gelirler herhalde."

Hyunjin, hala birbirine sokulmuş olan Chan ve Jeongin ikilisine bakarken istemsizce yüzü düşmüştü. Birkaç gün önce Felix onu öylece bırakıp gittikten sonra birdaha iletişime geçmemişlerdi. Öperek fazla mı ileri gittiğini sorguluyordu fakat Felix'in istemese ona karşılık vermeyeceğini de biliyordu. Kafası karışıktı.

scarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin