"Kalpten gelen bir acıyı ancak zihinden gelen bir düşünce durdurabilir."
~~~~~~~~
"Ben yaptım."
Duvara alnımı tekrar vurdum.
"Benim yüzümden..."
Tekrar.
"Ben yaptım. Onu..."
Sertçe, tekrar. Tekrar ve tekrar.
"Benim yüzümden o gitti."
"DURU! AÇ KAPIYI!"
"Baba-..." Hıçkırıklarım sesimin kısılmasına sebep olurken alnım acımaya, başım zonklamaya başlamıştı. Alnım duvara her değdiğinde bambaşka anlar zihnimde bir plak gibi dönüyor ve en sonunda tek bir an yutkunmama ve başımı daha sert duvara vurmama sebep oluyordu.
"Babam benim yüzümden öldü." diye mırıldandım. İlk kez söylediğim şeyden bu kadar utanıyordum. "Benim yüzümden..."
"Duru, bir tanem, yalvarırım aç şu kapıyı!"
Ayağa kalktım ve sertçe kapıyı açtım.
Annem, Selen ve Derya teyze...
"NE VAR! NE VAR BE NE VAR! BİR KATİLİ NİYE BU KADAR MERAK EDİYORSUNUZ HA!" Sesim evin duvarlarını bir deprem gibi titretirken annem ağzını kapayarak ağlamaya başladı.
"Duru, ne katili ne diyorsun sen?" dedi Derya teyze.
Bilmiyorlardı, anlamıyorlardı.
Başımı iki yana sallayarak ağlarken bağırmaya devam ettim.
"Ben söyledim! Ben ısrar ettim benimle gelmesi için! Ben söyledim..." Ellerimi upuzun saçlarımın arasından geçirdim. "Ben istedim diye çıktı o ağaca! Benim yüzümden..."
Benim yüzümden.
Hayatımın hemen hemen her noktasında afalladım. Babam benimleyken, hayatımın o mükemmel on üç yılı boyunca da bu böyleydi. Değişmezdi. Eskimezdi. Kaderime kazınmış bir lekeydi. Çıkmazdı. Silinmezdi. Hani bazen düz yolda takılıp düşen insanlar vardır, ya da hiçbir etken olmamasına rağmen elindeki içeceği yere dökenler, asla niyeti o olmamasına rağmen hep yanlış anlaşılanlar, cenazenin ortasında aklına komik bir şey gelenler, herkese dağıtılan o yemeğin son lokmasına yetişemeyenler... Böyle insanlar vardır, bir bakıp bahtsızlıklarına güldüğümüz insanlar. Ben küçüklüğümden beri o insandım. Ben oldum olası hep hata yaptım, kendimi bildim bileli hep afalladım. Yolda yürürken hep düştüm, bardaklar mutlaka elimden kayıp düştü, kendimi ifade edeyim derken hep kırdım, cenazenin ortasında kahkaha attım, o son lokma yemeği asla yiyemedim. Ben buydum. Asla o şanslı kızlardan olamadım. Üzerine düşeceğim dört ayağım hiç olmadı. Ne zaman bir şeyi sevsem hep kaybettim, o treni kaçırdım. Ne zaman bir şey istesem hiç olmamak üzere benden uzaklaştı. Doğru şeyi bulsam bile hep yanlış zaman oldu. Tek bir şeyi hiç kaçırmadım: Hayal kırıklığı.
Şimdi yine hata etmiştim. Yine kaybetmiştim. Yine neyi, kimi sevdiysem ellerimin arasından gitmişlerdi. Yine neyi hedeflediysem o şimdi benden çok uzaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNA
FantasyWattpadFantasyTR Soluksuz diyarlardan kopup gelen listesinde... 6 Ocak 2023 "Uyan, güllerin en dikenlisi..." ~•~ Ve hiçbir savaş, kendine değer verme yolunda acı çekmek kadar zor olamazdı. Hayat, teselli cümlelerinde olduğu gibi kolay, üstesinden r...