//16. Bölüm //

274 18 134
                                    

Defne'nin Anlatımıyla

Gözlerimi her zamanki gibi çalan alarm sesine açtım telefonumu alıp alarmı kapattım. Halsizce geri yattım yan tarafa döndüm bir süre öylece boş bakışlar ile karşımdaki duvarı izledim.

Tedavi gününden sonra ya çok halsiz olurum ya da çok uyurdum ilaçların etkisiydi ama 10 aydır buna alışamıyorum. Acıyan kolumla sırt üstü yattım kolumda oluşan morluklara baktım yüzümü buruşturdum. Bu şeylerin çok normal olduğunu Eren söylemişti ama yinede acısına dayanamıyorum, gördükçe alışmak yerine kendime söyleniyor kızıyorum.

Komedinin üzerindeki kreme baktım morlukları gidereceğini biliyordum  ama sürmek hiç içimden gelmiyordu.

Yaşadığım bu acıyı hak ediyordum ben bunun içinde krem sürmeyip içimdeki acıyı fiziksel acıyı doruklarına kadar yaşıyorum. Yaşamaya devam edeceğim.

Bütün bunları boşverip üzerimdeki tişörtü burnuma yaklaştırıdım Ömer'in kokusunu içime çektim özlemle ve büyük bir hayranlıkla gözlerimi kapattım.

Sevgili Ömer yokluğunda bile bir şeklide bana iyi gelmeyi başarıyorsun. Aşkım her saniye daha da artıyor...

Uzunca bir süre kokusunu içime çektim içimde dolup taşan özlemi çok azda olsa sakinleştirebilmiştim. Bu his, bu özlem çok kısa bir süreliğine aklımı kalbimi sakin tutabilecekti sonrasında daha da çok artacağını pişman olacağımı biliyordum ama kısa bir süreliğine olsa bile o ufak bana yetiyordu. Ufak bir an için olsa bile yanındaymışım gibi hissediyorum bunun verdiği duygu, his bambaşka bir şeydi.

Birazda olsa kendime geldikten sonra duşa girdim on onbeş dakika içinde duştan çıktan sonra Ömer'in tişörtünü düzgünce katlayıp yerine geri koydum, kendime siyah crop aldım ona uygun olarak siyah kot bir pantolon aldım üzerime giydim aynanın karşısında crobumun askılarını düzelttim bakışlarım kollarımdaki serumlardan ve ilaçlardan dolayı oluşan morluklara kaydı böyle dışarıya çıkamayacağımı bildiğim için dolabın başına geçip haki yeşili gömleği elime aldım üzerime onu giydim. Saçlarımı su dalgası yaptım solgun tenimi gizlemek için makyaj yaptım. İlaçlarımı içip fazla vakit kaybetmeden evden çıktım.

Bugün hafta sonu olduğu için ofiste işim yoktu ama kitap evinde işim vardı onun için acele ederek kitap evine gittim. Ve yine her zamanki olduğum gibi geç kalmak üzereydim. Her koşulda sürekli nasıl geç kalıyorum bende bilmiyorum bildiğim tek şey aşırı saçma bir şekilde her yere geç kaldığımdı.

Tek derdin bu mu Defne, Allah başka dert vermesin ya!

İç sesime hak verdim aceleyle yürümeye devam ettim. Bugün içimde tuhaf bir his vardı, iyi mi hissediyorum kötü mü hissediyorum bilmiyorum adını koyamıyorum bu hissin ama içimden bir ses sanki bir şey olacağını bir şeylerin değişeceğini söylüyordu. Bundan korkmalı mıyım onuda bilmiyorum.

Ama o garip his bedenimi ele geçiriyordu bunu biliyorum.

Sonunda kitap evine geldiğinde kapıyı açtım kasada duran patronum Zehra ablaya  baktım. Yanına gidip geç kalmanın verdiği utançla ve yüzümde oluşan tebessümle konuştum.

"Biliyorum yine geç kaldım ama bu sefer cidden son, bir daha olmayacak kızma lütfen."

"Sakin ol tamam, geç kalman sorun değil biliyorsun ama başına bir şey geldi sandım endişelendim telefonlarımı açmayınca korktum. Bir dahakine haber ver olur mu güzel kızım?"

Duyduğum şeyle tebessümüm beni terk etmiş bana anlayış ve büyük merhametle bakan kadına bakakalmışıtım. Küçükken kendi annemden duymak istediğim şeyleri ilk defa bir yabancıdan duymuştum bu nedense canımı acıtmıştı.

Kış Güneşi -2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin