Oturduğum döner sandalyenin daha da hızlanabilmesi için ayaklarımdan destek alacağım sırada, tekmemin birinin karnına isabet ettiğini fark edince göz bebeklerim korkuyla büyüdü. Summer'ın kolları, benden önce davranıp durabilmem için sandalyenin dayanaklarını tuttuğunda sahte bir öfkeyle bana baktığını fark ettim."Sadece birkaç saat içinde evden çıkmış olmamız gerekiyor Nora. Ama sen hazırlanmaya başlamadın bile."
Dudaklarımı büzerek ona bakmayı sürdüğümde, benden umudu kesmesi gerektiğini anlamış olacak ki devasa makyaj masasının önüne geçti ve malzemelerle ilgilenmeye başladı.
Bu gece düzenlenecek olan ve Ballon d'Or ödülünün sahibini bulacağı törene, her ikimiz de partnerlerimizle birlikte davetliydik. Böylesine önemli bir futbol organizasyonuna davet edilmiş olmak her ne kadar gerilmeme sebep oluyor olsa da, Jadon'ın bu başarısıyla o kadar gurur duyuyordum ki, mutluluğum bütün endişe ve stresten uzaklaşmamı sağlıyordu.
Ödül sahiplerinin kimler olduğunu elbette ki biliyorduk. Günler öncesinden menajeri yoluyla Kopa ödülüne layık görüldüğü Jadon'a bildirilmişti. Fakat yine de ödülü göreceği andan itibaren ellerinin terlemesine sebep olacak derecede heyecanlanacağını tahmin edebiliyordum.
Beni asıl kaygılandıran konu ise; Jadon'ın sadece birkaç oy farkla önüne geçtiği rakibiydi. Erling. Kaderin bana lanet bir oyunuymuş gibi, bütün haber ekiplerinin ve magazincilerin bulunacağı bu devasa gecede, gözlerin üçümüz üzerinde olacağını anlayabilmek çocuk işiydi.
Dortmund'daki, ona her şeyi anlattığım günden sonra, aramızda bir sorun olmadığını ve bana düşmanca duygularla yaklaşmayacağını biliyordum. O, benim sahip olabileceğim en mükemmel arkadaşlardan biriydi. Ancak Jadon'ın bu konuda bana katılmadığı açıkça ortadaydı. Gerçekten sinirlendiğinde gözünün hiç kimseyi ve hiçbir şeyi görmeyeceğini biliyordum. Erling, magazinciler ya da davetlilerden birinin onu kışkırtmaya çalışması halinde; onlara istediklerini kolayca verebilirdi. Gecemiz bir fiyaskoya dönerdi. Tarihin en unutulmaz ödül gecesi olarak anılacağı türden.
Summer, Jadon'la uyumlu giyinebilmemiz için seçtiği göğüs ve sırt dekolteli, kırmızı uzun elbiseyi özenle önüme bıraktı. Mason'ın hediyesi olan şık kolyeyi heyecanla zarif boynuna takmaya çalışırken aynadaki yansımasını izlemeyi de sürdürüyordu. Onun da Mason'ın bu yükselişiyle oldukça gurur dolu olduğunu görebiliyordum.
İçimdeki git gide büyüyen huzursuzluğu göz ardı edebilmek için telefonumu elime aldığımda, Jadon'ın da Phil ve Mason'la olan hazırlık fotoğraflarını bana attığını gördüm. Yüzümdeki tebessümle bir süre fotoğrafları inceledikten sonra, kendimi makyaj artistlerinin sihirli ellerine bıraktım. Ben de savaş boyalarımı sürmeliydim artık.
⋈ ⋉ ⋊
Önümüzden geçen birkaç davetliyi umursamadan, bütün kameramanların ilgisi hiçbir anı kaçırmamak adına seri hareketlerle bize dönününce derin bir nefes aldım ve kendimi içten görünecek bir tebessüm bahşetmeye zorladım. Bitmeyecek gibi hissettiğim kırmızı halının sonuna geldiğimizde, daha fazla vakit kaybetmeden kokteyl bölümünün bulunduğu alana geçmemiz için Jadon'ı yavaşça itekledim. Etkileyici bir kahkahanın ardından onu daha net duyabilmem için yüzüme doğru eğildi. Sıcak nefesi boynumu yaladığında, içim titremişti. Vücudumda hayali bir tüy geziniyormuş gibi hissediyordum.
"Ödül almak için sahneye çıkacak olanın ben olduğumu sanıyordum, ancak bütün gözlerin ilgiyle takip ettiği kişi yalnızca sensin, Nora."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gorgonize|| Jadon Sancho
FanfictionOne night in heaven, when you touch me You take me up high with the clouds in the sky. One night in heaven, when you kiss me You light up my life, make me feel so alive. ✗ ✗ For @radiocheck