Titrekçe bir nefes vererek dakikalardır cesaretimi toplayamadığım için açamadığım mail kutuma baktım. Manchester'daki neredeyse tüm üniversitelere lisans eğitimim için başvuru yapmıştım. Ama şu an görmek dahi istemeyeceğim olası cevaplardan dolayı elim bir türlü fareye gitmiyordu.Açıkçası; Jadon'ın Manchester'a olan transfer haberini ilk öğrendiğimde, aramızdakilerin bu kadar kısa bir sürede son bulacağını düşünmüş ve haftalarca bunun melankolisiyle devam etmeye çalışmıştım. Ancak Dubrovnikteki tatilimizden beri emin olmuştum ki, artık ikimiz de birbirimizden ayrı bir hayat düşünemiyorduk ve bunun için fedakarlık yapmaya hazırdık. Tıpkı şu an olduğu gibi.
Jadon da sabırsızlıkla yanıma gelip ellerini birbirine sürttü ve cevabımı beklediğini belli edercesine yüzüme bakmaya başladı. "Bakma öyle. Korktuğum için açamadım henüz."
"Benim bakmamı ister misin?" Elini çeneme yerleştirerek narince okşadığında bilgisayarı ona doğru çevirdim ve mailleri okumamak için başımı zıt yöne çevirdim.
Birkaç dakika geçmiş olmasına rağmen hâla cevap vermediği için dudaklarımı bükerek başımı yeniden Jadon'a çevirdim.
"Kabul edilmemişim, değil mi? O yüzden susuyorsun."
Kendine has erkeksi kahkahası kulaklarımı doldurdu. "Tanrım! Hepsinden kabul almışsın Nora. Sanırım benim sevgilim dünyanın en mükemmel kadını."
Yüzümün her noktasına ardı ardına öpücükler kondururken Jadon'ı omuzlarından tutup durması için kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ve bilgisayarımı kucağıma aldım.
Ben de mailleri tek bir kelimeyi bile kaçırmamaya çalışarak dikkatlice okuduktan sonra çığlık atarak Jadon'a sarıldım.
"Manchester'a gidiyoruz, bebeğim!"
⋈ ⋉ ⋊
Başımı elime yaslayarak, kilometrelerce yüksekten tıpkı bir minyatür gibi görünen bu büyüleyici adayı izlemeye devam ediyordum. Bugün itibarıyla, yepyeni bir şehirde, yeni bir hayata başlıyorduk ve okulun ilk günü bile bu kadar heyecanlandığımı sanmıyordum.
Kabin görevlisi, birkaç dakika içinde Manchester Havalimanına iniş yapacağımızı söylediğinde yan tarafımda uyumakta olan Jadon'a baktım. Elimi uzatarak huylandığını bildiğim için parmaklarımı burnunda ve boynunda gezdirmeye başladım.
Birkaç saniye sonra gözlerini belerterek bana baktığında kıkırdadım. "Sadece birkaç saat sonra bu yazın en büyük transferini gerçekleştirmek için imza atacaksın, birazcık bile olsa heyecanlı olman gerekmez mi, sevgilim?"
Uyanabilmek için gözlerini ovuşturuyorken mırıldandı. "Jet lag etkisi olmalı. Yoksa uykuya düşkün biri değilimdir, biliyorsun." Kahkaha atarak başımı salladığımda, bulunduğunuz özel jet de nihayet iniş yapmıştı.
Jadon, parmaklarını parmaklarıma kenetleyerek havaalanının bekleme salonuna birlikte girmemizi sağladı. Tahminlerimin aksine, ilişkimizi insanlardan saklamak istemiyordu. Beni bir kez daha yanıltmayı başarmıştı.
Bizi bekleyen yüzlerce taraftarı ve kulüp yetkilerini gördüğümde gülümsememi engelleyemedim. Onu şimdiden bu denli seviyor ve sahipleniyor olmaları, eminim ki herkesten çok beni mutlu ediyor ve gururlandırıyordu.
Jadon'ın omuzlarına taraftar atkılarından birini bıraktıklarında, o da hepsine el sallayarak selam verdi. Güvenlik görevlilerinin bizi kulüp binasına götürmek için yönlendirmesi üzerine imzaların atılması için yola çıktık.
⋄ ⋅ ⋆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gorgonize|| Jadon Sancho
Hayran KurguOne night in heaven, when you touch me You take me up high with the clouds in the sky. One night in heaven, when you kiss me You light up my life, make me feel so alive. ✗ ✗ For @radiocheck