One night in heaven, when you touch me
You take me up high with the clouds in the sky.
One night in heaven, when you kiss me
You light up my life, make me feel so alive.
✗ ✗
For @radiocheck
Alarmın sinir bozucu sesini duyduğumda, kolumu sağ tarafımdaki komodine doğru uzatıp telefonumu elime aldım ve tek gözümü açarak alarmı kapatmaya çalıştım.
Oflayıp gözümün önüne gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak yerimde doğruldum ve sırtımı yatağımın kadife başlığına yasladım.
Başımı soluma çevirip bir süre Jadon'ın ritmik şekilde kalkıp inen çıplak göğsünü izledim.
Özellikle son yaşadığımız olaylardan sonra ona tahmin bile edemeyeceğim derecede çok bağlanmıştım. Ama hâla aramızdaki ilişkinin adını koyamamıştık. Aslında bu, benim çocukça hareketlerimden kaynaklanıyordu.
Jadon'a, Erling'le olan ilişkimizi henüz yeni bitirdiğimizi; onunla ciddi bir adım atmak için hazır hissetmediğimi söylemiştim. O da her zaman yaptığı gibi isteklerimi anlayışla karşılamıştı. Sanırım bu konuyu o da fazla dert etmiyordu.
Zaten günlerimizin çoğunu birlikte geçiyorduk. Jadon antrenmandan çıktıktan sonra, magazincileri göz önünde bulundurarak dışarda pek vakit geçirmiyor; onun ya da benim evimde buluşuyorduk. Bu süreçte birbirimizi daha iyi tanıdığımızı hissediyordum.
Birkaç gün önce Mason, Jadon'ı görüntülü aradığında aramaya birlikte yanıt verip aramızda olanları ilk kez Mason ve kız arkadaşı Summer'a anlatmıştık.
İkisi de birbirimize ne kadar çok yakıştığımızı söylemiş, ardından da neden daha önce anlatmadığımızı sorup azarlamaya başlamışlardı.
Bizi yargılamayıp güzel dileklerde bulundukları için fazla mutluydum. Jadon'a hissettirmemeye çalışsam da takım arkadaşları ve ailesinin, aramızdaki ilişkiyi öğrendiklerinde verecekleri tepkilerden fazlasıyla çekiniyordum.
Aralık olan balkon kapısından odaya doğru soğuk bir rüzgar estiğinde vücudum ürperdi ve başımı sallayarak düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım.
Ayaklarımızın altında kalmış olan yatak örtüsünü çekiştirdim ve Jadon'ın çıplak vücudunun üzerine yavaşça bıraktım. Çok kolay hasta olabiliyordu ve hastalığı atlatması da uzun sürüyordu.
Banyoya gidip yüzümü yıkamam gerektiğini düşünerek yataktan kalktığım sırada Jadon'ın telefonuna arka arkaya gelen mesaj bildirimleriyle durakladım.
Saat henüz çok erkendi, ayrıca Jadon mesajlaşmayı pek sevmediği için arkadaşları da zamanla bu duruma alışıp önemli bir şey olmadığı sürece mesaj atmayı bırakmışlardı.
Jadon'ın üzerine doğru uzanıp yanında duran telefonu elime aldım. Geri çekilirken de dudağına minik bir öpücük kondurmayı ihmal etmemiştim.
Kilit düğmesine bastığımda, mesajların Mason'dan geldiğini gördüm. Aramızda olanları bilen tek kişi Mason olduğu için, Jadon'ın benim hakkımda attığı mesajlara cevap vermiş olabileceğini düşünerek heyecanla şifreyi girdim.
Money Mase👾 Günaydın, Manchester'ın kırmızı şeytanı! Görüşmeler için ne zaman geleceksin? Phil ve Jesse senin şerefine parti düzenlemek istiyor Trent ise yanlış kırmızıyı seçtiğini söyleyerek küfürler ediyor şu an😂
Yüzümdeki gülümseme okuduğum her mesajdan sonra yavaş yavaş silinirken ne yapacağımı bilemeyerek öylece telefon ekranına bakakaldım. Sanırım artık yüzümü yıkamama gerek kalmamıştı, bu mesajlar üzerimde soğuk duş etkisi yaratmıştı zaten.
⋄ ⋅ ⋆
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
