𝐲𝐢𝐫𝐦𝐢• 𝑓𝑖𝑛𝑎𝑙

199 27 29
                                    



Yaşamış herkesin, iyi veya kötü bir dolu anısı vardır. Bu dünyaya, bir hiç uğruna geldiğimize inanmıyordum. Hepimizi, mutlaka bir yaşam amacı olmalıydı.

Benimse geriye dönüp baktığımda; mutlu olduğum bütün anlarda Nora vardı. Böyle olacağını, o henüz yanımdayken de biliyordum. Ancak hatırlamak dahi istemeyeceğim o anın bile Nora'yla olacağını hiç düşünmemiştim.

Çünkü; hayatımın en değerli anı olacağını düşündüğüm o kısacık süre, beni sonsuz acılara mahkum bırakmıştı. Nora'yı ilk gördüğüm andan itibaren hayalini kurduğum, haftalarca onu en mutlu edeceğim şekilde tasarlamaya çalıştığım günde, onu sonsuza kadar kaybetmiştim. Hem de benim kollarımın arasındayken. Her şeyin daha farklı olabileceği ihtimalini aklımdan çıkaramıyordum. Gözlerim yine dolmaya başladığında, rahipin sesi dikkatimi dağıtmaya yetmişti.

"Ve Nora van Haak, İsa'nın sevgi dolu kollarına kavuştu. Şimdi ona son vedalarını edebilmek için, en yakınları kürsüye gelip konuşma yapabilirler."

Aramızda, ilk konuşmayı yapabilecek cesarette olan tek kişi Justin'di. Bu yüzden elindeki yazıyla dolu olan kağıtla birlikte, oturduğu yerden kalkıp rahipin yanına ilerledi.

"Çocukluğumun oldukça büyük bir bölümü birlikte geçirdiğim, kendimi keşfetmemi sağlayan biricik dostum Nora'yla ilgili söylemem gerekenler olduğuna inanıyorum. Okulun ilk yıllarında, fazlasıyla çekingen bir çocuktum. Oyunlarda hep joker olmak zorunda kalan, grup ödevlerinde kimsenin birlikte olmak istemediği o çocuk. Bütün çocuklar benimle aynı masada yemek yemeyi kesin bir dille reddettiği için, birçok sefer öğretmenimize aç olmadığıma dair yalanlar söyleyip; diğerleri yemek yerken tuvalette dakikalarca ağlardım.

Ancak bir gün, karşı bahçemizdeki evin önünde devasa,daha önce görmediğim türden bir kamyonet durdu. Merakla annemin yanına koştuğumda; o kamyonetin sahiplerinin bizim yeni komşularımız olacağını, bu süreçte onlara yardım etmemiz gerektiğini söylediğini hatırlıyorum. Fakat tahmin edebileceğiniz üzere, annemin bütün ısrarlarına rağmen o ailenin yanına gidemedim ve günlerce odamdan dışarı adım dahi atmadım.

Birkaç gün sonra; babam birlikte bir şeyler yapmak isteyip istemediğimi sorduğunda, nihayet bu çocukça inadımdan vazgeçtim ve ilk kez o gün, meraklı gözlerle evimizi inceleyen o altın sarısı saçlarıyla; bana Disney prenseslerini hatırlatan o harika kız çocuğuyla tanıştım.


Nora; tanıştığımız ilk andan itibaren, beni hiç kimsenin dinlemediği şekilde bir ilgiyle dinliyor, kimsenin bana vermediği sevgiyi o bana bahşediyordu. Daha sonra, benimle aynı sınıfta olacağını öğrendiğimde, her ne kadar başlarda sevinsem de, sonrasında korkum sevincimin önüne geçmişti. Çünkü öğretmenlerimiz dahil okuldaki herkes, Nora'nın saçtığı bu ışığın etkisi altına girmiş gibiydi. Bütün kızlar Nora gibi görünebilmek için ailelerine onun giysilerinden satın aldırmaya çalışıyor, erkekler ise oyunlarında mutlaka o da olsun istiyordu. Nora'ya olan bu ilgi beni hırçınlaştırmıştı. Çünkü onun da diğerleriyle birlik olup beni ezmeye başlayacağını sanıyordum. Eski mutsuz günlerime döneceğimi düşündüğümde, onun da canını yakmaya başladım. Sürekli olarak onu ağlatacak sözler sarf ediyor, yanıma geldiğinde o yokmuş gibi davranıyordum.

Ama Nora, benim tüm bu saçmalıklarımı görmezden geldi. Yaşımıza göre o kadar olgun davranıyordu ki, adeta bir yetişkin gibiydi. Bütün çocukların söylediklerini ve davranışlarını görmezden gelmiş ve onu da dışlamaya başlamalarına rağmen benim yanımda durmaya devam etmişti. Ve bunu fark ettiğim andan itibaren, bütün kaderim değişti.

Gorgonize|| Jadon SanchoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin