1.|19. Kum Saati♠️

135 60 131
                                    

Selam Oyunbazlarım!

📚Keyifli Okumalar Dilerim.📚

♠️●♠️

Yazar'ın Anlatımıyla
Konum: Skiá Topluluğu Yerleşkesi
Tarih: 31.07.2022
Saat: 18:55

İnsanlar kum saatine benzerdi. Bir tarafa doğru akar ve en sonunda tükenirdiler...

Zaman hiç kimse için durmazdı.

İnsanların o çok sevdikleri hayatları zamanın kurbanı olurdu. Çünkü zaman durmak bilmezdi hep akar giderdi, aynı kum saatindeki kumlar gibi insan hayatları gibi...

Zaman aldatıcıydı.

Siz zamanınız var sanırsınız ama bir bakmışsınız zaman elinizden kayıp gitmiş. Zamanın içinde bir denizdeymiş gibi yüzerken bir bakmışsınız deniz kurumuştur...

Zaman tükenirdi.

Zaman sonsuzluğa uzanırdı lakin birileri için sonsuzluk onlara verilen süre kadardır. Ve unutmayın zaman hep birileri için biter, süresi olan diğerleri için ise ertelenirdi...

Zaman, diye düşündü genç adam. Canımızı en çok yakan, yaşananları unutmayan ve unutturmayan şey, diye düşünmeye devam etti. Zaman geçmişti, yıllar geçmişti. Ama onun içindeki acıyı hiçbir şey yok edememiş, silememişti. Kalbinin en derinlerinde, zihninin en kuytu köşelerinde bir hayalet gibi yaşamını sürdürüyordu.

Ama canını yakan en büyük şey ise hâlâ geçmişin can yakan anılarıydı... Uzay elindeki kum saatine uzun uzun baktı. Ona kum saatini çok küçükken annesi vermişti. Verirken ona ne dediğini çok iyi hatırlıyordu. Hatta verdiği günün ertesi sabahında olanları da. Birden zihni istemese de o güne gitti. Bunu durduramadı, zaman geriye aktı.

Soğuk bir kış günüydü. Yılın ilk kar taneleri gökyüzünden, yeryüzüne süzülürken küçük Uzay heyecandan açılmış mavi renkli, badem şekilli gözleriyle pencereden yağan karı seyrediyordu. Küçük elleri pencerenin camına yaslanmıştı. Bütün dikkati karlardayken odasının kapısının açılmasıyla dikkati dağıldı. İçeri girenin annesi olduğunu görünce pencereden uzaklaştı ve koşup küçük kollarını annesinin beline sardı.

Annesi yorgun bir tebessümle oğlunun kafasını okşayıp gülümsedi. "Uzay'ım güzel oğlum, ne yapıyorsun bakalım?" Genç kadının sesi yorgunluğunu gizlemek istercesine neşeli çıkmıştı. Uzay küçük kollarını annesinin belinden çekip pencereyi işaret etti. "Kar yağıyor, onu izliyordum." Annesi pencereden dışarı bakınca yağan karı gördü. İçine bir hüzün çökerken dudaklarındaki gülümsemeyle Uzay'a baktı. "Çok güzel yağıyor değil mi?" Uzay heyecanla kafasını salladı.

Gözleri yağan kardaydı. "Evet, anne," dedi. Genç kadın derin bir nefes alarak odada bulunan koltuğa yavaşça oturdu. Anlık olarak yüzü buruşsa da hemen yüz ifadesini düzeltti. Ardından yanındaki boşluğa vurdu. "Yanıma otur, Uzay'ım. Sana bir hediyem var." Uzay hediye kelimesini duyunca sevinçten gözleri parladı. Hemen annesinin yanına oturup merakla bakmaya başladı. "Bana ne aldın anne?"

Genç kadın küçük oğlunun bu meraklı haline tebessüm etti. Ardından çantasındaki orta boyda olan kutuyu çıkarıp oğluna uzattı. Uzay küçük elleriyle kutuyu annesinden alıp dizlerinin üstüne koydu ve kapağını sabırsızca açtı. Karşılaştığı şey ile duraksarken elini kutunun içine soktu ve orta boy bir kum saatini ellerinin arasına aldı. "Bu nedir anne?" İki eliyle tuttuğu kum saatine büyük bir merak ile baktı. Ne olduğunu bilmiyordu.

OYUNBAZLAR ÇETESİ♠️OYUNBOZANLAR (OYUNBAZ SERİSİ 1-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin