Kaf Dağı'nın ardı Araf, yedi tepenin içinde binbir günah. Ben bağlanıp kaldım bu kente, kulağımın duyduğu tek hece: Âh...
Bak buralar hep boş, binaların içi dolu, insanların zihni hep boş. Yollar dolu, yolcular sarhoş. Aydınlığın karanlığı karşıladığı yerde ölüm erketede. Kundaktaki nefes kelebekten hediye. İyi bak yenidoğanın gözlerine. Nefesin boşluk, nefsin boş.
Otobana tükürülmüş bir otobüsün içinde otomatiğe bağlamış insanlar içindeyim, beni bul. Şehrin göbeğinde, kaosun eteğinde, bir tımarhanenin orta yerinde beni bıraktığın yerdeyim, bunu bil.
Boşluğun salıncağı zihnimin en dolu yerinde. Kapılar kapanıyor, kollar açılıyor, sonu yine boşluk. Anaforda boğulurken tüküreceğim deryanın içine. Yuttuğum sudan değil tuttuğum nefesten olacak ölümüm. Ölümü bul, ölümü bil. Hiç kimse bunu bilmese yine sen bil.
Bunu bil ve beni bul. Ofiste ofsayta düşmeden, bu düzen bana kırmızı kartı göstermeden, tükenip mürekkebim bitmeden beni bul. Kaynayıp taşıyor şehir, annem kaynaş diyor insanlarla. Oysa beni yakalasalar bir kaşık suda kaynatıp içecekler suyumu, biliyorum. Bunu bil, anneme de bildir.
Bak susuyorum ben, kendi yumruklarımı yiyip karnımı doyuruyorum. Kendimi yedirmem hiç kimseye, ne sana ne insan nesline. Bayan Hiçkimse kafam bozuk bu gece, bana bir iyilik yap bekletme hiç boş yere. Ya gel geleceksen ya da git cehennemin dibine!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Hiçkimse'ye Mektuplar
Поэзия-Bayan Hiçkimse'ye Mektuplar- Çok yürüyorum. Binaların üst katlarına ve kadınların vücut hatlarına bakıyorum. Ay yirmi yedi yıldır beni takip ediyor. Çok duruyorum. Odamın penceresinden gemileri ve yıldızları izliyorum. Sabah oluyor. Güneş yirmi ye...