Bir sabah uyandığımda nasıl göreceğimi biliyorsam o uçan balinayı, seni de öyle bildim işte. Ne bir eksik ne bir fazla.
Denizinden kaçmış bir balık gibi, toprakta kaybolan bir karınca gibi, gökyüzüne ağır gelen bir kuş gibiyken ben, sen varlığınla yok edecektin beni. Seni izlerken yok olacaktım ve bu yok oluş ac-cayip güzel olacaktı...
Olmadı. Olacak gibi de durmuyor açıkçası.
Masalların da bir sonu var be Sayın Bayan, Sevgili Hiçkimse. Bitmeden de bitiyorlar bazen böyle.
Bu mektuplar bitmez kolay kolay, bu değil sona eren. Sonu bir ben bir de birkaç yakın dost biliyor. Onlar da herşeye yetiyor zaten. Senin yerine dinliyor, senin yerine görüyor, senin yerine soruyorlar hâlimi hatrımı.
Böyle böyle geçiyor günler işte. İnanılmaz sıkılıyorum. Elimde olsa yataktan hiç çıkmam diyorum. Bu konuda rekorlar kırıyorum kafamın içinde. Sen aklıma gelince elimde sadece kırık bir kalp kalıyor. Böyle ucuz şeyler düşündüğüm için ağzıma bir silah sokup kendimi vurmak istiyorum. O da olmuyor.
Bu aralar yaşamıyorum anlayacağın, yaşayamıyorum. Yenilmeden yenilgiyi kabullendim ve seni terk ettim. Tekrar bulur muyum, kimbilir? Ama hiç sanmıyorum. Evet yaşamıyorum, yalnızca zaman geçiriyorum ve sanırım uçan balinaları senden daha çok seviyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/32670417-288-k705826.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Hiçkimse'ye Mektuplar
Поэзия-Bayan Hiçkimse'ye Mektuplar- Çok yürüyorum. Binaların üst katlarına ve kadınların vücut hatlarına bakıyorum. Ay yirmi yedi yıldır beni takip ediyor. Çok duruyorum. Odamın penceresinden gemileri ve yıldızları izliyorum. Sabah oluyor. Güneş yirmi ye...