5: Aşk İnsana Çiçek Kusturur

338 48 7
                                    

Atsumu iyi değildi.
Göğsüne vuran ağrı gün geçtikçe artıyordu. Aslında olan kötü bir şey yoktu. Sakusa o kızı ona karşı bir şeyler hissetmediği için reddetmişti ve tabi ki bu Atsumu'yu mutlu etmişti. Modu düzelmişti. Düzelmeyen tek şey göğsündeki lanet ağrıydı.

Evde ailesinin dışarıda arkadaşlarının dikkatini çekmemesi için büyük bir çaba sarfediyordu ama birden göğsüne saplanan o keskin acıya dayanması zordu. Sonra nefesi kesiliyordu ve nefes almak için verdiği çabaya öksürük krizleri ekleniyordu.

Bunun için doktora gitmeyi aklına koydu.

"Atsumu!"

Kulağının dibinde Sakusa'nın bağırmasıyla adeta yerinde sıçrayarak kendine geldi. Bu ara bunu çok sık yapıyordu. Dalıp dalıp gidiyordu.

"Ha? Evet ne olmuş?" gibi salak saçma bir cevap verince kendine sövmeden edemedi.

"Sen söyle ne oldu? Daldın yine."

"Ha yok şey öylesine.. İnsanlık hali bilirsin." demekle yetindi.

Sakusa Atsumu'nun bir şeyleri kafasına taktığının farkındaydı ama onu sıkmak istemiyordu. Konuşmak isterse anlatacağını biliyordu. Elini Atsumu'nun elinin üzerine koyup "Üstelemeyeceğim ama konuşmak istediğin an gel anlat tamam mı? "dedi.
Atsumu önce elinin üstündeki ele daha sonra Sakusa'nın gözlerine bakıp gülümsedi."Tamam Omi - kun."

Bu güzel anı bölen Atsumu'nun göğsünden yükselen sızıydı. Belli etmemeliydi. Lavaboya gitmesi gerektiğini ağzında geveleyerek koşar adım kendini lavaboya atmış kapıyı kilitlemişti.

Ciğerleri parçalanırcasına öksürmeye başladı. Nefes alamıyordu.
Bir gayret uzanarak yanındaki musluğu açtı ki su sesi öksürük seslerini bastırabilsin.

"Tsumu iyi misin?"

Sakusa'nın seslenmesiyle elleriyle ağzını kapatmıştı. Öksürüklerini duyarsa sorar üstüne giderdi. Zar zor kendini tutup "İ-iyiyim Omi-kun... Geliyorum şimdi."diyebilmişti.

Bir süre daha deli gibi öksürdükten sonra yavaşça sakinleşebilmişti. Gözlerinden yaşlar ağlarcasına boşalmıştı bu kez resmen. Ellerini yavaşça ağzından çekince gördüğü manzara ise daha kötüydü. Avuçları kan içindeydi.

Şokla avuçlarına bakarken " Siktir bu hiç iyi değil..." diye mırıldandı.
Kesinlikle çok kötüydü.
Artık ertelememesi gerektiğini anlamıştı. Hemen yarın doktora gitmeliydi.
Ondan önce ise kanlı ellerini ve banyoyu temizleyip Sakusa'nın yanına dönmeliydi.

*********

Atsumu o cumartesi sabahı çok erken kalkmıştı. Kardeşi derin rüyalarından birindeydi. Kimseyi uyandırmadan evden çıkmak istiyordu.
Bir an önce doktora gitmeli ve şu lanet öksürüğün ve gelen kanların nedenini öğrenmeliydi.
Ciğerlerine zarar verecek kötü bir alışkanlığı yoktu. Yoksa ciğerleri doğuştan mı böyleydi? Acaba ölümcül bir hastalığı mı vardı?
Kafasını sağa sola sallayarak kötü düşünceleri kovmaya çalıştı. Paranoyakça davranmanın kimseye faydası yoktu.
Yavaşça evden çıktı.
Odadaki masanın üzerine ufak bir not kağıdına Omi-kun'a hediye bakmak için erken çıkmam gerekiyordu  öğleden sonrası için bizimkilere söz verdim. Annemi idare edersin. yazarak bırakmıştı. Gerisini Osamu'nun halledeceğini biliyordu.

Bir an tekrar doktoru düşündü. Ya ciddi bir şeyse? Ya ölümcül bir şeyse? İlk defa ölüm hakkında ciddice düşündü. Ölse ailesi napardı? Kardeşi, annesi, babası?
Bu düşünce kalbini sıkıştırmıştı.
Peki ya arkadaşları napardı?

Peki ya Sakusa ne yapardı?

Bu düşünceyle göğsü daha çok sıkıştı. Yine geliyordu. Saplanan acıyla yolun kenarına çöküp öksürmeye başladı. Cebine tıkıştırdığı peçetelerden birini alıp ağzına kapattı.
Nefes almak her öksürük krizinde daha zor hale geliyordu.
Öksürmekten ve nefessizlikten ağlayarak kendini paraladığı birkaç dakika'nın ardından peçeteyi ağzından çekti. Gelen kan miktarı artmıştı ama farklı bir şey daha vardı. Bir çiçek yaprağı. Bir çiçeğin taç yaprağı.
Gördükleriyle gözleri kocaman olmuştu. Bunun tek bir anlamı vardı ve o da bunu gayet iyi biliyordu. Sadece dua ediyordu. Bundan başka şansı yoktu.

"Lütfen bu sadece annemin değişik sağlıklı ot tariflerinin bir yan etkisi olsun.."

*********

Doktor elindeki röntgene bakarak iç geçirdi. Duyacağı şeyi az çok tahmin ediyordu. Bir umut diyordu içinden.. 'Bir umut başka bir şey çıkar belki.'

Doktor röntgeni masasına koyarak karşısındaki çocuğa baktı. Çok genç.. Diye geçirdi içinden. Hayatlarının baharında bu acımasız hastalıkla yollarının kesişmesi ne acıydı. "Kaç yaşındasın evlat?"

"17 efendim."

Çok genç.. Çok ama çok genç.. Doktor duyduğu derin hüznü bastırmaya çalıştı.
"Bunu olabildiğince açık söylemek zorundayım,senin iyiliğin için. O çiçek yapraklarını görünce az çok bir fikir edinmişsindir zaten.." diyerek gözlerini Atsumu'nun gözlerine kitledi. Atsumu ise evet manasında kafasını salladı.

"Hanahaki. Henüz başlangıç evresinde. Daha ciğerlerinde çiçekler yeni yeşeriyor." dedi doktor.

Atsumu kulaklarının uğuldadığını hissediyordu. Hayatı boyunca böyle bir an yaşayacağını asla düşünmemişti. Dünya üzerinde bu hastalığa yakalanacak son insan bile olamazdı o. Peki onu nasıl bulmuştu şimdi?

Doktorsa konuşmaya devam ediyordu. "İyileşmenin iki yolu var;ya hislerine karşılık bulacaksın ya da ameliyat olacaksın." Ellerini masanın üstünde birleştirip çocuğun gözlerinin içine baktı. "Ancak ameliyat olursan o kişiyle alakalı tüm anıların ve hislerini unutacaksın. Onları geri hatırlamanın ise bir yolu yok. Bu yüzden iyi düşün... Ameliyat olmak istiyor musun?"

Atsumu Sakusa ile tanıştığı ilk günü hatırladı. Oikawa'nın okuduğu haber, hanahaki yüzünden ölen o kız ve kendisinin Aşk yüzünden ölmek aptallıktır. Neden tedavisi varken kendini öldürürsün ki? Diye kızmasını hatırladı. O zaman bunu demek kolaydı ve evet mantıklı olan buydu.
O halde neden şimdi hiçbir şey söyleyemiyordu ve gözyaşları çoktan yanağından kaymıştı?

Neden Sakusa'yı ve anılarını unutma fikri daha öncekilerden daha büyük bir acı saplamıştı göğsüne?

Hem de ona bilincini kaybettirecek kadar...

********

Aha aha ha geldik Taylor aşkımın Red albümü tadındaki bölümlere ehe ehe ehe :)

Kalbimdeki Çiçekler - sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin