Atsumu arkadan Osamu'nun itelemeleri ile aşağı iniyordu. Birkaç basamak daha indikten sonra gerisin geri dönüp Osamu'yuda ittirdi. "Yok ben yapamayacağım!" dedi.
"Atsumu saçmalama annemlerden saklayamayız bunu!" diye itiraz edip onu çekiştirmeye başladı Osamu.
Atsumu istemiyordu. Nasıl söyleyeceğini bilmiyordu, ailesine böyle bir üzüntü yaşatmak istemiyordu. Ayrıca söyleyince ameliyat diye tutturacaklardı. Kendisi daha karar vermemişti ve baskı hissetmek istemiyordu.
"Samu lütfen hazır değilim!" diye kurtardı kolunu ondan. Osamu bıkkınlıkla baktı ona. "Tsumu üstüne gelmek istemiyorum ama annemlerden saklayamayız bunu." dedi.
"Samu biliyorum sadece cidden şu an bunu yapamam lütfen biraz zaman tanı bana." dedi yalvarırcasına kardeşine bakarken.
Osamu sessiz kaldı bir süre. Atsumu'nun isteğine anlayış göstermesi gerektiğini biliyordu ama hastalığın ne hızla yayıldığını bilmiyorlardı. Ailelerinden bunu saklamak doğru olmazdı." Tsumu hastalığın ne kadar hızla yayıldığını bile bilmiyoruz.." diye düşüncelerini kardeşiyle paylaştı. Atsumu hastalığın nasıl yayıldığını biliyordu. Ne çok hızlıydı ne çok yavaş. Ortalama bir hızdı.
Ama bu bilgiyi kendine saklamayı tercih etti."En azından ameliyat konusunda kesin karar verene kadar Samu... Kimsenin baskısı altında hissetmeden karar vermek istiyorum." dedi. Osamu buna bir şey diyemedi. Tabi ki ameliyat olmayı seçmesi için başının etini yiyecekti, kardeşini ölüme elleriyle gönderemezdi. Öte yandan kendisi bunu yaşasa Suna'yı unutmayı seçebilir miydi bilmiyordu bu yüzden Atsumu'nun karar hakkına saygı duymalıydı.
"Tamam.. Bir süre söylemeyelim." diye mırıldandı. Atsumu minnetle kardeşine sarılıp odalarına geri döndü.
Şu anlık bu fikri ertelemişlerdi.
**********
"Atsumu, Osamu'nun benimle bir sorunu mı var?" dedi Sakusa yanında kahvesini içen bedene.
Atsumu kafasını yavaşça kahvesinden kaldırdı. "Yoo neden ki?" dedi. Osamu'nun Sakusa ile ne sorunu olabilirdi ki?
"Beraber dışarıda takıldığımız zamanlarda bana böyle biraz sinirli bakıyor. Anlamadım." dedi Sakusa da elindeki bardakla oynarken.
Atsumu'nun jetonu şimdi düşmüştü. Kardeşi tabi ki onun durumuna o kadar üzülüyordu ki bundan içten içe Sakusa'yı suçlu tutuyordu. Halbuki Atsumu bunu onunla konuşmuştu. Ne Sakusa gel bana aşık ol demişti ne de onu Sakusa hasta etmişti. Birine aşık olmak elinizde olan bir şey zaten değildi. Atsumu ona aşık olmak ister misin deselerdi hayır derdi çünkü aşk zor bir şeydi. Baş etmesi çok zordu ve Atsumu da baş edememiş olacak ki ölümcül bir hastalığı ciğerlerinde taşıyordu.
Yine de pişman olamıyordu. Hiç pişman hissetmiyordu bile. İçinden kendine 'Aptal' deyip duruyordu. 'Öleceksin ama hala gülüyorsun' diyordu kendisine.
Ani farkındalıkla olduğu yerde dondu birkaç saniye. Neden sadece ölümü düşünüyordu? Neden asla ameliyat olup iyileşme ihtimalini düşünmüyordu?
"Atsumu?" diye Sakusa seslendi. Atsumu silkenelip "Efendim Omi-kun?" diyebildi.
"Daldın yine? Samu diyorum neden bana sinirli bakıyor sence?" diye yineledi konuyu.
"Sana öyle gelmiştir Omi-kun yoksa Samu sana neden sinirlensin ki?" dedi gergince. "Hem o sana sinirli olsa ne olur ki boşver." diye ekledi.
Sakusa böyle düşünmüyordu. "Ama sen benim için değerlisin ve kardeşinle aramda bir sorun olursa bu sana da yansır. Bunu istemiyorum." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Çiçekler - sakuatsu
Fanfiction| hanahaki disease au | "Aşk için ölmek aptallıktır." diye düşünürken aşkı için ölümü kabul eden Atsumu, hayatta asla büyük konuşmamak gerektiğinin en büyük kanıtıydı.