Okumaktan keyif alan, hatta bunun için amatörce yazılanlara bile, yazım hatalarından konuların akışındaki ritm bozukluklarına kadar her şeyi göz ardı edip şans verip okuyan herkese merhaba!
Yaklaşık iki ay önce yazdığım bölümü, okuma nezaketini göstermesinin yanı sıra bana yazarak yayımlamamı rica eden bir okuyucunun nazik isteği için bugün yayımlıyorum. Kendisine de belirttiğim gibi yazmayı bırakmadım ve kesinlikle tamamlayacağım. Kafamda kurguladığım Nefes'in, içime işleyen yalnızlığı, çaresizliği ve Edin'le yaşamayı hayal ettiği her duygusal anın bana hissettirdiği hassasiyet adına, Nefes'e borçluyum bir bakıma. Yazı yazmayı bilmek bile yazmak için geçerli bir sebepken yazarken yaşamak vazgeçilemez bir duygu.
Keyif aldığım bu konunun akışında neden ara verdiğimi belirtmek isterim. Zaman darlığı herkesin sorunu fakat benim için sebep bu kadar tekdüze değil. Yayımlamaya ara vermemin asıl nedeni, okuyanın görünmesine karşın tek bir yorumun yapılmaması. Benim hikayeden popülerlik adına bir beklentim yok, aksine okuduklarımın tek bir kişi tarafından anlaşılıp bana olumlu ya da olumsuz olarak bir geri dönüşümü beni fazlasıyla memnun ederdi fakat sanırım dramatik içeriğinden bu pekte mümkün olmadı.
Yorumlanmasa da ben, okumak için zaman ayıran herkese teşekkür ederim.
Yeni bölümlerle görüşmek üzere....
***
O'nu uğurladım. Her zaman ki gidişlerindeki tek fark, O'na "benimle kal" diyebilmemin manasının daha önceliklerden tepeden tırnağa farklı olmasıydı. Bugünkü duygu alışverişimizden sonra kal diyebilmemin altında yatan sebepler aşikardı. Kalmasını istemem bu dakikadan sonra en azından benim gibi biri için imkansızdı. Zaten Edin, bana beslediği duyguları itiraf etmeseydi benim açılmama olanak yoktu. Kaldı ki geldiğimiz son durum düşünüldüğünde, tepeden tırnağa korku yağmurunda ıslansam benimle kalmasını teklif edemeyecektim.
Edin'in de tutumu benimkinden farksızdı. "Geçerken uğradım" dediği günlerde olduğu gibi vedası gayet sıradandı. Önce sorunlarımdan kurtulmamı, kafamı toparlamamı beklediğini söyledi. Her şeyin sıra dışı oluşundan mıdır bilinmez herkesin yaşadığından daha farklı bir birliktelik olacağını altını çize çize tekrarladı.
Yalnızlığımla baş başa kalınca odama çekilip düşünmeye başladım, sarf ettiği cümlelerin üzerimde en fazla etki bırakanı yine hayal ettiğimin ötesinde olanıydı. Dostluk vaat ediyordu, her şey aydınlanana kadar yalnızca dostluk.
"Asla yalnızlığının benim için bir fırsat olabileceğini düşünme, sadece sana destek olmak istiyorum, sadece düştüğünde kaldırabilecek birinin yakınında olmasını istiyorum. Seni somutların ötesinde seviyorum Nefes, soyutların en güzeliyle. Yüzünü hatırlayabilmek bile günümü aydınlatıyor. Seni kırmaktan inanılmaz çekiniyorum."
Onu tanımadığım, hayattaki tecrübesizliğim o kadar aşikardı ki beni kırıp geçmekten duyduğu korkuyu, aktarabileceği en güzel kisve ile ifade etti. Aslında oldukça naif bir bakış açısının altından 'dostluk' maskesini kibarca çıkarmıştı, karşı cinsten beklenmeyecek kadar ince bir ruhu vardı. Madem aramızda yaşanacakları alfabetik sıralamaya koymuştu, uymaktan başka çarem yoktu. Üstelemem ya da atılması gereken adımı ondan önce atmam benim gibi karakterdeki biri için inanılmaz tezattı.
Kafamda bin bir soru ile yatağa uzandım, konuşmamız esnasında nasıl göründüğümü çizebilmek için zihnimi akıl almaz bir şekilde zorlamaktan avuçlarımın içi terledi. Gereksiz nemle dolan avuçlarımın içinde az önce Edin'in elleri vardı, saçlarıma dokundu, şu aşkından içi boşalmış kafamı göğsüne yasladı. O an hissettiklerimi bir yerlere karalamazsam sonradan büyük pişmanlık duyacağımdan emindim. İlk kez arkamda, bana ve O'na ait yazacağım cümleler birbirinin peşi sıra kümelendi. Gözlerimle yazı yazabileceğim bir şey aradım, sıradan bir kağıt sıradan bir kalem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefes
ParanormalKaçarken nasıl göründüğünü bilebilir, kafanda çizebilir misin? Nefes nefese kaçıyorum başımı soktuğum dört duvardan, geçmişinden ve belli ki özümden... Toprağa düşemez miydim bir tohum gibi bir başıma. Köklere ihtiyacımı soran, sorgulayan yoktu ama...