8. Bölüm

418 50 6
                                    

Herkese selamlar🖤 Bölüm bittiği gibi paylaşıyorum, keyifli okumalar dilerim.

Nihayet beklediği gün gelip çatmıştı Ada'nın. Genç kadın babaannesinin yanına gidebilmek için saatleri sayarken oldukça zor bir gece geçirmişti. Bölük pörçük bir uyku uyumuştu ve uyuyabildiği sınırlı zaman diliminde de ona nefes almasını zorlaştıran bazı kabuslar eşlik etmişti. Bu yüzden günün güzel başladığını söyleyemezdi. Babaannesinin bakımevinden kaçmasına neden olan sıkıntısını öğrenmedikçe de rahat edemeyeceğini biliyordu. Uyanır uyanmaz kendisi sert bir kahve yapmış, sonra da abisini aramıştı.

"Saat sabah altı." demişti Bulut uykulu bir sesle. "Herkes uyuyor, sen neden ayaktasın?"

"Uyuyamadım."

Bulut uykulu bir mırıltıyla Ada'ya cevap verdi. "Neden?"

"Sen nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun? Kadın bakımevinden kaçmış. Ya yeniden denerse?"

Bulut sıkıntılı bir soluk verdi. "Koyunları saymayı denedin mi Kızılcık? Ben şu an deneyeceğim, çünkü uyumak istiyorum. Babaannem uyuyordur zaten, istese de kaçamaz."

"Kalk hadi! Seni bekliyor olacağım." dedikten sonra Bulut'a itiraz şansı tanımadı. "Kahvaltıyı yolda yaparız."

"Tamam, geliyorum." Bulut, çoğu zaman Ada'nın isteğini yerine getirmek zorunda kalırdı çünkü genç kadının takıldığı konularda itiraz kabul etmediğini biliyordu. Bulut sıcacık yatağından kalkıp Ada'ya gitmezse yarım saate kalmadan Ada'nın zilini alacaklı gibi çalarken bulacağına emindi. Bu yüzden genç adam hızla yatağından kalkıp elini yüzünü yıkamaya gitti.

Bulut kendisi için kısa sayılabilecek bir sürede hazırlanıp arabasına atladığı gibi Ada'yı almaya gitti. Bulut için oldukça kısa olan hazırlanma süresi Ada'ya yüzyıl gibi geldiğinden abisini iğnelemeden durması mümkün değildi. Zira liseden beri Bulut saçlarının iyi görünmesini fazlasıyla umursar ve bu iş için Ada'ya oldukça gereksiz görünen bir süre harcardı.

"Seni beklerken yaşlandım Nazım Efendi," dedi Ada şakayla karışık sitem ederken. "Hep saçların yüzünden, onlara şekil vermen bir asır sürüyor."

Bulut Ada'nın sözlerine yalandan alınmış gibi yaptı. "Bekar halde başına mı kalayım istiyorsun Kızılcık? Yakışıklı görünmem gerekiyor. Hayatımın aşkıyla ne zaman karşılaşırım bilinmez."

Ada gözlerini devirdi. "Bu kadar şekilci olmak zorunda mısın? Hayatının aşkı diyeceğin kadının seni her halinle sevmesi gerekmez mi?"

Bulut sesli bir kahkaha attı. "Güzel ve nizami görünen saçlara neden karşı olduğunu sorabilir miyim? Neredeyse saçlarımı kıskandığını düşüneceğim."

"Abi biz yetişkin insanlarız, farkındasın değil mi? Anaokulu yaşını geçeli çok oldu. Tabii ki seni de mükemmel görünen saçlarını da kıskanmıyorum."

"Sadece seni rahatlatmak istemiştim Kızılcık ama bu pek mümkün gözükmüyor. Naze yüzünden gergin olduğunu biliyorum. Birazdan onun yanında olup sorunu her neyse çözeceğiz. Endişelenmeyi bırak artık."

Ada "Umarım," diye sessizce mırıldandıktan sonra abisine başka bir cevap vermedi. Bakımevine vardıklarında saat dokuz olmak üzereydi. Ada telaşlı adımlarla giriş kapısına adımlarken, Bulut da polis olduğunu ve geliş nedenlerini kısaca özetleyerek hızla Nazenin'in yanına gitmelerini sağladı. Yaşlı kadının dikkatini dağıtmamak için Ada Naze'yle tek başına görüşecekti. Ada, heyecanla yaşlı kadının odasına doğru gitti ve kapıyı çalarak içeriye girdi. Yaşlı kadın çoktan uyanmış, pencerenin hemen kıyısında görünen denize bakarak sessizce oturuyordu.

Akşam YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin