Bölüm Şarkısı: Incubus- Love Hurts
Keyifli okumalar...
Holdingden hızlı adımlarla ayrılan Ada abisi Bulut'la buluştuğunda kendisini yorgun hissediyordu. Devrim ve İnci'yle kahvaltı yapmış ve sonra da Utku'nun yanına uğramıştı. Şimdiyse Büyükada'ya gitmek için Kabataş'taki vapur iskelesine gelmişti. Üstelik sabah oldukça erken uyanmıştı yani yorgun hissetmesi normaldi. Ada, kendisini bulduğu mantıklı nedenlerle oyalamaya çalıştığının farkında olsa da bunu kendisine itiraf etmek istemiyordu. Kendisini yorgun ve ebeveynlerinden gizli suç işlemiş küçük bir çocuk gibi hissetmesinin nedeni Barış'tı.
Sebepsiz yere ona soğuk ve ters davrandığı için kendini kötü hissetmesi saçmaydı ama bu hissi bir türlü zihninden söküp atamıyordu. Oysa kısa vadede yanlış görüp kendisini yargıladığı bu davranışın uzun vadede mantıklı bir tercih olduğunu biliyordu. Ada, hayatına hiç kimseyi almamaya kararlıydı. Bu karar, Barış'ın şahsına özel değildi. Ada, aralarında romantik bir ilişkiye dönüşebilme ihtimali bulunan kişilerle başlayan arkadaşlıklardan özenle uzak dururdu. Bu hep böyle olmuştu. Ada'ya göre bir kadının kendisi olma yolunda en büyük engeli onu olmadığı birisi gibi davranmaya iten yakın ilişkileriydi. Ebeveynler, kardeşler, arkadaşlar, akrabalar ve sevgililer. Yakın ilişki kurduğunuz herkesin kim olduğunuzu etkilemeye belki hakları yoktu ancak sizin kim olacağını etkileme şansları ve imkanları vardı. Ailenizi seçmeyişiniz normaldi. Ada da ailesini seçemediği için sancılı bir çocukluk geçirmişti. Bu gerçeği kabullenmek zor olsa da bununla yüzleşmiş ve yola devam etmişti. Ailesinden ısrarla uzak duruşu ve çok fazla arkadaşının olmayışı bu yüzdendi. Ailesinin aksine arkadaşlarını ve ilişki yaşayacağı insanları seçebileceğinin bilincindeydi. Bu yüzden Ada seçimleri konusunda oldukça temkinli davranıyordu.
Romantik ilişkiler ve aşk tam anlamıyla Ada'nın korkulu rüyasıydı çünkü birisiyle yakınlaştığında olduğu gibi kabul edilmeyeceğini düşünüyordu. Birlikte olduğu kişi için değişmesi ve bazı seçimler yapması gerekecekti. Bu seçimlerin büyük çoğunluğunun kendi isteklerine uymayacağına emindi. Mesela Ada, evlenmek ve çocuk sahibi olmak istemiyordu. Birisini sever ve o kişiyi hayatına alırsa, o kişiye boşa umut vermiş olacaktı. Yıllar sonra dönüp baktığında pişman olmak istemiyordu. Değmeyecek bir adam için kendinden vazgeçmek zorunda kalmak en büyük kaygılarından biriydi. Düzgün birinden hoşlansa bile o kişinin elinden baba olma hakkını almaması gerektiğine inanıyordu. Kısacası en doğru karar romantik bir ilişki doğma ihtimali olsun ya da olmasın Barış'tan tamamen uzak durmaktı.
Nihayet Bulut'la birlikte Büyükada vapuruna bindiklerinde Ada düşüncelerinden bunaldığını fark etti ve zihnini dağıtabilmeyi umarak abisiyle sohbet etmeye başladı. "Dün telefonda konuştuğum o kadın kimdi?" diye sordu merakla. Kadına Bulut'un kendisiyle birlikte olduğunu ima etmiş ve o kadını korkunç bir hayal kırıklığına uğratmış olmalıydı. "Umarım çok üzmemişizdir kadını."
"Hande," diyerek konuşmaya başladı Bulut. "Bir süredir bana kafayı takmış durumda ve ne yaparsam yapayım onu bu isteğinden bir türlü vazgeçiremedim."
"Açıkça onunla birlikte olmak istemediğini söyledin mi?"
Bulut muzip bir ses tonuyla "Bu kadar açık ve net bir şekilde belirtmemiş olabilirim." dedi. "Ama ona fazlasıyla ilgisiz davrandım. Anlaması gerekmez miydi?"
"Aklı başında bir kadın istenmediğini anladığı halde bence bir erkeğin peşinde koşmaz. Bana anlatmadığın başka şeyler olduğunu düşünüyorum."
Genç adam bu kez gözlerini kaçırdı. "Onu öpmüş olabilirim."
Ada kaşlarını çatarak Bulut'a bakmayı sürdürdü. "Onu öptün ve istemediğimi belirttim diyorsun! Şaka yapıyor olmalısın abi."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akşam Yıldızı
RomanceHayatta size biçilen rolü beğenmediğinizde ne yapabilirsiniz? Ada, bugünlerde tam da böyle düşünüyordu. Hayatın ve ailesinin kendisine biçtiği rolü oldum olası hiç sevememişti. Olmadığı birisi gibi davranmak istemiyordu. Ada'nın yaşamakta olduğu bu...