21

112 16 0
                                    

10 Aralık


Pek büyük olmayan bir markete girip atıştırmalık bir şeyler almaya başladık. Rafların arasında gezinirken bir anda havaya kalkmamla ufak bir çığlık attım. Etraftaki bir kaç göz bana dönerken market arabasına çoktan oturmuştum.

Beni kaldıran kim diye baktığımda ise kaslı Namjoon'u gördüm. Bana gülümseyip göz kırptıktan sonra ilerlemeye başladı.

Böyle kaldığımı nasıl çıkacağımı düşünürken arabanın haraket etmesiyle hemen bir yerlere tutundum. Kimin arkamda olduğuna bakmak için dönerken Jimin'i görmemle gülümsedim.

O da bana gülümserken yanımıza Jungkook'un içinde oturduğu, Tae'nin sürdüğü market arabası geldi. Tae göz kırparak bize baktı ve konuştu.

"Yarışa var mısınız?"

Ben tam red edecekken Jimin ağzımı açmama izin vermeden kabul etti.

"Varız! Ama boş boş olmaz ne üzerine olsun?"

Ortada kazanılacak bir şey olması istememi sağlarken düşündüm acaba kazanınca ne istesek. Gözlerimi etrafta gezdirerek düşünürken az ileride bizi izleyen Yoongi'yi farkettim.

Göz göze geldiğimizde gülümseyip başka yere bakmaya başladım, o ise buraya doğru gelmeye başladı.

"Bence kaybenden takım herkese yetecek kadar yemek yapsın."

Yoongi'ye hemen itiraz ettim.

"Olmaz, bize ayrıcalıklı bir şey olmalı yoksa ne anlarım ben bu işten."

Yoongi gülümsemesini büyültüp çözüm odaklı konuştu.

"O zaman kazananların istediği yemekleri yaparlar?"

Bu fikir aklıma yattığı için Jimin'e döndüm. O da bana bakıp onayladı. Yan taraftan gelen ses ile jungkook'a döndüm.

"Bize neden sormuyorsun YunHee?"

Saçlarımı omuzlarımın gerisine atıp gülümseyerek konuştum.

"Kazanacağımız kesin olduğu için sormama gerek yok ki."

Jimin gülerek yumruk yaptığı elini bana uzattı. Bende yumruğumu yumruğuna vurduğunda Tae'nin sözleri kulağıma doldu.

"Çok güveniyorsunuz kendinize, hemen yarışalımda görelim bakalım kim kazanacak."

Sonrası çok hızlı gelişmişti. Ne ara marketin dışına çıktık bilmiyorum sonra Namjoon dikkatli olmamız için bizi uyardı. Jin gülerek bize bakıyordu ama o da dikkatli olmamızı istiyordu. Yoongi ise gelip elini kafama koydu ve diğerlerine hitaben konuştu.

"Ne yapıyorsanız yapın ama YunHee'nin kılına zarar gelmesin."

İçim kıpır kıpır olurken gülümseyen gözlerle Yoongi'ye baktım. Kafasını eğip benimle göz göze geldikten sonra saçlarımı karıştırıp geri çekildi. 

Saçlarımı düzeltip önümdeki yola baktım. Derin nefes alıp verdikten sonra içimdeki korkuyu dindirmeye çalıştım.

"Jimin lütfen dikkatli ol ama yavaş olma, kazanalım."

"Sen bana güven YunHee."

"Kookie baksana nasılsa kendilerini inandırmaya çalışıyorlar."

"Hyung şimdi boşver onları ama dikkat et düşüpte yüzümün yara almasını istemiyorum."

"Kook sence bilerek böyle bir şey yapar mıyım?"

Kook cevap vermek yerine nefes alıp verdi. Sonra Jin'in sesi kulaklarımı doldurdu.

"Hazırsanız başlıyorum."

Hepimiz başımızla onayladığımızda saymaya başladı.

"1, 2, 3! Başla!"

Hızla yolda giderken saçlarım savruluyordu. Kalbim heyecandan ağzımda atıyordu. Yan tarafa baktığımda Kook kahkaha atarken Tae bilmiş bir gülümseme ile yanımdan geçti.

"Jimin hızlan! Bizi geçiyorlar!"

Jimin daha hızlı koşarken Kooklar ile yan yana geldik. Kook ve Tae bize bakınca dilimi çıkartıp onlarla dalga geçtim. Biz biraz daha hızlanınca kahkaha atmaya başladım, benimle birlikte Jimin de kahakaha atmaya başladı.

Ne olduğunu anlamadan sarsılmam ile kahkaha atmayı kesip korkuyla Jimin'e döndüm. Jimin arkamda arabayı sürmesi gerekirken arkada kalmış yerde yatıyordu.

Kalbim iyice hızlanırken çığlık atmaya başladım. Kafamla bir öne bir arkaya bakarken çocukların peşimden koştuğunu gördüm. En önde Yoongi ve savrulan yeşil saçları vardı ama daha fazla bakamadan önüme dönmek durumundayım.

Çığlık atmaya devam ederken önümdeki koca taşa takılan tekerlek ile market arabası  yuvarlanarak düşmeye başladı. Tabi içinde benimle birlikte.

En sonunda arabadan fırladığımda gözlerimi kapattım. Sert adım sesleri ve adımı seslenmeleri giderek yaklaşıyordu.

Herkes telaşla bir şey söylerken Namjoon onları sakinleştirmeye çalışıyordu. Yoongi ise yanıma çökmüş hasar kontrolü yapıyordu korku dolu gözlerle.

"YunHee beni duyuyor musun?"

Başımı salladığımda nefes verip konuşmaya devam etti.

"Bilinç kaybı yok. Ağrın var mı?"

Başımı hareket ettirebildiğim kadar ettirim onayladım.

"Neren ağrıyor?"

"Her yerim."

Zorlukla konuştum zaten o ara ambulans sesi duyldu. Her halde etrafta olan biri aradı yoksa diğerlerinin aklına geleceğini sanmıyorum.

AİNSLEY | MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin