24

108 14 0
                                    


Bölümün son kısımları medyadaki gibi




21 Aralık


"Sonunda okula gelmişsin!"

"Sanada merhaba Kook."

Okulun büyük kapısından girmiştik birlikte. Sınıfa çıkan merdivenlerin başında kolumu tutup beni durdurdu.

"Neyin var? Neden okula gelmedin? Aradım ulaşamadım? Evine de geldim kimse kapıyı açmadı."

"Yaralanmıştım, biliyorsun. Vücudum yorgundu ve kafam çok karışıktı, dinlenmek istedim."

"Kafan dolu olduğunda, canın bir şeye sıkıldığında bana anlatabilirsin, arkadaşlar bunun için var."

Küçük bir tebessüm ettim bana bakan gözlerine bakarken.

Beklemeden sınıfa çıkmaya başladık. İkimizden de ses çıkmıyordu. Önce benim sınıfıma gelirken kısaca vedalaşıp ayrıldık.

Ortada bulunan en arkadaki sıraya yani yerime geçip beklemeye başladım. Sınıfa girenler garip garip bakıp önüne dönüyorlardı. Uzun zamandır devamsızlık yapmadığım için böyle bakıyorlardı sanırım.

Sonunda herkesin merak ettiği soruyu sınıfın çok sevilen kızı sordu.

"YunHee neden okula gelmiyordun?"

"Ufak bir kaza geçirdim."

Herkesin bana bakıp cevap beklemesi ne kadar gersede kolayca cevapladım. Aradan çok geçmeden de fizik dersinin hocası gelmişti.

~~

"Yemeğinden yiyecek misin artık."

Karşımda oturup sitemle konuşan Kook'a baktım. Kafamı eğip önümdeki yemeğe baktım.

"Kafam çok dolu Kook yemek yiyemiyorum."

"Anlat YunHee. Anlat ve sana yardım edeyim."

"Bu kalabalıkta konuşmak istemiyorum. Çıkışta bir yere gidip otururuz."

"Tamam ama yemeğini bitir artık."

Başımı sallayıp istemeden de olsa yemeğimi yedim.

~~

"Neyin olduğunu anlat artık."

Hava soğuk olmasına rağmen Han nehrinin orda oturuyorduk. Yaşadıklarım aklımda dolanırken ne anlatacağımı bilmiyordum.

Jungkook elini omzuma sarıp başımı göğsüne yasladı. Saçlarımda elini hissederken gözlerim doldu.

"Tamam anlatma, zorlamayacağım ama kendine yazık ediyorsun. Her şeyi içine atarak kendini bitiriyorsun."

Sözleri dolu gözlerimi harekete geçirmişti. Gözyaşlarıma hıçkırıklarım eşlik ediyordu.

Kook sessizce sakinleşmemi bekliyordu. Saçlarımda olan elleri ise sakinleşmeme çokça yardım ediyordu.

"Annem onlara layık bir evlat olmadığımı söylüyor. Babam bana sevgi göstermiyor. Ben kötü biri değilim Kook; yemin ederim kimseye zarar vermedim, kimseyi bilerek üzmedim."

Söylediklerime cevap vermiyordu çünkü konuşup rahatlamamı istiyordu.

"Ben çok fazla üzüldüm. Kimse beni anlamadı yanımda olmadı. Ben bunca sevgisizliğe rağmen birini sevdim. Sadece uzaktan izliyordum. Hakkında hiç bir şey bilmiyordum ama sonra bir anda çok yakın olduk."

Ağlamam şiddetlenince Kook saçlarımda olan elini çekip iki koluyla daha sıkı sardı beni. Biraz sakinleşince konuşmaya başladım.

"Ben gerçekten böyle olacağını bilseydim ilk başta hislerime engel olmaya çalışırdım. Yanındayken içimdeki küçük kızın sevinmesine izin vermezdim."

Başımı kaldırıp gözlerine baktım.

"Bana yardım et. İlk ve tek arkadaşım bana yardım et, kurtulmak istiyorum bu lanet histen."

Elinin tekini yanağıma çıkarttı. Dudaklarını kemirirken kocaman dolu gözleri ile gözlerime baktı.

"Senin mutluluğun için elimden geleni yapacağım güzel gözlüm."

Beklemeden tişörtünü tutan ellerimi boynuna atıp sıkıca sarıldım.

AİNSLEY | MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin