10 Aralık
"Ailene haber vermemiz gerek."
"Hayır vermeyelim."
"YunHee ısrar etme ailenin haberi olmalı bu durumdan. Eğer haber vermezsek seni bu halde gördüklerinde daha çok endişelenirler."
"Namjoon ısrar etme lütfen."
Namjoon hastaneye geldiğimizden beri aileme haber vermem için ısrar ediyordu ama bilmiyordu ki haber verdiğimde umursamayacaklar.
Son kez gözlerine baktığımda ikna olmam için takındığı sert ifadeden ödün vermiyordu. Sessizce yanımızda bizi izleyen diğerlerine baktığımda bakışlarım Yoongi'nin gözlerinde durdu.
Başını aşağı yukarı yavaşça sallayınca Yenilmişlikle omuzlarım düştü. Yatağın yanında duran çantamdan telefonumu çıkarıp annemi aradım.
Telefon çalıyordu ama açan yoktu. Teleonu kulağımdan indirip rehberden babamın numarasını buldum. Büyük ihtimalle açamazdı çünkü o daha yoğun oluyordu.
Telefon açılmayınca son kez şansımı denemek için annemi tekarar aradım.
"Ne var YunHee! Açmıyorsam meşgulüm demektir neden arayıp duruyorsun!"
"Anne sadece iki kere aradım."
Oda sessiz olduğu ve annem bağırdığı için muhtemelen hepsi annemin dediklerini duymuştu.
Nefes sesinden sonra annemin konuşması kulaklarıma doldu.
"Tamam, oldu bir kere. Sorun ne?"
"Ben bir kaza geçirdim şuan hastanedeyim."
"Okulda olman gerekirken dışarıda gezersen olacağı bu!"
"Anne-"
"Kes sesini! Toplantıya girmeden hemen önce arayıp beni sinirlendiriyorsun!"
Yutkunup susarken odanın içinde olanlarla göz göze gelmemek için yataktan aşağı uzattığım ayaklarımı izliyordum.
"Şimdi gidip toplantıya girmeliyim. Beni arayıp konuşabildiğine göre durumun kötü değil. Yanında yeterince para da vardır taksiye binip eve gidebilirsin."
"Peki."
Konuşmamı beklemeden kapatmıştı zaten telefonu. Derin nefes alıp kimsenin yüzüne bakmadan konuştum.
"Beni biraz yanlız bırakır mısınız?"
Jungkook itiraz edecekken onu çoktan çıkartmışlardı. Yoongi'nin de çıkmasını beklerken kapıyı kapatıp yanıma oturdu.
Bir şey söyleyecek diye bekliyordum ama duyulan sadece sessizlikti.
"Sen çıkmayacak mısın?"
"Seni yalnız bırakmak istemedim."
Umursamazca omuz silkerek söylemişti ama bu benim kalbimi titretmişti.
"Neden?"
Bedenini bana döndürüp gözlerime baktı. Dizlerimde duran ellerimi avuçları içine hapsederken heyecandan ölecektim.
Kalbim heyecandan kulaklarımda atarken sadece parlayan gözlerle onun suratını izliyordum.
"Çünkü abiler kardeşlerini yalnız bırakmaz."
Çerez niyetine atıp kaçtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AİNSLEY | MYG
Teen FictionSırtımı duvara yaslayıp ağlamak zor geliyordu. Neden duvar? Neden bir omuz değil? Ben neden kimsenin omzunda ağlamadım? Neden kimse bana derdin var mı diye sormadı? Ne yaşarsam yaşayayım belli etmediğim için mi?