Güneşin mavi gökyüzünü ışığa boğduğu bir sabahın başlangıcıydı o gün.
Dünkü yağmur yüzünden ıslanmış sokakların üstünden onlarca ülkenin bağırışları geliyor,renk renk arabaların tekerlek sesleri kulakları tırmalıyordu.
Kadife yastığına sarılarak uyumuş olan Ülke,penceresinin tam yanında duran Koca Çınar'dan gelen serçe sesleri ile birlikte mavimsi gözlerinin kapaklarını açtı.
Uyanmasıyla birlikte yerinden doğruldu ve dün gece açık unuttuğu camın kapağını kapatıp,altı mor mor olmuş gözlerini ovuşturdu.
Sendeleyerek kenarları toz olmuş, bir tarafı çatlak aynasının başına geçti.
Kızıl saçları her zamanki gibi dağınıktı,eliyle gelişi güzel saçlarını topladı ve ayağına, geçen doğum gününde Gürcistan'ın ona hediye ettiği siyah patikleri geçirdi.
Hava güneşli olmasına rağmen zemin soğuktu, bundan rahatsız olmuştu,yüzünü buruşturdu ve mutfağa geçti.
Mutfak, dün Kuzey Kıbrıs ile kek hazırlamaya çalıştığı için düzensizdi,her yere beyaz beyaz unlar saçılmıştı ve lavabonun içinde en az 5 tane kap vardı.
Kirliliğe aldırış etmeyerek buzdolabının kapağını açtı,kenarda duran soğumuş olan kahve şişesini eliyle kavradı ve şişenin yeşilimsi kapağını döndürerek açtı.
Aslında şuan kahve içmek istemiyordu fakat bu kafein deposu uykusunu bastıracak tek şeydi.
Aniden gelen küçük kız kahkası ile birlikte kahveye dikilmiş olan gözlerini hızlıca etrafa doğru çevirdi ve sesi takip etti..
O gün Kuzey Kıbrıs erken uyanmıştı,nedense uyku tutmamış ve yerinden kalktığı gibi oyuncak bebeği ile oynamaya başlamıştı.
Bebeğinin sarı saçlarını cırtlak pembe rengindeki tarakla taradı sakince ve bebeğin kıyafetlerini çıkartıp,mor puanları olan elbisesini giydirdi.
"Kıbrıs?"
"Seni bu kadar erken uyandıran güç ne,bakayım?"
Bunu diyen, Kapının tam önünde durmuş kahvesini höpürtederek içen abisi Türkiye'den başka birisi değildi.
"Sadece uyanmak istedim." Diye karşılık verdi Küçük kız gözlerini bebeğinden ayırmayarak.
"Saçlarımı örgü yapar mısın?Bugün okula öyle gitmek istiyorum da."Diye ekledi sonradan.
Kızıl Ülke gülümsedi,oyuncaklara basmamaya dikkat ederek kardeşinin yanına oturdu ve bileğinde duran tokayı alıp;
"Çift mi tek mi?" Dedi.
"Çift olsun,Lütfen."
Sonrası ise gayet sessiz geçti,KKTC bebeğini giydirmeye devam etti.
O bunla meşgulken ise Türkiye ona hayran gözlerle bakıyordu.
Kendisi sosyal birisi değildi,pek fazla arkadaşı yoktu,zaten bir çok ülke ondan nefret ederdi,ama kardeşi onu seven nadir insanlardan birisiydi.
Onu canından bile daha kıymetli tutar,eğer onun kılına bir şey olsa kıyameti nerede olursa olsun kopartırdı.
Zaten bu yüzden kimse Kuzey Kıbrıs'a dokunamaz,ona zarar veremezdi.
"Çok güzel oldun."Dedi Yavaşça Türkiye örgü işi bitince.
Doğruldu ve kapıdan dışarı çıkmak için çıkışa yöneldi,son gitmeden önce kardeşine baktı ve sırıtarak "Üstünü giyin,seni dışarıda bekliyor olacağım."Dedi.
--
Kelime:400Türkiye:Erkek
Kuzey Kıbrıs:Kız
![](https://img.wattpad.com/cover/294477655-288-k394403.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•𝓦𝓪𝓿𝓮 𝓸𝓯 𝓽𝓱𝓮 𝓢𝓮𝓪 𝓸𝓯 𝓜𝓮𝓶𝓸𝓻𝓲𝓮𝓼 • (Devam etmeyecek.)
ActionKısa ama öz CH Hikayeleri (☆•☆)//