Yandaki yaprakları dikenli ağacın tam üstüne oturmuş olan tüyleri hafif yolunmuş siyah karga,ülkenin elindeki kabı ve içindeki sıvıyı görünce irkildi ve hızla oradan uzaklaştı.
Ülke ise yüzüne bir tokat gibi çarpan sert rüzgara aldırmayarak cam şişeyi eliyle iyice kavradı ve şişenin o küçük,kaygan kapağını çevirdi.
Kapağın çevrilmesiyle birlikte yavaş yavaş süzülen jelimsi sıvı ise aktı ve mezar toprağının tam üstüne ıslak iki tane damla bıraktı.
Damlalar toprağa akmasından kısa bir süre sonra Rüzgardaha da şiddetlendi ve gri,şişman bulutlardan birisinden aydınlık bir gök gürültüsü geldi.
Yunanistan ise gelen ani sesle korktu ve birbirine karışmış saçlarını özensizce toplayarak var gücü ile kaçmaya çalıştı.
Fakat Rüzgar ona uzun bir süre boyunca izin vermedi ve zavallı kadının ayaklarını geri ittirmeye ve ona bir şeyler fısıldamaya başladı;
"ΦΟΒΆΣΑΙ?"
Yunanistan ise buna Karşılık şok olmuşçasına koşmaya çalıştı ve en sonunda onu tutsak eden güçten kurtularak mezarın soğuk parmaklıklarına yapıştı.
Sonra ise kapıyı hızla açtı ve var gücüyle kaçtı.
-- "Kendine dikkat et Kıbrıs."
Türkiye ve Bosna sonunda okula ulaşmışlar,kardeşlerini anaokuluna teslim etmişlerdi.
Türkiye kardeşini son birkaç kere daha kontrol etti ve sonra onu öğretmenine verdi.
Bosna ise Kosova'nın yüzüne gelen saçlarını yukarıya doğru attı ve çocuğu Anaokulunun kapısının girişinde bulunan koltuğa bıraktı.
"Kendine dikkat et,olur mu?"
"Tamam abi,merak etme dikkat edeceğim."
--
Not:Bu bölüm kısa oldu fakat umarım beğenmişsinizdir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
