~

222 15 0
                                    

Kız ve abisi,havanın yakan sıcaklığına tepki olarak,hiç keyiflerini bozmadan ilerlediler yol boyunca.

Belarus heyecanla bir şeyler anlattı,Rusya ise susmayı tercih etti.

Sonunda ise sararmış çalılıkların önünde durduğu,eski görünen,gri,küçük bir eve yakınlaştılar.

Ev gayet sakin duruyordu,çatısında özenle dizildiği belli olan kiremitleri,etrafı iyice temizlenmiş camları ve siyahımsı kapının tam altına serilmiş, sırpça "Hoşgeldiniz." yazılı olan paspasıyla bu ev,ilk bakışta misafirperver duruyordu elbette.

Fâkat önünde duran,lekenmiş izlerden dolayı yazısı gözükmeyen "Balkan Sokağı" yazan tabelayı katmazsak tabii..

Sonuçta,o Balkan ismi konuyla hiçbir alakası olmayan ülkeyi bile korkutur,ayaklarının bağlarını çözdürtürdü.

Geçmişten dolayı pek hoşnut görünmeyen bu şirin görünümlü sokakta,çok fazla kan dökülmüştü ve hâla bunların devam edebileceğini söyleyen bir sürü ülke ve insan vardı.

Rusya,kendinden emin bir tavırla evin girişine ilerledi,altı çamur olmuş ayakkabılarını kabaca sildi.

Sonra ise,altın kulpu hafifçe tıklattı.

--
Kulpun sesini duyan ülke,hemen elindeki Nazi posterlerini bıraktı.

Sonradan tekrar eliyle kavradı ve duvarlarda duran,Nazi ile ilgili tüm posterleri,tabloları hatta amblemleri bile bulduğu ne yer varsa sakladı.

Son olarak geçen yıl kütüphaneden aldığı,dergiyi heyecandan buzdolabına sıkıştırdı ve koşarak kapıyı açmaya gitti.

"Niye bu kadar geç kaldın?"Dedi Rusya ter içinde kalmış ülkeye gözlerini gezdirerek.

"Sadece..ıh.."

"Sadece?"

"Ellerimi yıkıyordum!Evet,ellerimi yıkıyordum!"

"Tamam öyleyse.. "

O sırada konunun dışında kalmaktan kıskanmış Belarus ise kollarını göğsünde birleştirerek,Sırp'a baktı ve;

"Hey bende buradayım!"

"Bir yandan ne zaman trene gideceğiz?"

Sırbistan bu tavıra karşın keskin bir kahkaha attı,ellerini iki kuzeninin omuzlarına atarak,evden onlarla birlikte çıktı.

--
Vişne çürüğü rengindeki yumuşak koltukta oturan kız,üstünde kuşların döne döne uçuştuğu,yapraklarında onlarca meyve yetişen binlerce ağacın saniyeler sayesinde geçmesini dikkatle izliyordu.

Onun bu davranışını gören Sırbistan ise burnundan kıkırdıyor,Rusça bir dergi okumakta olan Rusya Federasyon'una fark etmesi için dirseğini atıyordu.

"Погледај ово!"

"Kardeşin ağaçlara bakmak için can çekişiyor!"

"я не против.."

"Umurunda değil mi?Hadi ama kuzen!Şu dergiden gözlerini çek ve etrafına bakın!"

Rusya cevap vermedi.

Sinirlenen Sırp,Rusya'nın boşluğuna geldiği anda dergi parçasını kaptı ve umursamazca uzaklara fırlattı.

"Hey!Ne yaptığını sanıyorsun сука блять!"

"Kuzen..biraz kibar olsana!"

--
Üçlünün binadan çıkmasından 10 dakika geçmişti.

Hep birlikte ,topyekün,onlara gelmeleri söylenen yere doğru gidiyorlardı hızlıca.

Kısa bir zaman diliminden sonra ise,uzun,duvarları hafif soyunmuş,üstünden siyah bulutlar geçen bir binanın önünde durdular.

--
Kelime:397

NOT:Selam herkese!Uzun bir süreden sonra bölüm yazmak,hayatta zevk aldığım nadir şeylerden biri olabilir!Bir yandan nasılsınız?(Olaylar bu bölümde çok hızlı geçti gibi geldi,umarım anlamışsınızdır.)

•𝓦𝓪𝓿𝓮 𝓸𝓯 𝓽𝓱𝓮 𝓢𝓮𝓪 𝓸𝓯 ​​𝓜𝓮𝓶𝓸𝓻𝓲𝓮𝓼 • (Devam etmeyecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin