~

837 40 36
                                        

"Geldim,Geldim!"Diyerek bağırdı ince bir ses.

Saçları özenle örülmüş,altında bebek mavisi bir etek ve tam eteğin üstünde ise kırmızı kravatlı şık bir tişörtü olan kız,siyah ayakkabılarının bağcıklarını bağladı ve koşarak onu beklemekten ağaç olmuş olan abisine gitti.

"Nasılım Abi?"Dedi Kıbrıs etrafında dönerek.

"Çok iyisin her zamanki gibi Kıbrıs.Ama biraz daha burada beklersek okula geç kalabiliriz,haberin olsun."Dedi Türkiye ve kardeşinin elinden tutarak onu beton zeminde sürüklemeye başladı.

"İlk önce nereye gidecez,Abi?"

"İlk parka gideceğiz,Oradan da Bosna ile Kosova'yı alacağız.Onları aldıktan sonra ise okula gideriz büyük ihtimalle."

Ülke anladığını göstermek için başını salladı ve ikili hızlı adımlarla parkın yolunu tuttular...

--
Sıcaktan yanmış kızıl kumların üstüne kurulmuş olan Park,çocuk ülkelerin en sıklıkla uğradığı yerlerden biriydi.

Çocuklar buraya ebeveynleri tarafından ya okul öncesi ya da okul sonrası getirilir,çocuğun enerjisi bitip,yorgun düşünceye kadar da parktan gidilmezdi.

Aslında parkta öyle çok fazla bir şey yoktu,iki tane kırmızımsı kaydırak,4 tane her sallandığınızda fena bir şekilde gıcırdayan salıncak ve genellikle kimsenin yüzüne bakmadığı açık mor bir tahterevalli vardı sadece.

İlgi çeken bir yeri olmadığı halde yılın en sessiz gününde bile buradan çocuk bağırışları gelmesi ise ayrı bir garipti tabii.

"Sonunda Geldik."Dedi Kızıl Ülke yorulmuş olan bacaklarını dinlendirmek için parkın yanında duran ahşap banka oturarak.

Çok geçmeden gözleriyle Bosna-Hersek'i ve kardeşini aradı fakat görünürde görünmüyorlardı.

Açıkcası,Genellikle Bosna her zaman erken gelirdi fakat bu sefer geç gelmesine şaşırmıştı ülke.

O bunları düşünürken KKTC ise soldaki kaydırağın plastik merdiveninden çıkmaya çalışıyordu.

Sonuçta,keyfi yerindeydi ve Kosova ile ablası gelene kadar da istediği kadar oynayabilirdi.

"Dikkatli ol Kuzey Kıbrıs!Bir yerini incitme sakın!"Diye bağırdı Türkiye kardeşine.

Kıbrıs ise anlamsız ve boş gözlerle ona kısa bir süre baktıktan sonra ise merdivenleri çıkmaya devam etti.

Türkiye kısa bir süre boyunca kardeşini izledi fakat sonra bir anda göz kapaklarının ağırlaştığını hissetti.

Uyumamak için kalkmayı denedi fakat sanki bir güç onu oraya özel bir yapıştırıcı ile yapıştırmıştı sanki.

En sonunda ise dayanamadı ve uykunun o yumuşak ve emin ellerine kendini bıraktı...

--
Uyumasıyla birlikte uyanması bir oldu.

Lakin bu sefer uyandığı yer alışık olduğu park değil yeşil büyük bir çadırdı.

Kafasını dayadığı sert tahta masadan kendini kaldırdı ve etrafına bakındı.

Üstünde askerlerin giydiği kahverengimsi kalın bir üniforma ve uzun siyah deri botlar vardı.Botların tam altındaki beyaz çakılları hisseden Türkiye,nerede olduğunu anlayabilmek için çadırın kapısını yavaşça araladı.

Olduğu yer büyük bir savaş alanıydı.Bir takım asker yığını kendilerini parçalayacasına savaşıyorlar ve birbirlerini öldürmeye çalışıyordu.

Savaşın tam ortasında kalmış kumral bir çocuk ise ağlayarak alanda kaçışıyor ve sesleri duymamak için kulaklarını elleriyle kapatıyordu.

Ülke çocuğa yardım etmek istedi lâkin omzuna dokunan yumuşak bir elle irkildi.

Omzuna dokunan sarı saçlı bir askerdi,o kadar uzun olmamasına rağmen omzu dikti ve bu kaos alanında bile kararlı kalabilmeyi başarabilmiş gibi görünüyordu.

Türkiye bu askeri İlk gördüğü gibi tanımıştı,belki o değildir diye gözlerini kapatıp açmayı denedi fakat onun kaybolmadığını görünce titreyerek komutana doğru sarıldı.

"N-neredeyiz biz?"Dedi Kızıl Ülke titreyerek.Göz yaşlarını zor tutuyordu.

Komutan ise gülümsedi ve "Savaştayız.Ve sana güzel bir haberim var geçen kaybettiğimiz savaşın aksine bu savaşı kazanıyoruz."dedi.

Türkiye ise buna karşılık bir şey diyemedi ve sadece komutana sarılmaya devam etti.

En sonunda ise gözünden akmaya çalışan gözyaşlarını tutamadı ve onların geçmesine izin verdi.

Ülkenin göz yaşlarıyla omzunun ıslandığını fark eden komutan endişeyle Türkiye'ye baktı ve "Kötü bir şey mi dedim?"Dedi.

"Yok..kötü bir şey demedin canım.."Diyerek karşılık verdi kekeleyerek Türk.

Aslında ona daha fazla cevap verecekti fakat bir anda ortam karardı ve görüşü kesildi.

--
Kelime:581

Bosna-Hersek:Kız

Kosova:Erkek


•𝓦𝓪𝓿𝓮 𝓸𝓯 𝓽𝓱𝓮 𝓢𝓮𝓪 𝓸𝓯 ​​𝓜𝓮𝓶𝓸𝓻𝓲𝓮𝓼 • (Devam etmeyecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin