11. BÖLÜM

582 51 1
                                    

Deniz'den devam...

Attığı tweette " Yarın doğum günüm ama yanımda olması gereken insan çok uzaklarda..."

Acaba neden böyle bir tweet attı ki diye düşünürken bir anda yarının 1Aralık olduğu beynimde bir şimşek gibi çaktı. Nasıl bir tesadüftü bu? Saate baktığımda 23:58 olduğunu gördüm. Şaşırdım doğrusu bir saattir üşümeden balkon demirlerine yaslanıp, hem düşünüyor hemde denizde limana doğru gelen gemilerin ve yatların ışıklarını izliyordum. İçeri girdiğimde gerçekten çok üşüdüğümde fark ettim. Üzerimde kalın bir hırka olmasına rağmen akşamın ayazı çarpmıştı.

Bora'ya mesaj atmak için telefonu elime aldım.
-"İyi ki doğdun, Nice mutlu senelere. Doğum günün kutlu olsun. "yazıp gönderdim. Aradan bir dakika ya geçti ya geçmedi. Cevap bekleğimden daha hızlı gelmişti.
-" Çok teşekkür ederim :) iyi ki varsın " o gülüyor ve mutluydu ben ise durgun. Tekrar mesaj yazma gereği duydum.
-" Rica ederim. Biliyor musun Bora bugün babamında doğum günü " diye yazıp gönderdim.

O gece Ediz'lerde kaldığımız için Ediz odasını Umut ve bana vermişti kendisinin nerde olduğu konusunda en ufak bir fikrim yok. Ve beklenen mesaj geldi.
-" Öyle mi? Ne güzel ozaman amcamında doğum günü kutlu olsun "demişti. Babamın öldüğünü söylemiştim ama o unutmuş olacak ki arkasından tekrar mesaj geldi.
-" Deniz ben çok özür dilerim aklımdan tamamen çıktı keşke bugünde doğmasaydım. Özür dilerim affet beni " onun bir şuçu yoktu, nereden hatırlayacaktı. Sonuçta ateş düştüğü yeri yakardı ya etraftakiler nereden bilecekti. Ama şuan gerçekten kötüyüm ve çok berbat hissediyorum. Onu istemediğim için" sonra konuşalım "yazıp gönderdim.
O ise hâlâ mesaj atmaya devam ediyordu. Artık bakmak istemediğim için telefonu yastığın üzerine koydum. Yüzümü yıkamak için yataktan yavaş ve sessiz adımlarla uzaklaştım. Umut çoktan uyumuştu. Biran Ediz nerde ki diye düşündüm. Sonra banyo kapısını açarken "uyuyordur heralde ya" diyerek kapıyı aynı sessizlikle kapattım. Aynaya yönelerek kendime uzun uzun baktım. Şiş göz ve yüz, kızarmış burun ve morarmış göz altları. Bu yüzden hiç yabancı değil. Sadece saçlarım uzamış ve kilo aldım. Daha doğrusu kendime göre kilo aldım, etrafa göre hala zayıftım. Yüzüm gittikçe babama benziyor, onun gibi konuşuyor onun gibi bakıyor ve omuzlarımda onun ki gibi geniş. Gözlerim onun gözleri gibi çekik ve siyaha yakın bir renkti. Farklı olansa babam esmersi ben ise kumralım. Uzun süre aynaya baktıktan sonra, çeşmeyi açıp avucumun içerisine su dolarken aynaya tekrar baktıktan sonra avuçlarımda ki suyu yüzüme çarptım. Suyun soğukluğunu sadece yüzümde değil tüm bedenimde hissediyorum.

O sırada mutfaktan gelen müthiş gürültüyle irkildim. Ediz yada Umut'tur diye düşündüm ama bu gürültü normal bir gürültü değildi. Merdivenlerden yavaş ve parmak uçlarımda inerek mutfağa doğru yürüdüm. Gördüğüm manzara karşısında öylece kaldım. Ediz ağzı burnu kan içinde yerde yatıyor. Ediz sana ne oldu böyle diye bağırdım. Gözlerini zorla açtıktan sonra bana baktı. Yeşil kızarmış gözler, gözlerime öyle bir değdi ki. İşte o an Ediz de bişey olduğunu anladım. Ben şaşkınlıktan afallarken o gözlerime bakarak "seni seviyorum, bana bişey olmayacak. Sakın korkma!" dedi ve bayıldı...

MESAFELERLE SEVEBİLİR MİSİN?..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin