Seonghwa bir kez öpebilir miyim? Şöyle yanağından hüp diye🥺
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Ben bıktım artık sana olan aşkımın beni böylesine güçsüzleştirmesinden.Hani yumruğumu yerleştirecektim o muhteşem yüzüne? Elimi kıpırdatamıyorum ve sen bana böyle bakarken gardımı her an düşürebilirim.
Büyük adımlarınla yanıma ulaştığında farkettim boyunun uzadığını.Ah,lanet olsun o baskın auran yine heryeri kapladı.
Aklımı başımdan alıyorsun sen.Buna haksızlık denir tamam mı?
Hem senin yüzünden hamile kaldım ben!
'Changbin..'
Geriye gitme ihtiyacı niye hissediyorum durduk yere?Yandaki kabinlerden birine girip o çıkana kadar da çıkmamayı planlarken kolumdan tutulup durdurulmamla ve etrafımı saran kollarla sakin düşünememeye başladım.Cidden onun etkisine girmekten kaçamıyorum.
'Bırak beni.'
Kollarının arasından çıkmak için çırpınırken inadına daha çok sıkıyordu.
'Buraya cidden konuşmaya geldim.Lütfen.'
'Chan bırak beni.Canımı yakıyorsun bırak!'
Nihayet ondan ayrılmayı başarabildiğimde uzaklaştım.Ben kendimi anlayamıyorum..Ondan uzaktayken aklımdan çıkmıyor fakat yüzyüze geldiğimizde onu görmek istemiyorum.Acaba hergün yanımda ondan bir parçayı taşıyan minik meleğim sebebiyle mi?
'Korkma benden.Sana zarar vermeyeceğim.'
'Korkmuyorum zaten.Neden geldin? Eski günleri bana hatırlatıp canımı sıkmak için mi?'
'Hayır,sadece.Aah..Ben gerçekten çok pişmanım.'
Pişmanlığının sebebi yoksa..?Hayır canım heh,nerden öğrensin ki o.Basına bile açıklamadım o nerden bilsin.
'Neden? Yaparken pişman değildin.Kaç zaman sonra mı aklına geldi?'
'Changbin.'
'Ne?'
'Sence pişman olmasam ayağına kadar gelir miydim?'
Sessiz kalmıştım.Chan'ın hatırladığım özelliklerinden biriydi,gerçekten önemsediği işlerini yapardı.Sadece gerçekten umrunda olduğunda aklındaki kişinin yanına giderdi,ki bu kişi çoğunlukla ben olurdum.Eskiden tabii..
Ama yalan söylemediği ne malum?
'Bana atılan iftiraya inandığında gözümden öyle bir düştün ki Chan.Sadece senin iyiliğini isteyen ben,sana aşıkken her dokunuşunla cennete giden ben o yaptıklarını gördükten sonra senden nefret bile edemez hale geldim.'
Şimdi o susuyordu.
'Pişman olman bende bıraktığın o travmatik izleri silemiyor malesef.Sarı auralı güce sahip olduğum için adımın sürtüğe çıkması ne kadar doğru?Ya da senin onlara inanman?'
'Seni ölene kadar seveceğim sözümüze ne oldu? Biz değil sevgi öldü.O yüzden şuan ortaklık teklifini geri çek ve bir daha karşıma çıkma.'
Beni bir anda duvar ile arasında sıkıştırdığında gözünde daha önce hiç görmediğim bir duygu vardı.Çatılmış kaşlarımla ona bakıyordum,lütfen öğrenmiş olmasın..
'Bana söylemen gereken başka birşey yok mu Changbin?'
Nefesi yüzüme çarparken tüylerim ürpermişti.
'N-ne gibi?'
Sesimin titrek çıkması tamamen onun suçu.Yine aynı yöntemle ağzımdan laf almaya çalışıyordu.Ancak ben aynı tufaya ikinci kere düşmem.
'Onun adı ne Bin?'
'Kimin?'
'Kimden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun bence.'
Ellerimle onu ittirdikçe dibime giriyordu.Boyunun uzaması da avantajı tabii.Biz birlikteyken 1,71'di.Şuan baya 1.82'ye çıkmış gibiydi.
'Hayır bilmiyorum.Ve sen önümden çekilsen iyi edersin.'
Umrunda bile değil gibi.
'Bu fotoğrafı da bana açıklayabilir misin o zaman?'
Cebinden çıkan siyah kart gibi birşeyi gözlerimin önüne serdiğinde aklıma dank eden şeyle gözlerimi kocaman açmıştım.
'Bana açıklamayı düşünüyor muydun,bebeğimize hamile kaldığını?'
----------------------------------------------------------------------------------------------
Kısa bir bölümcük
<31
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thunderous
Fanfiction'Biz tehlikeyiz bin.Hem yan yana gelmemeli hem de çok uzaklaşmamalıyız.Yok olmalıyız,yoksa etrafımızdaki herkes zarar görecek.' Chanchang,Woosan,Taegyu /Mpreg/ Başlangıç, 06.09.21 Bitiş, 11.04.22