23.Bölüm

2.2K 126 27
                                    

Silahın kabzasını ellerimin arasında sıkılaştırarak karşımdaki cam şişelere baktım. Ellerim alışık olmadığı can yakıcı aleti tutarken bedenimi geriyordu.

"Korkmadan ve düşman var gibi."

Akgün'ün sesi kulaklarıma dolarken gözlerimi kapattım. Son bir buçuk saattir bunun için çalışıyorduk. Altı kurşundan dördünü boş yere sıkmıştım. Diğer ikisi ise şans eseri şişeleri devirmiş ve parçalara ayırmıştı. Dikkat Nazlı! Diyerek beni germeye devam etmişti.

"Altı kurşun var. Boşa harcadığın her biri, başarısızlığının simgesi." Gözlerimi ona çevirerek şaşkınlıkla baktım. "Hayatımda hiç silahı tutup, birilerini kurşunlamadığım için özür dilerim!" Dedim yüzümü buruşturarak. Gözlerindeki güneş gözlüğünü yukarı itti. Bir kaşı havalandı.

"Disiplin, disiplin ve disiplin." Dedi. Kavradığım silahı indirerek ona döndüm. "Kısacık hayatımı disiplinle geçiremem, üzgünüm."

Üzerindeki siyah ceketin kollarını sıvadı. Elindeki silahı kaldırarak karşıda duran şişelere teker teker ateş etti.

Bir, iki, üç, dört, beş ve altı. Tamamlandı.

Ortalığı saçılan cam parçacıklarına baktım. Vay be dercesine. "Uzmansın, gerçekten." Dedim ona dönerek. Silahı indirerek bana döndü.

"Sen de olacaksın. İşte böyle..." dedi yerdeki cam parçalarını gösterirken. Başımı umarım der gibi salladım. Bundan pek ümitli değildim fakat denemeye değerdi.

Yüzüme vuran rüzgarla saçlarımı geriye ittim. Gözlerindeki gözlüğü çıkararak eline aldı. Kara gözleriyle yarım saat sonra ilk çıplak temasımızı kurmuştuk. Gözleri saçlarımda gezinirken elimdeki silahı masaya bıraktım.

"Gitmek istiyorum." Dedim. Sıkılmıştım. Silah tutmaktan. Hayatımda ilk defa bugün silah tutmuştum fakat yadırgamamıştım. Sanki ellerim her gün silaha sarılıyormuş gibi karşılamıştı.

Sıcak avuçları ellerimi kavradığında beni ileride duran arabaya götürmeye başlamıştı bile.

Dün yaşanan o garip ama güzel anlardan sonra beni sürekli öpmüştü. Koskoca yatakta sarmış, sarmalamış, koklamıştı. Yosun, Nazlı ve Akgün beraber uzanmıştı. Konuşmadan, ses çıkarmadan.

Öpüşlerinden rahatsız olmayan yanım; kolları arasında kendini bırakmıştı. Kokusunu içine çekmiş, kendini sıcaklığına gömmüştü.

Rahatsız olan diğer yanım ise; o senin kocan değil diyerek, isteyen yanımı kendine çekmeye çalışmıştı.

Öpüşlerinden rahatsız olmayan yanım kazanmıştı.

Gece yanımdan kalmış ve odadan gitmişti. O zamana kadar ise güvenli ve rahat bir uyku çekmiştim. Sanırım kocama alışıyordum.

Kocan değil, senin için yapılan bir evlilik!

"Kes sesini!"

"Anlamadım?" Akgün'ün kulağıma dolan sesiyle kendimi toparladım. Nazlı ve Nazlı kavga ediyordu. Ona sesli bir cevap vermiştim sanırım. Arabaya ne zaman bindiğimizi umursamadan ona döndüm.

Güneşi GörmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin