Normalde takmam da bir iki oy ve yorum güzel olurdu ya asnfsjmlss Wattpad'i AO3'ten daha samimi kılan da satır arası yorumlar ve resim koyma özelliği zaten.
Şarkı sevdiğim şarkılardan biri, sonuçta Kageyama ve Hinata da deliler gibi aşıkken uyumlu olacağını düşündüm. Grinin 50 Tonu şarkısı değilmiş gibi davranın dldfmkldtrh
***
O koltukta öpüşerek ve konuşarak bir süre kaldılar, bir süre sonra Hinata'lara gitme zamanının geldiğini fark edene kadar tabi. O şekilde sonsuza dek kalabileceklerini biliyorlardı ve kazayla zaman algılarını kaybetmek istemiyorlardı.
Kageyama yatak odasının zemininde duran bir ceketi kaptı, o ve Hinata evden çıktılar. Kageyama parmaklarını Hinata'nın parmaklarının araasından geçirdi Hinata'nın evine doğru yolda yürümeye koyulurken. Hinata, her zaman olduğu gibi, etrafındaki her şey tarafından dikkati dağılmıştı. Bu sefer etrafta uçuşan tüm arılarla çok ilgili görünüyordu, "Kageyama arıları sever misin?" diye sordu.
"Çok değil," dedi Kageyama.
"Neden?! Çok yardımcılar biliyorsun ki, çiçekleri tozlaştırırlar, bal yaparlar, onlar- aaah!!" Hinata bir arı üzerine uçunca kenara sıçradı.
Kageyama gülmesini tutamadı. "Arıları seviyorsun sanıyordum."
Hinata hızlı hızlı nefes alıyordu. "Bir şeyi sevebilir ve yine de ondan biraz korkabilirim, ha? Sonuçta seninleyim." Kageyama gözlerini kıstı. Hinata anlamamış gibi davrandı. "Ne? Karşılaştırmamdan hoşlanmadın mı? Yoksa doğru olduğu için mi kızgınsın?" Kageyama, Hinata'nın elini daha sıkı tuttu ama bir şey söylemedi. Hinata büyük ihtimalle şaka yapıyordu, korkutucu olabileceğini biliyordu ama her seferinde de bilerek değildi. Hinata'yı biraz korkutmayı seviyordu çünkü bunu kendi yararına kullanabilirdi ama Hinata'nın Kageyama'ya baktığında hissettiği asıl şeyin korku olmadığını umuyordu. Belki ondan korkuyordu, belki de onunla çıkmasının tek nedeni buydu. Hayır, bu olamazdı, Hinata birçok şeyde iyiydi ama duyguları hakkında yalan söyleyebilmek onlardan biri değildi.
"Bir şeye çok taktığın çok belli," dedi Hinata, "Bırak bunu, sadece seni boş yere yorar. Sadece dene ve rahatla, bugün iyi vakit geçireceğiz. Hafta sonu, voleybol antrenmanımız yok, Kuroo ve Kenma'yı görüyoruz ve birlikteyiz. Bunların hiçbirinde kötü bir şey yok, o yüzden hazır zorunda değilken aptal olmayı bırak." Hinata haklıydı, iş Kageyama'nın nasıl hissettiği konusuna geldiğinde genellikle olduğu gibi. Hinata'nın onu nasıl bu kadar iyi okuyabildiğini anlamıyordu ve bunun iyi mi yoksa kötü bir şey mi olduğunu bilmiyordu ama genellikle buna aldırmıyordu. Her şeyde en iyi olmaktan endişe duyduğunda Kageyama'yı daha iyi hissettiriyordu çünkü Hinata ona olduğu haliyle mükemmel olduğuna dair güvence veriyordu her zaman. Kageyama bir keresinde Hinata'ya bunu yapmasının kendisini rahatsız edip etmediğini sormuştu ama Hinata sadece gülümsemiş ve Kageyama'ya sevildiğini hissettirmekten asla bıkmayacağını söylemişti.
"Tamam iyi, salak, ama biliyorsun ki düşünmemek benim güçlü yanım değil, seninki," dedi Kageyama ona. "Hey!" diye şikayet etti Hinata. "Bence doğru ayardayım. Nor alıp biraz benim gibi olmayı denemelisin bir ara."
"Bunu yapmam, zaten sen olmada en iyisi sensin. Kazanamayacağımı kabullendiğim bir yarışma bu." [Ne diyonuz, tatlısınız ama]
"Eh, bunda haklısın."
Birkaç dakika sonra Hinata'nın evine ulaştılar ve daha karşıya geçmek için araba yoluna bile çıkmadan ön kapı açıldı ve Natsu dışarı koştu. İkisine koşup Kageyama'nın bacaklarına sarıldı. Natsu, Kageyama'yı seviyordu ama Kageyama nedenini bilmiyordu. Bunu hak edecek bir şey yapmış gibi hissetmiyordu, tek yaptığı şey ona iyi davranmaktı ama kim davranamazdı ki? O çok tatlıydı; ona karşı iyiden başka bir şey olmak imkansızdı. Kageyama ondan hoşlandığı için mutluydu çünkü bu ona Hinata'nın ailesi üzerinde iyi bir izlenim bıraktığını hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KageHina | He Smelled Like Oranges 🍊 ✔çeviri
FanfictionKageyama ve Hinata birkaç aydır çıkmaktadır ve ilişkileri oldukça iyi gitmektedir. O kadar ki, Kageyama bir şeyin ortaya çıkıp bunu mahvedeceğini hissetmektedir. Maalesef ki haklıdır da. by: currentlydissociating on AO3 "He Smelled Like Oranges" hay...