"Hey, umarım bunu sana yıllar sonra gösteriyorumdur ve bir anda ortaya çıkarmışımdır, bunu yeniden görmen komik olurdu diye düşündüm. Belki bir köpeğimiz var, belki evliyiz, belki de çocuklarımız var. Gerçi, bunu başka bir nedenden görüyor da olabilirsin, ikisi arasından daha az sevdiğim seçenek, o da ölmüş olmam."
Son kelimeler titrek ve kirliydi, Hinata onları yazarken zorlanmış gibiydi.
"Şimdi o ikinci seçeneğin gerçekten olmadığını umarım ama olabilir. Az önce sana anevrizmam olduğunu söyledim ve sen çıldırıyorsun, iyi bir sebepten biliyorum. Hâlâ yok olma seçeneği var! Eğer olmazsa ve ben, şey, biliyorsun. Bu beklediğimden çok daha zormuş. Sonra dönerim buna." Kageyama sayfayı çevirip diğer yazıyı okumaya başladı.
"Her şey iyi olabilir belki! Hastaneden döndüm ve her şey normal görünüyormuş. Şimdi sen dişlerini fırçalıyorsun ve hazır meşgulken biraz zamanım var gibi. Seni izliyorum gerçi, beni görmediğini düşünüyorum. Ah, Tanrım, seni seviyorum. Mükemmel görünüyorsun, daha yeni uyanmana rağmen. Çok şanslı biriyim, buna şüphem yok. Hayatımın kalanını seninle geçirmek için sabırsızlanıyorum."
Kageyama bu satırdan sonra gözyaşlarını bayağı zor tutmaya başlamıştı. Hinata son söylediğini yapabilmişti, umduğu gibi olmasa da yapabilmişti.
Yutkundu, okumaya devam etti. "Seni seviyorum. Biliyorum artık saçmalıyorum, çok kez de söyledim ama seni ne kadar önemsediğimi gerçekten anlamana yetecek kadar söyleyebileceğimi sanmıyorum. Biliyorum, bütün bu zaman sana yalan söylüyormuşum ve aslında senden nefret ediyormuşum gibi hissediyorsun, ve bu beni çok üzüyor, çünkü seni herkesten çok seviyorum. Umarım bu senin için de geçerlidir. Birbirimizi bulduğumuz için çok mutluyum." Burada bittiği için diğer güne geçti Kageyama.
"Selam, yine ben, erkek arkadaşın, Hinata, unuttuysan diye. Hâlâ umut var gibi görünüyor. Birkaç gündür hiçbir sorun yok ve şimdi de üniversite için planlar kuruyoruz! Üniversite için heyecanlıyım, okul işlerinden dolayı değil ama sonunda seninle birlikte yaşayabileceğim için- resmi olarak! Sadece birkaç aydır çıktığımıza inanmak çok zor çünkü çoktan seninle evlenmek istiyorum. Belki üniversiteden sonra teklif edersin, eğer etmezsen ben etmek zorunda kalacağım. Şuanda, sen yemek hazırlıyorsun, çok hoş bir şey bu. Eğer onu yaksan bile düşünmene bile minnettarım, zaten bu yüzden yedekte yemek tutuyorum hep. Benim için yaptığın her şeyi çok seviyorum, yaparken tamamen rahat olmasan bile.Çok özelsin, bir kere daha, seni seviyorum. Şimdi gidip sana yardım etsem iyi olur, yemeği kurtaracak bir şeyler yapma şansımız var mı diye bakacağım." Kageyama diğer girdiye geçmeden önce bir kez daha göz attı. Ne olacağını biliyordu ileride, ama bu daha az yaralamıyordu onu.
"Eh, artık hiçbir şey iyi değil. Yine hastanedeyim. Sen şuanda tuvalettesin ve yanımı bırakmamaya kararlı gibisin, bu da beni çok mutlu ediyor. Ama bir yandan da elime geçecek tek yazma şansım bu. Öncelikle, korkuyorum. Yakında ölebilirim. Hazır değilim, gitmeye hazır değilim. Daha istediğim hiçbir şeyi yapamamıştım ve bu senin için de zor. Çok özür dilerim, bunların olmasını istememiştim. Benimle kaldığın için minnettarım. Son anlarımı tek başıma geçirmek istemiyorum, sen de böyle olmasını engelliyorsun.
"Lütfen, Kageyama, eğer ölürsem, sakın bunun hayatını mahvetmesine izin verme. Mutlu olmanı istiyorum, eğer önüne bakman, başka birine aşık olman anlamına gelse bile. Ah, söylerken bile kıskandım. Mutlu olmanı istiyorum ama sana karşı da korumacı hissediyorum. Beni hatırlamanı istiyorum, lütfen kendini parçalama bu şekilde. Her şeyi ne kadar çok düşündüğünü ve aklını kaybettiğini biliyorum, orada olup bunu kesmeni de söyleyemeyeceğim. Bir şekilde mutluluğu bulabilmeni istiyorum, çünkü her şeyden önce seni seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KageHina | He Smelled Like Oranges 🍊 ✔çeviri
FanficKageyama ve Hinata birkaç aydır çıkmaktadır ve ilişkileri oldukça iyi gitmektedir. O kadar ki, Kageyama bir şeyin ortaya çıkıp bunu mahvedeceğini hissetmektedir. Maalesef ki haklıdır da. by: currentlydissociating on AO3 "He Smelled Like Oranges" hay...