Kuroo yorumlara, sonra da Kenma'ya baktı. "Sence o-" dedi, ancak devamını duyamadan Kenma kapatmıştı yayını. Bittiği anda da Kageyama Kuroo'dan bir mesaj aldı.
Kuroo Tetsurou:
Uyandı mı o?
Birkaç saniye sonra bir tane daha.
Yoldayız.
Hinata Kageyama'nın telefonundan mesajları okuyordu. "Hızlıydı."
Birkaç dakika sonra, Kuroo ve Kenma hastaneye girmişlerdi. Hinata'nın odasına koştukları içeri girdiklerinde nefes nefese olduklarından belliydi. Hinata onları çağırdı, böylece sarılabilirdi. Kenma ilk sarılışı kapmış, uzun süre de bırakmamıştı. Kageyama bunun alışıldık olmadığını Kuroo'nun "Neden bana bu kadar uzun sarılmıyorsun sen?" demesiyle tahmin etti.
Kenma ona şöyle bir baktı. "Çünkü hiç iki buçuk haftalık bir komaya girmedin." Kuroo ise omuz silkti. "Adil."
Kuroo da Hinata'ya sarıldı, sonra Hinata o ikisine baktı. "Sizi gördüğüme çok seviniyorum da, ben hâlâ açım. Kavuştuğumuza göre yiyecek bir şeyler bulabilir miyiz?"
"Evet," dedi Kuroo. "Ama haftalar sonra ilk yemen gereken şey hastane yemeği olmamalı bence. Dışarıdan bir şeyler alıp getirebilirim. Kenma benimle gel, Hinata'nın seveceği bir şey seçersin."
Kenma elini yakaladı. "Bekle, ne?! Bu kadar da güven yüklemeyin bana. Ya beğenmezse?"
"Merak etme, beğenirim." Hinata'nın güvencesinden sonra Kuroo ve Kenma odadan çıktılar.
Hinata Kageyama'nın getirdiği turuncu tişörtü gördü yatağının kenarunda. Uzanıp tişörtü eline aldı.
"Bu seninkiler arasında favorim. Benim için olduğunu varsayacağım, öyle değilse bile artık öyle."
"Aah- rastgele seçmiştim. Favorin olduğunu bilmiyordum ama kesinlikle senin için burada," dedi Kageyama. İlk kısmı yalandı ama Hinata fark etmemişti.
Hemen ardından, koridorda ikisinin de beklemediği bir ses yankılandı. "Hey hey heeey!"
"Tahmin ettiğim kişi mi o?" dedi Kageyama, aynı anda Hinata "Bokuto!!" diye haykırdı. Yataktan kalkmaya çalıştı ama Kageyama onu durdurdu, kendini zorlamasını istemiyordu.
Kalkıp kapıyı açtı ve başını uzatıp amaçsızca koridoru dolanan Bokuto'yu gördü Kageyama. Gördüğü herkesi rahatsız ediyor gibiydi. [ÇN: yaaa hayır]
Kageyama adını çağırınca ilgisini çekti. Koşup Kageyama'ya sıkıca sarıldı, yerden kaldırıp nefesini kestiği türden. Onu yere bırakınca Kageyama bir adım geri çıkıp sordu. "Ne yapıyorsun burada?"
Bokuto ayağını yere vuruyordu. "Hinata için geldik! Kenma'nın yayınını izliyorduk. Daha erken gelecektik ama sen ziyaretçi istemediğin için Kuroo uyanmasını beklememizi söyledi."
"Gelecektik?" diye sordu Kageyama. "Ah, Akaashi aşağıda. Hinata'nın oda numarasını soruyordu. Bekle dedi de bulabileceğini söyledim. 4880 değil mi?" Gururla konuştu Bokuto.
"4878," diye düzeltti Kageyama. Koridorun sonundan bir sesi duyunca başlarını çevirdiler. "Rahatsız ettiğim için çok çok özür dilerim, arkadaşımı görmüş olabilir misiniz? 1.80'den biraz uzun, gri-beyaz saçları var. Genelde Bokuto denildiğinde cevap verir."
"AKAASHIII!" Bokuto erkek arkadaşına koşarken bağırdı. "Bokuto," dedi Akaashi, rahatlamış bir sesle. "Benimle kal demiştim. Kaybolacaksın diye korkmuştum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KageHina | He Smelled Like Oranges 🍊 ✔çeviri
FanfictionKageyama ve Hinata birkaç aydır çıkmaktadır ve ilişkileri oldukça iyi gitmektedir. O kadar ki, Kageyama bir şeyin ortaya çıkıp bunu mahvedeceğini hissetmektedir. Maalesef ki haklıdır da. by: currentlydissociating on AO3 "He Smelled Like Oranges" hay...