Bölüm 2 | Tek Başına

13.5K 702 103
                                    

19 Haziran 2017
20.15

Dilan hanım heyecanla evin yardımcılarına talimatlar veriyordu.

Yarın kızının doğum günüydü ve her şeyin eksiksiz bir şekilde hazır olmasını istiyordu.

Kendi yaptığı yemekleri özenle yemek odasındaki masaya taşıyordu aynı zamanda.

Evde yardımcılar olmasına rağmen yemekleri hep kendi yapardı. Hem yemek yapmayı çok seviyordu, hem de eşi ve çocuklarından aldığı övgüler onu çok mutlu ediyordu.

Sofrayı tamamen kurup, yarın ki doğum günü için süslenen bahçeyi son kez gözden geçirirken kapı çalmıştı.

Hemen kapıyı açıp eşini ve oğullarını sevgiyle karşıladı.

En sonunda hep birlikte yemek masasına oturduklarında kapı yeniden çaldı. Çalışanlar gidip kapıya bakarlarken, masadakiler de merakla kimin geleceğini bekliyorlardı.

İçeri Ahmet beyin kardeşi Kerem girdi.
"Iyi akşamlar." diyerek hepsine sarıldı.

"Iyi akşamlar Kerem. Hoşgeldin , sen buralara gelir miydin."

"Aşk olsun yenge, hastanenin yoğunluğunu bilmiyorsun sanki. Yoksa ben bir dakika ayrılmam yanınızdan."

"Tamam tamam, hadi geç sofraya sana da bir tabak getirsin kızlar."

Herkes tekrar yerlerine geçerken, Ahmet bey kardeşine bakıyordu. Kerem içindeki sıkıntıyı her ne kadar bastırmaya çalışsa da, abisi yüzünden anlamıştı bir şeylerin ters gittiğini.

"Hayırdır oğlum, bir sıkıntı yok inşaAllah."

"Abi yemeğimizi yiyelim de, sonra konuşuruz. Dilay yok mu?"

"O bugün arkadaşlarıyla dışarıda yiyecek." Yengesinden aldığı cevapla başını sallayıp yemeğine geri döndü.

Yemek faslı her zamanki neşeli sohbetlerle bitince salona geçip oturdular hep birlikte.

"Yasemin kızım sen bize birer kahve yap." Dedi Ahmet bey ve kardeşine döndü. "Ee Kerem sen ne konuşmak istiyordun bizimle."

Kerem bakışlarını kaçırdı abisinden. Bir hafta önce öğrendiği gerçekle kendisi bile daha toparlanamamıştı. Nasıl söyleyecekti 'gözünüzden sakındığınız kız, aslında sizin öz kızınız değil' diye.

Derin bir nefes aldı ve bakışlarını salondakilerin yüzlerinde tek tek gezdirdi.

"Amca hadi söyle artık, daha abimin aldığı yeni bilgisayar oyununu oynayacağım."

En küçük yeğeniydi konuşan. Ablasına çok düşkündü ve tepkisini kestiremediği için şimdilik bilmemesi daha iyi diye düşündü.

"İşle ilgili aslanım, sen çık odana oyna oyununu."

"Tamam o zaman sonra görüşürüz. İyi akşamlar herkese." diye koşarak çıktı merdivenlerden.

Kerem yeğeninin gittiğinden emin olunca, derin bir nefes alarak başladı konuşmaya.

"Böyle bir şey nasıl söylenir gerçekten bilmiyorum. Beni bölmeden sakince dinlemenizi istiyorum sizden."

Hepsinin kaşları çatılmış ve gerginlik bütün salonu sarmıştı. Bu sözlerden sonra iyi bir şeyin gelmeyeceğini hepsi biliyordu ve bu onları daha da huzursuz ediyordu.

Kerem kısa bir sessizliğin ardından devam etti sözlerine.

"Bir hafta önce hastaneye yaşlı bir kadın geldi. Bundan 17 yıl önce bizim hastanemizde çalışan bir hemşireymiş kendisi. Bana asla inanmak istemediğim şeyler söyledi. Bana... Bana 17 yıl önce doğan iki bebeği tehdit ve para karşılığında değiştirdiğini söyledi."

Sólita | Tek BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin