Medya: Süveyda
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🥰
Keyifli okumalar....
..........................
Hastanede işleri bitince geldikleri gibi arabaya yerleştiler. Sürücü koltuğunda oturan Ahmet bey ve yanında oturan Dilan hanım huzurluydu. 17 yıldır bir kız çocuğunun eksikliğini hiç hissetmeseler de, şu an arka koltukta oturan ve hayatlarına ansızın giren güzeller güzeli kız sanki içlerindeki şimdiye kadar hiç fark etmedikleri bir boşluğu doldurmuştu. Şu birkaç ayda yaşadıkları tatsız olaylar onun aileye gelişiyle son bulmuş gibiydi. Yaşadıkları ve öğrendikleri şeylerden hayatlarının artık eskisi kadar huzurlu ve mutlu olmayacağını düşünseler de, hayat onlara aslında bir mutluluk daha kazandırmıştı.
Süveyda, Ege'nin ne ara yanına geldiğini, ne ara arabaya binip yola çıktıklarını anlayamamıştı. O tuhaf adam yanından gittiğinden beri aklı onda kalmıştı. O yeşil gözleri bir yerden tanıdığına emindi ama hafızasını ne kadar zorlarsa zorlasın nereden tanıdığını hatırlayamıyordu.
Görüşmek üzere demişti adam. Lafın gelişi miydi bu söyledigi yoksa bir daha görüşeceklerinin bilincinde olarak mı söylemişti? Süveyda böyle düşünerek hiçbir yere varamayacağının farkındaydı fakat buna rağmen düşüncelerine engel olamıyordu. Onu daldığı düşüncelerden çıkaran yan tarafından gelen abisinin kısık sesi oldu.
"Süveyda, iyi misin?" Ege kızda ki durgunluğu fark etmişti ve korkudan olduğunu düşündüğü için kendini suçluyordu. Süveydanın huylarını bilmediği için ona nasıl yaklaşması gerektiğini tam olarak kestiremiyordu. Dilay olsa bırak 'iyi misin' diye sormayı, elinde gönlünü alacak bir hediye yoksa gözüne bile gözükmezdi. Çünkü kız kardeşi kızdığı veya korktuğu zaman buna sebep olanlar kendini affettirene kadar burunlarından getiriyordu. Bundan dolayı Süveyda'dan da aynı şekilde ters bir tepki almaktan çekiniyirdu. Ama yüzleşmeden de böyle durumlarda ne tepki verdiğini asla öğrenemeyecekti, bu yüzden anne ve babasının duymadığından emin olup, cesaretini toplayıp konuşmaya başladı.
"Şey, ben özür dilerim. Benim yüzümden başına kötü bir şey gelebilirdi. Bazen eğlencenin dozunu kaçırabiliyorum, böyle sonunu düşünmeden hareket ediyorum."
Genç kız eli ensesinde, yüzüne bakmadan konuşan abisine baktı. Abisinin bu çekingen tavırları kaşlarını kaldırmasına sebep olurken onun bu yönünü daha önce hiç görmediğini fark etti.
Ne yani kızın bu durgunluğunu kendine mi yormuştu, bunun için kendini mi suçluyordu?
Süveyda kalbine dolan sıcaklığın yüzündeki gülümsemeye de ulaşmasını sağladı. Ve o an bir şeyi yeniden farkt etti. Şimdiye kadar onu üzen, kıran, korkutan kimse bundan pişman olup özür dilememiş, kendini affettirmeye çalışmamıştı, hatta aksine bütün bunları bile isteğe, zevkle yapmışlardı. Ama artık onu düşünen, onu korkutup üzdükten sonra suçlu hissedip, özür dileyen birileri vardı hayatında.
Parmağını şıklatıp hâlâ gözlerini kaçıran genç adamın kendisine bakmasını sağladı. O adamın üzerinde bıraktığı negatif enerjiden kurtularak sesine yansıyan neşesiyle konuştu.
"Hey saçmalama, durgunluğumun seninle bir ilgisi yok, sadece iş, hastane derken biraz yoruldum. Yalan yok bir an korkudan beyaz ışığı görür gibi oldum ama geçti gitti. Ayrıca senin gibi sonunu düşünmeden yaşayan, eğlenceli insanlar olmasa bu dünya hiç çekilmez."
Ege içi, kardeşinden aldığı tepkiyle rahatlarken anında neşeli haline geri döndü. Eliyle kızın omzuna hafifçe vurup incelttiği sesiyle bu sefer diğerlerinin duymasını umursamadan konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sólita | Tek Başına
Teen FictionBir tarafta şizofren ve uyuşturucu bağımlısı bir annenin yanında, sevgisiz büyümüş Süveyda. Diğer tarafta aile sıcaklığını, sevgiyi ve şefkati sonuna kadar tatmış ve şımartılmış Dilay. 17 yıldır yaşadıkları hayatların aslında kendilerine ait olmadığ...