Bölüm 5 | Tek Başına

12.4K 665 68
                                    

Iyi okumalar

Yorum yapmayı unutmayın😊

Salonda ölüm sessizliği sürerken, bunun aslında fırtına öncesi sessizlik olduğunun farkındaydım.

Salonumuzdaki dört yabancı bizden bir tepki beklerken ben sadece yere bakıyordum.

Yıllardır sabretme sebebim gelip bulmuş muydu beni gerçekten?

Ne yapmam gerekiyordu? Nasıl davranmam, ne söylemem gerekiyordu?

Her şey bitmiş miydi, çektiğim acılar son bulacak miydi artık?

Ya beni istemezlerse? Neden buraya kadar gelsinler ki o zaman?

Cevabından emin olamadığım sorular, beynimi kemiriyordu sanki.

Beni karmaşık düşüncelerimden çekip alan şey, sağ tarafımdan gelen annemin acı inleyişi oldu.

Bakışlarımı hızla ona çevirdim ve şu an hiç görmek istemediğim bir manzara ile karşılaştım.

Annem başını iki eli arasına almış, gözlerini sıkı sıkı kapamış bir şeyler mırıldanıyordu.

Hayır, şimdi olmaz. Şimdi kriz geçiremezsin. Onlar beni daha yeni bulmuşken, ilk gördükleri şey bu olmamalı.

Bir şey yapmalıydım. Beni sorunlu bir kız olarak tanımaları isteyeceğim en son şey bile değildi.

Aklıma gelen şeyle ani bir şekilde ayağa kalktım.

"Siz ne dediğinizin farkında mısınız. Şaka falan mı bu. Lütfen çıkın evimizden."

Hepsi birden ayağa kalkarken, kadın lafa girmeye çalıştı ama buna izin vermedim. O kadar zamanım yoktu. Annem her an daha kötü olabilirdi.

"Şimdi değil. Annemle yalnız kalmaya ihtiyacımız var. Başka bir zamanda tekrar konuşabiliriz ama şimdi olmaz. Gidin lütfen."

Onlara konuşma fırsatı vermeden salondan çıkıp dış kapıyı açtım. Onlarda fazla beklemeden çıktılar.

Kapıyı kapatıp annemin yanına gittim tekrar. Hala aynı pozisyonda sayıklamaya devam ediyordu. Yanına gidip önünde diz çöktüm.

"Anne tamam hadi sakinleş, gittiler. Anne burda değiller artık." Birkaç denemenin ardından ona dokunmamla bakışlarını birden bana çevirdi.

Bakışları beni yıllar öncesine götürürken, ellerim ve dizlerim aynı anda titremeye başladı.

Aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyordum, o anlara tekrar dönmek istemiyordum.

Hızla ayağa kalkmaya çalıştım fakat titreyen bacaklarım birbirine dolandı ve yere düştüm. Annemin bana doğru atıldığını görmemle, tekrar ayağa kalkmayı denedim ama bu sefer de saçlarıma yapışan eller buna engel oldu.

Ben acıyla bağırırken, annemin sesi benim çığlığımı bile bastırıyordu.

"Gidemezsin. Anladın mı beni. Hiç bir yere gidemezsin. Olmaz alamazlar seni. O izin vermeden olmaz."

"Kimse almayacak beni. Yemin ederim gitmeyeceğim bir yere. Lütfen bırak beni."

"Kes sesini. Bıraktığım an onlara gideceksin. Siz benim hayatımı mahvetmişken, senin orda mutlu olmana izin verir miyim? Asla mutlu olamayacaksın anladın mı? Asla."

Kapının birden yumruklanmasıyla dikkati dağıldı. Hızla dizinin arkasına bir tekme savurdum ve saçlarımdaki ellerinden kurtuldum.

Kapıya doğru koşmaya başladım ama boğazıma dayanan o tanıdık şeyle durmak zorunda kaldım.

Sólita | Tek BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin