- Bölüm 6 - Part 1-

132 7 12
                                    

Multimedia - Çınar Kaya

The Pretty Reckless - Zombie


Çınar


Bazen şu hayattan ölesiye nefret ediyorum. Bana göre gereksiz sevgili babacığıma göre çok önemli olan işlerle tam olarak sabahın sekizinden beri uğraşıyorum ve saat şuan akşamın onu.

Gözlerimin acıması arttıkça dosyaları okumam zorlaşıyordu bu yüzden hepsini kapatıp çekmeceye yerleştirdim. Ceketimi ve arabamın anahtarını alıp çıkışa yöneldim. Koskoca şirkette şu saatte çalışabilecek tek enayi olduğum için hiç kimse yoktu .

Henüz 20 yaşındayım şuan üniversiteye gitmem gerekirken bu işlerle uğraşıyorum ne ironi ama.

Benim bildiğim şirketi yönetenler iyi üniversite bitirmiş insanlardır ama babam sağolsun özelden parasıyla okutuyor. Ona göre okumaya pek ihtiyacım yokmuş zaten bu şirketi yönetecekmişmişim külahima anlatsın onu. Şirketi batırdım düzeltmen için buradasın diyemiyor da uzatıyor işte. Zeki adam işler düzelince kendi geri geçecek güya nah geçer boşuna mı it gibi çalışıyorum ben.

Arabayı sağa çevirip evin sokağına girdim. Çok yorgun olduğum için hiç bara gidesim yoktu.

Garaja park ettikten sonra kilitleyip eve doğru yürümeye başladım. Eve yaklaştıkça gelen sesler evde parti verildiğinin habercisiydi. Ah hadi ama dinlenmeye geliyorum ben buraya.

Eve girer girmez üst kata çıktım. Bugün gerçekten dinlenmek istiyorum.

Tam odama yönelmiştim ki benim , sadece benim olan özel odamın kapısını açık görmemle oraya yöneldim.

İçeri girdiğimde duvara asmış olduğum tabloyu inceleyen bir kızı gördüm. Tabi arkadan. Açıkçası giydiği elbise sayesinde tam bir fahişeye benziyor. Bu görüntüsü üzerine odama girmesi eklenince iyi sinirlendim ve birden

" Bu odada ne arıyorsun sen çık hemen"

diye yüksek sesle seslendim.

Tamam çok sert olmuş olabilirim ama umrumda değil onu bu odaya girmeden önce düşünecekti değil mi?

Kız benim sesimle korkmuş olacak ki ani bir hareketle döndü ve dönerken de benim basket maçında kazandığım kupamı yere düşürmeyi ihmal etmedi. O kupayı kazanmak için çok uğraşmıştım ben.

Kız döndüğünde kekeleyerek bir şeyler anlatmaya çalıyordu ama benim dikkatim hala yere düşen kupamda olduğu için dinlemedim. O yüzden

" Ne amaçla buraya girdiğin veya ne yapacağın umrumda değil , çık hemen."

dedim. Kız bana mal mal bakmayı sürdürünce de

" Biraz daha öyle bakarsan seni kendim çıkarmak zorunda kalacağım ve bunu hiç de hoş olmayan şekillerle yaparım."

diye tepki verdim. Kız çok kısa bir süre durduktan hemen sonra kapıya yöneldi. Ben de arkasından çıktım ve kapıyı kilitledim.

Arkamı döndüğümde ise benim odama doğru elini uzattığını gördüm açmadan hemen önce

" Orası benim odam. "

dedim. Bunu dememle elini hemen geri çekti ve bana döndü. Baktıktan sonra kıkırdadı. Salak kız şuan rezil oluyor ve gülüyor gerçekten salak.

" Ne gülüyorsun komik olan bir şey mi var? "

diyerek gülmesini engellemek istedim çünkü gerçekten çok itici bir şekilde gülüyordu. Rahatsız eden de bir ses tonu vardı zaten.

Kız bir şeyler gevelerken ben ona biraz daha yaklaştım ve yaklaştıkça siması tanıdık gelmeye başladı. Beynimi biraz zorladım. Babamın işleri yüzünden pek hızlı çalışamıyor da kendisi artık.

Biraz daha düşündükten sonra saçlarımı düzeltmeye çalışan aptal kız olduğu aklıma geldi ve hemen

" Bir dakika küçük hanım sen o günkü kızsın değil mi ? Hani şu saçımı saçma bir şekilde düzeltmeye çalışıp kaçan aptal kız. "

dedim. Bu sözlerim gururunu incitmiş olacak ki arkasını dönüp gitti. Çok da umrumda sanki gidersen git aptal.

Topuklarım üzerinde dönerek odama giriş yaptım ve on dakika önce yapmam gerekeni yaparak kendimi yatağa attım.

Yarın gerçekten önemli bir toplantım vardı. Ondan sonra da sevgili babacığımın yanına gitmem gerekecekti. O yüzden ne kadar çok uyursam benim için o kadar iyi olacaktı.


Dicle

Her zamanki gibi ayı gibi esneyerek uyandım. İnanılmaz yorgundum ve tek istediğim biraz daha uyumaktı. Ama uyumamam gerektiğinin de farkındaydım. Beş on dakika kadar yatakta oyalandıktan sonra kalkıp banyoya doğru yürüdüm. Aynaya baktığımda akmış bir eyeliner , dağınık saçlar ve dünden kalma elbisemle karşılaşmayı beklemiyordum. Dün gece tamamen aklımdan çıkmıştı. Cidden salağın tekiyim. Neden kıyafetle ve makyajla yatıyorsam.

Kendime söylene söylene duşa doğru gittim ve bir çırpıda üzerimdekileri çıkarıp duşa girdim.

Duştan çıktıktan sonra saçlarımı kurutmaya başladım , giyindim , kahvaltımı yaptım. Bu zaman zarfı içerisinde geç kalacağımı bildiğimden Azra'ya gitmesini söyledim.Zaten işlerimi acele etmeden yapıyordum. İlk ders fizikti ve fizik dersine de hiç giresim yoktu.

İşlerim tamamen bittiğinde saat 9.20ydi. Ders başlayalı yirmi dakika olmuştu. Bu da demek oluyor ki ilk derse girilmeyecek.

Fizik dersine girmeyeceğimin sevinciyle kulaklıklarımı taktım ve The Pretty Reckless - Zombie şarkısını açtım. Bu gruba gerçekten bayılıyorum. Her şarkısı benim için ayrı bir mükemmel.

Şarkıyı söyleyerek yola koyuldum ve yol boyu The Pretty Reckless dinledim.

Okula geldiğimde otuz geçiyordu . Anlaşılan on dakikam daha var. Sınıfa girmek yerine kantine doğru ilerledim ve diğer taraftan gelen Çınar'ı görmemle topuklarım üzerinde dönüp sınıfa doğru yürümeye başladım. Bunun bu okulda ne işi vardı. Gitsin şirket yönetsin. Asıl işi o değil mi ? Yol geçen hamamı mı burası be her canı sıkıldığında geliyor ?

Sınıfın yanına geldiğimde orada durdum ve beklemeye başladım. Kantinde duramayacak olmam derse girmem gerektiği anlamına gelmez öyle değil mi?.


.................................

Uzun zamandır bölüm yayımlamadığım için kesit paylaştım salı ya da çarşamba günü bölümün devamını atarım.

Saflığın Gölgesinde -ASKIYA ALINDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin