- Bölüm 11 -

76 5 1
                                    

Multimedia - Azra Ay

Şarkı - Zeynep Bastık - Fırça

Şarkıyı - şarkı - yazdığım yerde dinlemenizi tavsiye ederim.

Elimdeki poşetleri etrafa fırlatmamla birlikte kendimi koltuğa attım.

Kendimi ona teslim etmiş ve öylece onun bana yaklaşmasını beklemiştim. Hayatımda hiç bu kadar rezil olmamıştım. Ah kendimden o kadar çok utanıyordum ki ... Düşündükçe daha da beter oluyordum. Hakaretlerini saymazsak eğer mükemmel olan o günün böyle bitmesi .. Ah sinirden yerimde inledim.

" Ne oldu ? Niye bu kadar sinirlisin ve neden yüzün kıpkırmızı ? "

Azra'nın sesiyle ona dönmüştüm. O söyleyene kadar kızardığımın farkında bile değildim.

" Sonra konuşsak ? " Soru sormaktan çok emir verir gibiydim. Umarım anlamıştır.

" Peki. "

- şarkı -

Ah zeki arkadaşım benim. En azından etrafımda beni sık boğaz eden insanlar yoktu. Üzüntümü , sinirimi , utancımı rahatça yaşayabiliyordum. Bazen bundan şikayet etsem de işime yarıyordu.

Kafamı koltuğun baş kısmına yasladım. O sinirden ve utanmadan sonra iyi bir rahatlamaya ihtiyacım vardı. Sanırım duş alırsam kendime gelebilirdim. Suyla birlikte dertlerimin ve sıkıntılarımın gittiğini düşünerek rahatlamak gibisi yoktu. Sanki vücudumu ıslatan su taneciklerinde kendimi ifade eden birer cümle vardı ve o cümle dolu su tanecikleri öylece akıp giderken zihnimin de o cümlelerden arındığını düşünürdüm. Su tanecikleri bedenimden tamamen ayrıldığında ise her şeyin bir sonu olduğunu kendime hatırlatırdım. Yaşanılan acı , mutluluk , heves gibi bir çok duygu elbet bir gün bitecekti. Er ya da geç bitecekti. Hayat boyu acıyla yaşadıysan da öldüğünde bitecekti. Sen de bitecektin ama kurtulmuş olacaktın.

Bana göre ölüm bir kurtuluştur. Yapmacık insanlardan , menfaatçilerden , sadece kendini düşünenlerden ve acılardan kurtulmaktır. Ölüme kendin karar veremediğin için de düşünmemek kurtuluşa acemice atılan bir adımı gibidir. Ben bu acemi atışı duş alarak yapıyordum. Yani öyle sanıyordum. Benim için duş almak psikolojik rahatlama gibi bir şeydi.

Gelen mesaj sesiyle telefonuma bir of çekerek yöneldim. Gerçekten yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.

Gönderen : Minik Suratlı ( Ada)

Mesaj : Kankacım , kardeşim , biriciğim yarın akşam 8 de Azra'yla hazır olun. Çok önemli bir işimiz var. İtiraz etmek gibi bir şansınız yok.

Yine ne gibi bir planı vardı bu kızın. Utku'nun yaralanması yüzünden oraya geldiklerinde arayı düzeltmiştik ve yine eskisi gibi olmuştuk. Tabi kopan bir ip tekrar bağlandığında ne kadar güçlü olduysa o kadar olabilmiştik. Mesaja cevap vermek gibi bir niyetim yoktu. Her ne kadar araya kısa süreli bir küslük girse de Ada yine eski Ada'ydı. Ona itiraz etmek ölümle eş değerdi. Bu gün yaşamış olduğum son şeyden sonra da Ada'nın çenesini dinleyecek kadar da kafa yoktu bende.

Oturduğum koltuktan yavaş hareketlerle kalkıp odamda bulunan banyoya doğru ilerledim. Duş almalıydım.

Yatağa girdiğimde aşağıdaki kapının açıldığını duydum. Büyük ihtimalle annem ve babam gelmişti. Yaklaşık on dakika kadar odamda yatağın üzerinde uzanarak cenin pozisyonunda öylece bekledim. Belki doğum günümü hatırlarlardı. Bunu o kadar çok istiyordum ki.

Bu tür günlerin bilinmesi karşıdaki kişiye verilen değer ve sevgiden kaynaklanıyordu. Ben de ailemin beni sevdiğini ya da değer verdiğini bilmek istiyordum buna gerçekten ihtiyacım vardı.

Saflığın Gölgesinde -ASKIYA ALINDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin