Multimedia - Çınar Kaya
Bu bölümü hikayeye devam etmemi sağlayan svvlglnr ' a ithaf ediyorum.
..........................................
Korku.
Hissettiğim şey tam olarak saf korku. Kim ne derse desin düzene girmeye başlayan hayatıma bu ailenin tekrar girmesiyle eskisine dönecek diye çok korkuyorum.
Tekrar her gece hıçkırarak ağlamak istemiyorum. Bağırarak sessiz kalmak istemiyorum. Çığlıklarımın boşluğa öylece gitmesini istemiyorum. İçimdeki o berbat dünyaya dönmek istemiyorum. Geçmişimi tekrar etmek istemiyorum. O günleri hatırlamak istemiyorum. O yıkık , harabeye dönmüş olan geçmişimi tekrar istemiyorum. Bunların olmaması için de elimden gelen her şeyi yapacağım.
Şuanda ise Çınar'ın bana göstermiş olduğu odanın içinde , içimdeki korkuyla düşüncelere dalmış şekilde yatağın üzerinde cenin pozisyonu almış şekilde yatıyorum. İki üç saat sonra da üzerime çöken yorgunluk ve gözlerime çöken ağırlıkla uyumam gerektiğini anladım ve gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
"Şiiit güzellik nereye gidiyorsun tanışmadan . "
"Nerdeymiş benim ufaklığım . Korkma sadece seninle biraz eğleneceğim. "
" İşte buradaymış gel bakalım hayatım. "
-"Ne olur bana bi şey yapma lütfen "
"Ah küçüğüm senin bu asi tavrın seni daha çok istememe sebep oluyor."
" Eğer biraz daha debelenmeye devam edersen seni öldürürüm anladın mı beni?"
Ani bir şekilde kalkmamla etrafa bakındım ve tek olduğumu görmemle derin bir oh çekip elimi kalbimin üzerine götürdüm. Oldukça hızlı atıyordu. Gördüğüm kabus yüzünden olmalıydı. O iğrenç kabusları üç aydır görmüyordum ancak bu yaşadıklarım o kabusları bana tekrar getirmişti. Yine o günlerdeki gibi kan ter içinde aniden uyanmıştım.
Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve kalp ritmimin normale girmesini bekledim. Saate baktığımda 5.00 idi. Hava yeni yeni aydınlanmaya başlıyordu. Kalp ritmim normale döndüğünde ise duş almak için odanın içinde bulunan banyoya doğru ilerledim. Bu kabustan sonra rahatlamaya ihtiyacım vardı.
Duştan çıktıktan sonra çıkarmış olduğum kıyafetleri tekrar giydim ve yatağa girdim. Uyumaya çalıştım ama yatakta dönmekten başka hiçbir şey yapamadım. Midemden gelen sesler de tüm uyuma isteğimi alıp götürüyordu zaten. Her ne kadar Çınar'a ayıp olacağını düşünsem de açlığıma yenik düşüp odadan dışarı çıkıp mutfağı aramaya başladım.
Aşağı kata indiğimde karşıma gerçekten mükemmel dizayn edilmiş bir salon çıktı. Salona biraz daha yaklaştığımda koltukta birinin uzanmakta olduğunu gördüm. Yüzü bulunduğum mesafeden seçilmiyordu o yüzden biraz daha yaklaştım. Koltuğun başına geldiğimde ellerini kollarına koymuş olan Çınar'la karşılaştım. Sanırım kendini ısıtmak için ellerini kollarına koymuştu çünkü üzerinden örtülü olan hiçbir şey yoktu. Dünkü kıyafetleriyle burada uyuyakalmış olmalıydı. Yüzüne baktığımda oldukça masum görünüyordu. Dün karşı karşıya kaldığım yüz ifadesiyle uzaktan yakından alakası yoktu. Bana kötü davranmış olsa da etrafa göz gezdirip yorgan tarzı bir şeyler aradım ve karşı koltuğun üzerinde bulunan pikeyi alıp Çınar'ın üzerine örttüm.
Etrafa biraz daha bakındım ve mutfağı gördüğümde oraya doğru yürümeye başladım. Mutfak siyah ve beyaz renkteydi. Gerçekten muhteşem görünüyordu. Önce üstteki raflardan siyah bir kupa alıp içine su koydum ve içtim. Mutfak taşının üzerinde bulunan kettlea su koydum. Daha sonra diğer rafları karıştırıp kendime kahve aradım. Onu da bulduğumda taşın üzerine bıraktım ve dolaba yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saflığın Gölgesinde -ASKIYA ALINDI-
Literatura FemininaDayanma gücümün son noktasındaki dert. Nefes aldıkça beni ölüme daha çok tetikleyen bir dert. Aslında bu şey bir dertten çok beni her nefes alışımda yiyip bitiren sadist bir gerçek. Bu sadist gerçek fırsatını bulduğu her anda karşıma çıkıp benim can...