part 14 ...Taylan, kimsin sen?...

255 27 10
                                    

Sorduğum soruyu anlamıştı Taylan ama, cevap vermiyor başka tarafa bakmakta ısrar ediyordu. Anneme dönüp, '' sen Murat'ın yanına git, o da gelir birazdan'' dedim. Annem olanlara bir anlam veremesede başını sallayıp odadan çıktı. Tekrar Taylan'a dönerek bakışlarımı yüzüne sabitledim. Sorumu tekrarlayarak '' Kimsin sen?'' dedim. Bakışlarını yavaşça bana çevirip. '' Ben, sen,, ben'' diye saçlamaya başlayınca, daha sert baktım gözlerine. ''Kİmsin?'' diye ses tonumu artırark sordum tekrar. '' Ben Arda'nın kuzeniyim. Buraya onları ziyarete geldim. Abinin kaza yaptığını duyunca da geçmiş olsuna geldim.'' dedi hemen. Aklıma takılan dier soruyu sordum hemen.'' Peki benim peşimde ne işin vardı?'' Yıllarca ben bu insanlardan kaçmaya çalıştıkça dibimde bitiyorlardı. Her yerde karşıma çıkıyorlardı. Diğerleri gibi Taylan'a da bir anda nefret duymaya başladım. Belki de yaşadıklarımı biliyor, ve o yüzden peşimdeydi. Onunda tek derdi benimle yatmaktı başka ne olabilir düşücesi içimdeki kasırgayı arttırıyordu. Nefretim gittikçe artıyor ve Taylan'a bunun farkındaydı. ''Ben seni tanımıyordum Hayal, seni burada görünce çok şaşırdım. Inan ki senin kim olduğunu bilmiyordum..'' '' Yeter, senin bu saçmalamalarini dinleyecek değilim. Beni tanımıyor olsaydın, aniden karşıma çıkmaz, beni takip etmezdin. Senin bu yalanlarina inanacagimi mi sandın? Siz benimle oyun mu oynuyorsunuz. Halen daha ne istiyorsunuz benden. Ama yeter artık, bundan sonra sende diğerleri gibisin gözümde, sende onlar gibi benim cehennemimde yanacaksin. '' '' Ne diyorsun sen Hayal. Diğerleri dediğin kim? Sana yemin ederim hangi konudan, neyden bahsettiğini bilmiyorum. Seni tanımıyordum bile. Bu karşılaşma senin kadar beni de şaşırttı. '' '' Su anda korktuğun ve yalanlarin ortaya çıkacak diye korkuyorsun değil mi? Sende onlar gibisin. Hepinizden nefret ediyorum'' diyerek dışarıya atmıştı kendini. Acilen sakinleşmesi gerektiğini biliyordu. Annesinin karşısına bu şekilde çıkamazdı, ama adım attığı her yer ona geçmişini, hayallerinin yıkılisini hatirlatiyordu. Kolay değil dedi kendi kendine. Bu kadar zamandan sonra buralara gelmek kolay değil. Kaçmak, kaçacagini zannetmek korkaklarin işidir. Bende tam bir korkagim. Her zaman kaçtım, kendimden, ailemden, yaşadığım bu cennet gibi yerden kaçtım. Kaçmaya çalıştım ama olmadı. Icimde ki öfke beni bu hale getirdi. Diye düşünürken evden baya bir uzaklasmisti. Geri dönüp eve gitmeye başladı. Içinde ki aşı taraf susmus, aciz tarafı ortaya çıkmıştı. Hiçkira hiçkira ağlamak geliyordu içinden. Yapabileceğine emin olsa bir dakika beklemeyecekti ama bunun imkansız olduğunu biliyordu.

Hayal arkasını dönüp gittiğinde, niye uğradığını anlamamıs şaşkınlıkla kalakalmisti Taylan. Bu da neydi böyle dedi kendi kendine. Bu kızın nesi var anlayamıyorum. Onu bu duruma getiren olay ne? Neden insanlardan nefret ediyor? Onlar diye bahsettikleri kimler? Kim ne yaptı ki bu kadar nefret dolu? Offf aklımı kaciracagim, en yakın arkadaşımın zamanında sevdiği kadın. Arkadaşımın kardeşi ve , bilmediğim daha neler var. Neden sürekli karşılaşıyoruz. Bunlar tesadüf olamayacak kadar fazla. Ahhh. Aklımı kaçırmak üzereyim.

Taylan bu dusuncelerle ayakta durduğunun farkında bile değildi. Düşünceler o kadar aklını karistirmisti ki, delirmedigine sukredecek duruma gelmişti. Fatma hanim yanına gelmese saatlerce bu düşüncelerle ayakta kalabilirdi. Fatma hanımın konuşması kendine getirmişti Taylan'ı. ''Oğlum niye ayaktasin? Hayal nerde?'' '' Ben, ben dalmışim fatma teyze. Hayal hava almaya çıktı. Sıkılmış içerden. Gelir şimdi. Ben en iyisi Murat'ın yanına gideyim.'' Diyerek atmıştı kendini kadının yanından. Fatma teyze nin bakışlarından rahatsız olmuştu. Hayal'in dediklerine anlam veremese de, kadının bakışları suçlayiciydi.

Fatma hanim Taylan yanından ayrılınca koltuğa bıraktı bedenini. Anlam vermiyordu olanlara, kızının tavırlarına, bakışlarına bir açıklama yapamıyordu. Bu duruma yıllarca üzülmustu. Yıllarca kaç gece ağladığını hatirlamiyordu bile. Içinde sebebini bilmediği bir pismanlik vardı. 'Anne yüreği, hisseder. Benim de ihmallerim vardı. Kızımı yalnız bıraktım. Bunca zaman tek başına kaldı gurbet ellerde. Yanında olsaydım. Sarılıp derdine derman olsaydım olmazdı böyle diye düşündü.'' Hayal içeriye girip annesini ağlarken görünce '' Anne neden ağlıyorsun?'' diye sordu. Hayal sorana kadar ağladığının farkında bile değildi yaşlı kadın. '' Efkarlandım kızım, bunca zamandan sonra evine, yuvana döndün, ailene geri geldin. Hüzünlendim yavrum'' diyerek sarıldı yektanesine. 'Ahh diye düşündü, bir bilsen içimden geçenleri kızım. Bir bilsen seni yanımda iken bile ne kadar çok özlediğimi. Yanımdasın ama bir o kadarda uzaksın kızım bize. Aklın hep başka yerlerde, içindeki öfke dinmedi bir türlü. Sen benim herşeyimken, biz senin için yokmuşuz kızım. Ne çok özlüyorum seni..' Kadının düşüncelerini telefon sesi böldü.Uzun süre sarılı kalmışlardı Hayal ile. Hayal'de farkındaydı annesinin halen daha ağladığının. Annesini ağlarken görmek istemiyordu Hayal. Sarılmasına da birşey demiyordu. Çok özlemişti annesine sarılmayı. Yıllardır içinde yatan özlem o kadar fazlaydı ki. Bu kadar sarılma ile geçmeyeceğini biliyordu. Korkak olduğuna bir kez daha inandırdı kendini, kaçıp gittiği için korkak olduğuna. Telefon tekrar çalmaya başladığında ayrıldı kızından, yaşlı kadın. Hayal'e göstermeden gözlerini silmeye çalıştı. Hayal de görmek istemiyordu zaten böyle bir durumu.

Bir Şans DahaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin