.
-3Ay sonra -
"İnanmıyorum sana ya, ciddi misin Bora? Bu ne?"
Gözlerim şaşkınlık duygusu ile beraberinde, karşımda elinde koskocaman bir koli taşıyan Bora'ya bakıyordu. Kaşlarımı çattım. "Sana hayır demiştim." diyip hızla içeriye girdim.
Arkamdan gelmesine aldırış etmeden odama girip yatağıma oturdum.
"Bebeğim bi' dinler misin beni?"
"Sinek mi vızıldıyor ne?"
"Eseeen!"
Adımı uzatarak söylemiş, elindeki koliyi bir kenarıya bırakıp önümde diz çökmüştü. Ellerimi avuçları arasına alıp yüzüme baktı. Gözlerimi kaçırdım. Aslında buna zaafım vardı, ismimi söylemesine yani. O da bunu biliyordu, fırsatçı yahu!
Tam o sırada yanağımdan öptüğünü hissettim.
Yanaklarım sanki alev alev yanmaya başlamış gibiydi. Kızardığımı hissedebiliyordum. İç çekip yüzüne baktım.
İyide karşımda böyle tatlı tatlı durursan sana nasıl kızabilirim Bora Emir Demiray?
"Biliyorum yumuşadınnn."
"Bak bi çakarım."
"Kıyarsan." diyip göz kırptığında bu sefer utandığım için gözlerimi kaçırmıştım.
"Bak tamam anlıyorum hediyeleri sevmiyorsun. Ancak sevgiline hediye aldı diye kızmak nedir güzelim ya?"
Yüzüne bakıp elimle saçlarını karıştırdım. "Sen de beni dinle..." diye söze girdiğimde "Emrin olur." diyip sözümü kesmesine gülmeden edemedim.
"Hadi hediye aldın, sesim çıkmıyor bir şekilde beni yumuşattın diyelim ki. Neden boyun kadar hediye kutusu getiriyorsun olm sen manyak mısın?"
"Evet bebeğim."
"Soranda kabahat!"
"Seveceğine eminim hadi aç şunu, surat yapma bak seni akşama kadar öperim."
"Surat yapayım o zaman."
"Çüş, ne-"
Yüzünün aldığı hale gülüp dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Yerimden kalkıp kutunun yanına oturdum.
"ESEN BU BİZİM İLK ÖPÜCÜĞÜMÜZDÜ- İLK! YANİ ANLIYOR MUSUN?"
"Hm hm." diye mırıldanırken kutunun üstündeki kurdeleyi çözmekteydim.
Kutunun kapaklarını açtığımda içindeki peluşu görüp yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim. Kafasını tutup kutudan çıkarttım. Kahverengi yumuşacık tüyleri olan, siyah gözlü, ayak ve ellerinin içi krem rengi olan ayıcığa masum bakışlarla bakıyordum. Tam o sırada arkamdan belime sarılan eller sanki mümkünmüş gibi beni daha da mutlu etmişti. Arkama döndüm.
"Teşekkü-"
Tam teşekkür etmek üzereyken dudaklarımda hissettiğim sıcaklık sözümü yarım kesmişti. Bora dudaklarıma naif ve uzun bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildi.
Yüzü yüzüme son derece yakındı. Bir eliyle saçlarımı okşarken "Bana bir daha teşekkür etme demiştim kelebek." diye fısıldadı yüzüme doğru.
"Etmem, civciv bey." diyip sırıttım.
Üç ay önce döndüğüm uçurum kenarından sonra çok şey değişmişti.
Öz annemle tanıştım. İstemesemde, oldu ve şuan pişman değilim açıkçası. Arada bir yanına gidiyorum, sohbet ediyoruz. Her ne kadar anne demeye dilim varmıyor olsa da her geçen gün samimileştiğimize dair olgular var kafamda da kalbimde de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Civcivim |Texting
Historia Corta"Bak şu lanet olası gözlerime, beni üzmen için bile yalvarıcak kadar sana muhtaçlar."