Bölüm 12

4.7K 189 6
                                    

İncidir kadınların döktüğü her damla gözyaşı.

O ıssız sokakta, soğuk bir esinti yalıyordu geleceğin annesinin suratındaki her hücreyi. Kadın kırmızı ojeli, uzun parmaklarıyla yüzünü yokladı. Soğuktan hissizleşmiş suratının ıslak olduğunu fark etti. Kadın şaşırmıştı. Ağladığını nasıl da fark edememişti. İç geçirdi kadın, siyah gözleriyle, uzaklara bakarak mırıldandı. ''İçim öyle soğudu ki her şeye karşı, kalbim tepki veremiyor. Hissizlik böyle bir şeymiş. Teşekkür ederim adam! Bana hissizliği hissettirdiğin için.''

''Shot?'' dedi Buğra gözlerini kısarak. Siyah gözlerindeki parıltı midemin kasılmasına neden olurken gözlerimi sabırsızlıkla karşısında duran sürtüğe diktim. Aynı sahneye tekrar şahit olmak istemiyordum.

Evet, planım tersine dönmüştü. Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve bar en kalabalık saatlerindeydi. Yaklaşık bir saat önce Can, bu oyuna devam etmek istemediğini söylemiş ve yanımdan ayrılmıştı. Ondan önce ise Buğra sürekli olarak Can'ı aşağılamış, hatta ona cümlelerinin arasında 'pezevenk' demişti. Can bir süre sonra elimi bırakmış ve haklı olarak gitmek istemişti. Buğra o gittikten sonra o kusursuz yüzünü gözlerime dikmiş, alaycı bakışlarını göndererek, 'cin olmadan adam çarpma,' demişti.

Ben ise tam bir saattir kafamı ellerime dayamış, kös kös, Buğra'nın karşısındaki güzel, bebek yüzlü ve fazlasıyla seksi olan hatunu tavlamasını izliyordum. Daha kötüsü bunu tekila içerek yapıyorlardı ve kızın tekila içme anlayışı oldukça farklıydı.

Kız sarı saçlarını geriye atarken bal rengi gözleri parıldıyordu. Kafasını usulca sallayarak sırıttı. Üzerinde sırtında derin dekolte bulundan dar, siyah bir elbise vardı. Bu kalabalığa rağmen topuklu ayakkabılarının sesini duyabiliyordum. Belki de öyle hissediyordum. Kız kırıtarak Buğra'ya doğru ilerledi. Saçlarını sağ omzuna toplayarak masada bulunan doğranmış limonlardan birini eline aldı. Buğra kıza bakarak sırıttı ve kafasını sol yanına doğru eğdi. Kız limonu, daha önce defalarca sıktığı gibi, Buğra'nın boynuna sıktı. Buğra biçimli ağzını açarak, kızın siyah ojelerinin eşlik ettiği, parmaklarındaki limonu beyaz dişlerinin arasına aldı. Daha sonra masada bulunan tuzdan bir tutan alarak Buğra'nın boynuna rastgele serpiştirdi. Ben onları, bir kez daha, böyle görecek olmanın siniri içerisindeyken Buğra ağzında limonla sırıtarak bana döndü. Renkli ışıklandırma yüzünün bir kısmına değerken diğer kısmı karanlıkta kalıyordu. Dudakları hareket etti ama yüksek ses müziğin verdiği etkiyle duyamadım ve kafamı anlamadım der gibi salladım. Yanıma doğru yaklaşarak üzerime eğildi.

''Denemek ister misin?'' dedi ağzındaki limonu eline alırken.

''Hayır!'' dedim şaşkınlıkla.

''Neden?''

''Çünkü,'' dedim. ''Sürtüğün işleri gayet iyi hallediyor.''

''Birileri kıskandı mı?'' diye sordu siyah gözlerini sinsice kısarak.

''Ah,'' dedim hissedilebilir bir yapmacıklıkla. ''Hem de nasıl...''

Limonu yeniden dişlerinin arasına aldı ve karşısında sabırsızlıkla bekleyen sarışın sürtüğe döndü. Benden istemesi hoşuma gitse de sürtüğü olmaya hiç niyetim yoktu. Ama bu sahneyi tekrar görmek istediğime hiç emin değildim. Bir yandan Buğra'nın bu kızdan uzaklaşmasını istiyor, diğer yandan hislerime tokat atıyordum. Kız gözlerini bana çevirerek iğrenen bakışlarını üzerimde gezdirip sırıtarak Buğra'ya döndü. Bu iğrenen bakışlarla daha önce fazlasıyla karşılaşmıştım. En çok da annemde görmüştüm o bakışları. Bana hiçbir konuda inancı yoktu annemin. Başarılarımı yok sayarak, olumsuzluklarımı göz önünde bulundururdu hep. Ablama olan bakışı, bana olanla aynıydı. Oysaki ben ona ablam gibi davranmazdım. Bir gün küs isem; ertesi gün barışırdım. Annem derdim, kıyamazdım. Anneme dair en büyük hatıram o iğrenen bakışlar olarak kaldı. Hayatımın her bölümünde geçmişten bir iz, bir şekilde, karşıma çıkıyordu. Belki bir sokakta, belki bir kitapta, belki bir müziğin en can alıcı kısmında, belki de bir insanda. Kızın bakışları karşısında boğazıma oturan yumruyla içimde nefretin en saf halini hissettim. O sürtük yapabiliyorsa ben de yapabilirdim. Ayağa kalkarak ikisinin yanına ilerledim. Yanlarına yaklaştığımda Buğra siyah gözlerini gözlerime çevirerek merakla bakmaya başladı. Yapabileceğimi düşünmüyordu, elbette. Herkes tarafından beceriksiz olarak adlandırılmaktan bıkmıştım!

YOSMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin