1; "If there's a soulmate for everyone."

1.4K 106 192
                                    

Dudaklarının altındaki kavradığı dudakların tebessümle kıvrılmasına gülümseyerek karşılık vermişti siyah saçlı çocuk, öpüşmelerini daha da derinleştirmişti. Ellerini uzun koyu tutamların arasında gezdiren kısa boylu olan, her zaman ki gibi ne kadar muhteşem bir tada sahip olduğunu karşısındaki uzun boylu geniş omuzlu çocuğa dişlerinin arasından mırıldanıp duruyordu. Ona lisede ilk gördüğü günden beri aşıktı uzun saçlı çocuk. Geleceğini onunla kurmak istiyordu. Hayatının her bir zerresini her gününü onunla geçirmek, her anını onunla paylaşmak istiyordu.

Nefes nefese kalarak dudaklarını ayırmak zorunda kalmışlardı, alınlarını birbirine dayamış açlıkla izlemişlerdi birbirlerini. Uzun saçlı çocuğun şişmiş dudakları ve odağını kaybetmiş gözlerine altın sarısı gözlerini dikmiş olan çocuk dilini dudaklarının üzerinde gezdirerek kendini ona daha fazla bastırırken ıssız ormanda birbirine karışan inlemeleri yankılandı. Onu şimdi yere yatırıp her bir anlarını doya doya yaşamak istiyordu uzun boylu olan.

Telefonundan belli belirsiz yükselen ses ile dikkatleri dağılmıştı. Anın içine eden telefona birkaç küfür savurarak ceplerini yokladı çocuk. İkisininde sinirlerini daha fazla bozmaması için alıp tamamen kapatmaya karar vermişti. Bir anlığına gözlerini diktiği parlak ekrandaki gelen mesajda sıralanan cümleleri okumak istedi. Gördüğü cümle ile dona kalmıştı. Bakışlarının başka bir yere kitlendiğini görünce sinirlenmişti yanındaki kişi.

"Baji? Şu an bunun sırası mı?" diye homurdanarak dudaklarını boğazına gömdü çocuk. Belini bırakarak bir adım gerileme ihtiyacı hissetti Baji. Birbirine dolanan bacakları yüzünden arkasında bulunan banka neredeyse düşerek oturmuştu. Uğradığı şoku hala atlatamamışken bu güzel anı neyin mahvettiğini sorarak öğrenemeyeceğini anlayan çocuk sinirle elinden çekti telefonu. Birkaç saniye gözünü kırpıştırıp minik ışıktaki yazıları okumaya çalıştı ve saniyeler içerisinde kaskatı kesildi.

"Sikeyim. Bu ne demek oluyor?" farkında olmadan dudaklarından dökülen kelimeler ile neye uğradığını şaşırmıştı.

Tarih: 03.11.2008
Saat: 00:52
Japonya Hükümeti

Japonya Hükümetinden gelen önemli bir mesajınız var.

Kişisel bilgileriniz ile evleneceğiniz kişi kararlaştırılmıştır.
______________________________________

Şehirde ikamet eden, 16 Eylül doğumlu, Hanemiya Kazutora.

Son anda kafasına üşüşen bilgiler ile telefonun tarihine tekrar baktı Baji. Teknik olarak bugün onun doğum günüydü. Saat on ikiyi geçmişti. 18 yaşına girmişti ve hükümetin evlenmesi gereken genç bireyler topluluğunda yer almıştı.

Dudakları yukarı doğru kıvrılmış belli belirsiz tebessüm yayılmıştı Bajinin dudaklarına. Okuduğu mesajı Kazutoraya tekrar gösterdi. Kaskatı kesilmiş suratıyla üzerindeki şoku ve şaşkınlığı hala atamamıştı. Beklemiyor gibiydi.

Elinin arasında tuttuğunu fark ettiği telefona az önceki gördüklerinin gerçek ya da şaka olup olamayacağını düşünüp kafasında tarttı ve tekrar açıp bakmak istedi. Şarjı biten telefonunun kapanmasıyla dişlerinin arasından küfürler savurdu. Neyseki ismi görmüştü. Hükümetin belirleyeceği söz de şu ruh eşi saçmalığı yüzünden başka birinin adı çıkacak diye ödü kopuyordu bugüne kadar ama onun ismini görmesiyle içinin rahatladığını hissedip derin bir nefes verdi. Bugüne kadar hep doğru kişiyi seçtiğini hissetmişti.

Doğru karar verdim. diye geçirmişti hep içinden.

Doğru kararı verdiğini bir kez daha anlayıp umut dolu parlayan gözlerini karşısındaki sevdiği çocuğa dikti. Yaklaşan ayak sesleri ile Kazu, kollarını belinden çekip ayak seslerinin geldiği yöne doğru çevirmişti bakışlarını. Bir kadın ve bir erkek siyah takım elbiselerini giymiş bir şekilde resmi kurumdan olduklarını belli eder bir ciddiyetle yanlarına yaklaşıyordu.

"İyi akşamlar. Ben sağlık, sosyal yardımlaşma ve çalışma bakanlığından Wakasa." omzundaki çantayı kavrarken ciddi bakışlarının altına yorgun ve umursamazlığını gizlemiş olan kişiden sonra yanındakide konuşmuştu.

"Ben de Senju." adımlarını sonlandırıp iki gencin yanlarında durdular.

"Eşinizi belirtmemiz için gönderildik. Bu saatte geldiğimiz için kusura bakmayın." Wakasa denilen kişi, çantasından bir şeyler karıştırıp çıkardığı belgeleri Bajiye doğru uzattı.

"Gelecek evliliğiniz için şimdiden tebrikler." uzattığı belgeyi şaşkın bakışlarla yutkunarak çekip almıştı Baji. Yanında duran Kazutoranın kaygılı bakışlarını hissedebiliyordu. Açtığı kağıttaki yazan analizleri okurken irileşen gözlerine engel olamamıştı.


Eşin ismi:
19/12/1991
Matsuno Chifuyu


Ne?

Beyninde çakan şimşek ile yerinden fırladı. "Bir saniye! Bir yanlışlık olmalı. Az önce telefonuma gelen mesaj da yanımdaki kişinin ismi yazıyordu. Bu zarftaki isim farklı."

Adının Senju olduğunu öğrendiği yeşil gözlü kız, muzipçe sırıttı. "Bi yanlışlık olmuş olmalı. Aileler ile konuşup ilk görüşmenizi ayarlayabilirsiniz. Şimdiden mutluluklar dileriz!" ikiside dönüp gittiklerinde bakışlarını Kazutoraya çevirmişti Baji. Uzun sarı tutamlarını sinirle avuçlayıp karıştıran çocuğu sakinleştirmeye çalışması olanaksızdı. Titreyen elleri avucunda tuttuğu belgeyi parçalamamak için zor duruyordu.

"Bunda bir hata olmalı. Saçmalık-"

"Baji. Önemli değil." birden sözünü keserek ayağa kalktı. Boğazına gelen yumru ile yutkundu Baji. Kazutoranın sakinliği onu korkutuyordu. Onu kendisine bakmaya zorlasa da bir adım gerileyip ay ışığında parlayan denize bakmayı sürdürmüştü Kazutora.

"Buraya gelmeyi düşünmüyordum zaten." duyduğu sözlerin ağırlığıyla olduğu yere çakılı kalmıştı Baji. Tırnakları sinirle avuç içine geçerken, omuzlarını kavrayıp sarsmıştı.

"Ne saçmalıyorsun sen? Bütün bunlar hiçbir şey ifade etmiyor. Hala sana aşığım." dudaklarında belli belirsiz tebessüm görmüştü. Gülümseyerek uzun tutamların çevrelediği yüze baktı ve iç çekerek ellerini tuttu. Kazutoranın soğuk elleri, Bajinin sıcak tenine temas ettiğinde ürpermişti. Dolan gözlerini görmemesi için başını çevirip bakışlarını başka bi yöne kaçırmıştı Kazutora. Ellerini çekti ve arkasını dönüp yürüdü. Duyguları ve yaşadıklarının ağırlığı ile ezilirken hareket etmeye zorladı kendini Baji. Her şey bir an da hızlıca gelişmiş, her şeyi değiştirmişti ve bu hızı hazmedemiyordu. Boğazındaki yumruyu yutkunarak yollaması imkansızdı.

Baji Keisuke ömründe ilk defa aşık olmuştu ve onuda sikik bir sistemin kurbanı olarak kaybediyordu. Tuzlu göz yaşları yanaklarını ıslattığında sinirle onları sildi. Yolun ucunda kendisini kaybettirmiş karanlık silueti görme umuduyla baktı, göremedi. Onu yeniden görme umuduyla peşinden koşmaya karar verdi. O hızını arttırdıkça uzağındaki siluette hızını artırıyor, ikiside inatlaşıyordu. Sonunda nefes nefese kalırken kolundan tutup onu kendisine doğru çekmişti, göğsüne sokulup sessizce ağladı Kazutora. Sıcacık gövdesine sımsıkı sarılıp kulağına fısıldadı Baji. "Seni seviyorum. Asla bırakmayacağım. Asla."

___________

Gecenin geç saatlerinde titreşen telefonundan gelen ses ile uyandı sarışın çocuk. Başının üstündeki yorganın altından çıkıp uyku sersemi gözler ve dağılmış saçlar ile etrafı inceledi. Yanıp sönen telefonunu fark ettiğinde dibinde yığılı olan mangaları kaldırarak doğrulmaya çalıştı, gözlerini ovaladı. Kilidini açtığı telefonundaki gelen mesaja girip yazan cümleleri uykulu gözlerle okumaya çalıştı. Beyaz ekrana düşen maildeki yazıları zar zor seçerek okudu. "Keisuke.. Baji." kucağına kıvrılan kedisinin karnını ovuştururken karanlık odaya sızan ay ışığıyla kaplı gökyüzünü izledi. "İlginç bir isim." diye mırıldandı.

Merhabalar. Comfort shipime fic yazmazsam olmazdı. Bir animeden esinlendiğim konuyu yazmak istedim. -sadece konu aynı, bölümlerin ilerleyişi farklı olacak- Üniversite zamanlarını yazmak istedim. Umarım siz de sevmişsinizdir xx

red strings of fate | bajifuyu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin