11. Bölüm

116 7 0
                                    

Yerime çakılı kalmış bir halde beklerken o ise hala dudaklarimdan ayrilmamisti hiç bir sey yapmadan sadece beklemistim geri cekildiginde kendimi ondan kurtarıp sadece gozlerinin icine bakmistim hissizce, beni öpmüştü ama hic bir şey hissedemiyordum. Arkami döndüm ve mutfaktan ciktim.

"Işık canim iyi misin gözlerin kızarmış"

"İyim Elifim sadece biraz içtim biliyorsun icince ne olduğunu" konusmami bitirdigimde dudaklarimda ufak bir tebessum olusmustu, ama bu acinin tebessümuydu Elif'i nasil yalniz birakip gidecegimi dusunmeden edemiyordum ama aklim onda kalmayacakti bunu da biliyordum çünkü onu seven bir adam vardi. Gözlerim Tugran'a ilistiginde ona da hafif gulumsemistim.

"Naber Işık" dediginde elimle eh iste hareketi yapip arkamdan gelen Karayi umursamadan odama gecip kapimi kitlemistim. Kendimi yatağa atip öylece tavani seyrettim hic bir şey dusunemiyordum kafam fazlasiyla rahatti. En azindan bu gece sakin uyuyabilecegimi düşünerek gözlerimi.bir güne daha kapatmıştım.


Gözlerimi açtığımda henüz hava daha aydinlanmamisti telefonuma uzanip saate baktigimda 5 olduğunu gormemle yataktan kalktim üzerime rahat bir seyler giydikten sonra valizimi alip kapiyi sessizce actim. Salonda yatan Karayla bakistigimda neden gitmedigini sorgulamadan kapinin anahtarini masanin uzerine birakarak evden kimsenin duymayacagi bir şekilde çıkmıştım. Bu saatte taksi bulamayacagimi bildigim icin biraz yurumeye karar verip sahile ugrayacaktim.

Sahile geldigimde hava yeni aydinlanmis ve güneş doğmaya baslamisti denizin kokusunu icime cekerek kendimi rahatlatmaya çalıştım.

'Bugun burdan gidiyorsun Işık bakalim neler olacak'

Kendi kendime soylendikten sonra havaalanina gitmek icin bir taksi cevirdim ve yola koyuldum.


Kara'nin Ağzından

Gözlerimi açıp uyandığımda ilk olarak nerde olduğumu algilayamasamda biraz kendime gelince Eliflerde kaldığımı hatırlamistim, mutfaga gecip bir sigara yaktigimda hatirladigim tek şeyin burada kaldigim olmamasiydi. Işık gözlerimin önüne geldiğinde dün oturduğu masaya takılmıştı gözlerim.

'Dun ne bok yedim ben' diye düşündüğümde ellerimi şakaklarima götürüp ovdum. Sigarami söndürüp tekrar içeri girdiğimde Elif kalkmis uyuduğum yeri topluyordu.

"Günaydın Kara"

"Sana da ondan"

"Sen geç otur ben birazdan kahvaltıyı hazirlarim once Işığı uyandirayim sen de Tugran'i uyandirir misin?"

Diye sordugunda basimi onaylarcasina sallayip Tugran'in kaldığı odaya yöneldim. Kapıyı acip iceriye daldigimda bizim at kafasi yerde yatiyordu yanina gidip ayagimla bacagina vurdugumda yerinden sicrayarak uyanmisti.

"Abi bir gün beni öldürecek-

Lafini tamamlayamadan iceri Elif daldiginda endiseli gozlerle bana bakti.

"Kara Işık yok gitmis her seyini almış gitmiş"

Işıktan devam

Havaalanina coktan gelmistim bütün kontroller tamamlandiktan sonra sadece ucagimin kalkmasini bekliyordum, simdiye kadar coktan gittigimin farkinda olacaklardi ama nereye gittigimi bilmedikleri icin bulamayacaklardi. Biraz da olsa aklim Elifteydi fazlasiyla endilenmisti adim kadar emindim buna.

"Sayın yolcularımız Amsterdama gidecek olan yolcularin A kapısında beklemesi rica olunur"

O yolculardan biri de bendim valizimi alarak siraya yerlestim ve sadece bekledim, bilet, pasaport ve kimlikler kontrol edildikten sonra kapidan içeri girmistim.

Arkamda duyduğum ses oldugum yerde donmama neden olurken arkami donmemistim.

"Işık!"

Burda olmasi gereken son kisi bile değilken Kara'nin burda olmasi sacmaliktan baska bir şey değildi. Adımlarımı serilestirdim ve bir kez bile arkama bakmamistim, bakarsam gidemezdim. Kapidan iceriye girmeye çalışan Kara ve onu durdurmaya çalışan gorevlilerin sesini duyabiliyordum ben ilerledikçe sesler azaldiginda ucaga coktan adim atmıştım. Biraz ucaga bakindiktan sonra koltugumu bulup oturdum ve disariya baktim.

Burdan onlari net bir şekilde gorebiliyordum, ben ucakta onlar ise havaalanınin icindeki büyük camekandan disariya bakiyorlardi ama beni gormeyeceklerini bildikleri halde hala bakmalari icimi yakmisti, Elif'in aglayan gozlerini gördüğümde daha cok aci hissetmiştim icimde Kara ise deli gibi saga sola bagiriyor ve iceriye girmeye calisiyordu hala histerik bir gülüş ile soylendim.

"Ne kadar tuhaf"

Uçak kalktığında bunlarin hepsini bir kenara bırakmış ve biraz da olsa dusunmemeye çalışmıştım uyumaya calismaliydim yoksa yolculuk bitmeyecekti.

Başımı sert bir yere koymus olmaliydim çünkü cok rahatsiz ediyordu gozlerimi yavasca araladiginda gözüm ilk olarak yan koltuğumda duran bacaklara temas etmisti gozlerim aniden acilirken yanimdaki kisiden ozur dilemek için döndüğüm de Yakubu gormeyi kesinlikle beklemiyordum. Agzin bir karış açılırken hala ona bakiyordum.

"Kapat agzini kapat sinek kacacak" diyip güldüğünde daha yasadigim şoku atlatamamistim

"Sen ne yapiyorsun burda"

"O nasıl soru yoksa uçak sana mi aitti" tek kasini kaldirip bunu sorduğunda elimle kafama bir tane yapıştırmistim.

"Özür dilerim seni gormeyi beklemediğim için büyük bir sürpriz oldu"

Kara'nin arkadasi diye benim pesime takacak hali yoktu ya ah salak kafam neden sacma sapan seyler düşünürsün ki.

"Bir iş için Amsterdama gidiyordum bu yüzden buradayim tesadüfe bak ki senin yanina bulmusum bileti" diyip gülmüştü.

Anladim dercesine basimi salladigimda kendime ceki duzen verip koltuguma yerlestim soru sormamasini umud ederken gelen soruyla tüm hayallerim suya düşmüştü.

"Ee peki sen neden gidiyorsun Amsterdama?"

"Tatil icin gidiyorum yani senin gibi iş icin degil" güldüğumde oda gülmüştü.

"Orada sanirsam 2 aylik bir işim var eger istersen seni orada yalniz birakmam" dediginde bunun iyi olabilecegini düşünmüştüm çünkü hic bilmedigim.bir ülkeydi ve kaybolmak hic istemiyorum Ee o zaman ne diye bilmedigin ulkeye gidersin ki Işık iç sesim bana bunlari söylerken haklıydı.

"Aslında bu benim icin de iyi olur çünkü ilk kez gidiyorum" dedigimde şaşırmıştı

"İlk kez mi o zaman gezecek cok yer var desene" dediginde gulumsemistim. Sohbet biraz sonra kesilince ben tekrar yarim kalan uykuma devam etmek istedigimde bunu yapamamistim, aklim sürekli onlara haber verecek mi diye bir türlü susmuyordu.

En sonunda biraz uykuya daldigimda gelmis olmaliyiz ki Yakubun sesiyle uyanmistim, uçaktan inip havaalanına girdigimizde valizlerimizi almak icin bekledik Yakupta valizini aldiginda disari cikmistik.

Valizini yere bırakıp kollarini iki yana acip bana döndü

"Amsterdama hoşgeldin"

KARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin