"Jolene, Jolene, Jolene, Jolene
Oh, I'm begging of you please don't take my man
(Sana yalvarıyorum, lütfen erkeğimi alma)Jolene, Jolene, Jolene, Jolene
Please don't take him even though you can
(Yapabilmene rağmen lütfen onu alma)Your beauty is beyond compare
(Güzelliğin kıyaslanamaz)With flaming locks of auburn hair
(Kumral saçının alevden bukleleriyle,)With ivory skin and eyes of emerald green
(Fildişi tenin ve zümrüt yeşili gözlerinle)Your smile is like a breath of spring
(Gülüşün baharın nefesi gibi(?))Your skin is soft like summer rain
(Cildin yaz yağmuru gibi yumuşak)And I can not compete with you, Jolene
(Ve ben seninle rekabet edemem, Jolene)And I can easily understand
(Ve ben kolayca anlayabilirim)How you could easily take my man
(Erkeğimi nasıl bu kadar kolay elimden alabildiğini)But you don't know what he means to me, Jolene..."
(Ama onun, benim için ne ifade ettiğini bilmiyorsun, Jolene...)☁
Chūya: Bakışlarını başka yöne mi çevirsen?
Kız arkadaşım yanlış düşünecek.
Şarkının sözleri de düşünülünce yanlış anlaması olağan.
Osamu: Bakışlarımı görüyorsun çünkü bana bakıyorsun ve bunu kesintisiz yapıyorsun.
Benim yüzümden mi yoksa senin yüzünden mi yanlış anlaşılacağız?
Chūya: Sonuçta buraya şarkı dinlemeye geldik, sahne dışında nereye bakmam doğru olur acaba?
Osamu: Diğer grup çıktığında telefonunla ilgilendin sadece.
Chūya: Telefonumla ilgilenmedim.
Osamu: Yanlış gördüm sanırım.
Kız arkadaşın eğleniyor mu?
Chūya: Biraz sıkıldı daha canlı bir yer bekliyordu.
Osamu: Üzüldüm, bir sonraki şarkı seçimimiz daha enerjik olur.
Telafi etmeye çalışırız.
Chūya: Hiç fena olmaz, teşekkürler.
Osamu: Kibarlığımı bırakmamaya çalışıyorum ama duramayacağım.
Amacın ne senin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
korkak •soukoku•
Fiksi Penggemar"Keşkeyle başlayan cümlelerim var, yolları hep uzun ve bomboş"