Merhaba arkadaslar ben Bong.The Who Must Leave wattpad'deki ilk kitabim degil ama bu hesaptaki ilk kitabim.
Kitap hakkinda cok ufak birkac bilgi vermek istedim:
Smut bir kitaptır. Cinsel ilişki sahneleri veya cinsel içerikli konuşmalar içeren bölümler olacaktır.
Bolumler 21 ocak 2022'den itibaren her gun yayinlanacaktir.
Bazı Bölümlerin basindaki kisa sahneler bölümle alakasi olan gecmis sahnelerdir zaten gunumuze gecisler belli olacaktir.
Kitap 1. kisi agzindan yazilmistir.
Yaş farkı ve eşcinsellik içerir.
Hepinize keyifli okumalar THE ONE WHO MUST LEAVE BASLIYOR!
-Prologue-
Mahkeme koridorudunda hiç kimsenin başını kaldırıp da birbirine bakacak hali kalmamıştı.
Hepsinin daha yükseğe uçabilmek için özenle büyüttüğü kanatları ihanetle kırılmıştı.
''Bay Jeon kazandı. 7 yıllık hazırlanan sözleşme 4. yılında f-''
''Aşağılık herif!''
Liderleri, Yoongi'nin omzuna elini koyarak onu üzerine yürümeye hazırlandığı menajerden geriye doğru çekti.
''Sakin ol hyung.''
Sinirden çenesi kasılıyordu bunu zar zor söyleyebildi.
Liderdi o. Güçlü durması gerekiyordu. Hepsi sırtını ona yaslayacaktı ki bunu atlatabilsinler.
''Nedeni neymiş peki?''
Menajer başını iki yana salladı. ''Kişisel sebeplerden dolayı dedi.''
''Hay ben onun kişisel sebeplerine!''
Küçükler ağzını açıp konuşmuyordu bile. Sessizce mahkeme salonunun boşalmasını izlediler. Hepsinin boğazında bir yumruk vardı.
''Pdnimiz de geldi.''
Hepsi eğilerek selam verdiler. Beklediklerinin aksine Bang Si Hyuk oldukça sakindi.
''Şirkete gidelim çocuklar. Orada uzun uzun konuşalım.''
Şirkete döndüklerinde bu sefer de tüm üyeler pratik odasında toplandılar. Bir kişi hariç.
Liderleri.
Bang Si Hyuk onunla özel olarak görüşmek istemişti ve bir saate yakın süredir de konuşuyorlardı.
''Bir problem olduğunu ve ona söylemediğimizi düşünüyor olmalı.''
''Haklı.'' Jin öfkeyle ayağa kalktı. O yaşlı adamla aynı kafada olmak istemezdi ama o da öyle düşünüyordu. '' Özellikle sen, Jimin. Aynı odayı paylaşıyordunuz. Nasıl hiçbir şey bilmediğini söylersin?''
''Bilmiyorum, hyung.''
''Siz küçükler hep bir aradaydınız. Bu herif kız arkadaşı olduğu zaman da size söylememiş miydi? Nasıl şimdi hiçbir şey bilmiyor olabilirsiniz?''
''BİLMİYORUM DEDİM YA! NEDEN ÜSTÜME GELİP DURUYORSUNUZ!''
''BANA BAK SERSERİ!''
Jimin aniden ayağa kalkıp Jin'e doğru bir adım attığında Taehyung araya girmesi gerektiğini hissetti.
''Sakin olun Hyung öyle demek istemedi.''
''Ya ne demek istedi?''
''Bilmediğini söyledi işte Hyung uzatma. Biz nasıl bilmiyorsak o da bilmiyor.'' Yoongi'nin sesi her şeyi özetlercesine bıkkındı ve bu herifler çok gürültü yapıyordu.
''Hepimiz çok sinirli ve üzgünüz Hyung ama sen en büyüğümüz olarak Taehyung kadar bile olgun davranamıyorsun.''
Jin günlerdir bir o tarafa bir bu tarafa Namjoon ile beraber koşturmaktan o kadar bıkmıştı ki sinirden ağlamak üzereydi.
''Olgun davranmak.'' Diye tekrarladı kendi kendine.
Bu işin olgunluğu mu kalmıştı?
Kim olgun davranıyordu ki?
Bu çocukların bildiği hiçbir şey yoktu
''Birilerini suçlamak çok kolay.''
Kendi kendine mırıldanmıştı Hoseok ama oradaki herkes duymuştu.
''Suçlayacak birini arıyorsanız eğer Jungkook'un bebek bakıcılığını yapamayan Jimin'i veya sinirleri bozulduğu için birilerine bağırıp sızlanan Jin Hyung'u suçlamayın.''
Hepsi birbirine bakıp sustuğunda Hoseok devam etti.
''Buradaki tek suçlu Jungkook.''
Pratik odasının kapısı açıldı. Namjoon lideri olduğu grubun karşısına çıkarken o kadar korkuyordu ki o an gerçekten ölmek istedi .
''Hyung iyi misin?''
Konuşmak için yutkundu.
Kendisine gelmesi için ikna etti kendini. Bu haberi alır almaz direkt buraya gelmek iyi bir fikir değil miydi yoksa?
Önce dışarı çıkıp hava almalı, ağlamalıydı. Ya Bangtan'ın karşısında ağlarsa?
Liderdi o. Liderleri de ağlarsa grup ne yapardı?
Ama o hala bir lider miydi? Ve karşısındaki 5 genç adam... Onlar da hala bir grubun üyesi miydi?
Bangtan Sonyeondan...
Dizlerinin üstüne çöktü.
''Bangtan'ı önümüzdeki ay dağıtacaklar.'' Ağlamaya başladı.
Üyelerin hepsi farklı şeyler düşünüyordu.
Kimisi günlerce aç kalıp kilo verdiğini, kimisi ses eğitimi sırasında boğazı tahriş olsa da şarkı söylemeye devam ettiğini.
Hoseok, Taehyung'a sarılmış ağlarken dans pratik odalarında sabahladığını düşünüyordu. Ve az önce birbiriyle kavga eden Jin ve Jimin birbirini teselli etmeye çalışıyordu.
Tek bir şey ortaktı o da günden güne büyüyen bir boşluklarının olacak olmasıydı.
Her gün içlerindeki bu boşluk büyüyecek ve hepsi bu boşluğunu sadece nefretle dolduracaktı.
Jeon Jungkook'a karşı bir nefret.
-Prologue Sonu-
---------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The One Who Must Leave | JJK
FanfictionJungkook 3 sene sonra geri geldi ama eskiden olduğundan bambaşka biriydi. fluff, dark romantizm, lgbt ve yaş farkı içerir. 21 Ocak 2022 #Btssmut'ta #1 numara 24 Ocak 2022