-4-

215 14 4
                                    

4. Bölüm



Hareketli müzik vücudunun her noktasını harekete geçirirken ilk defa kareografi değil de içinden geldiği gibi dans ettiği için mutluydu.

Bu akşam uyuşturucunun da verdiği etkiyle gördüğü her kıza dokunmak için çıldırıyordu.

''Birini seç artık Jungkook. Görmüyor musun hepsi senin için çıldırıyor.''

Bunu duymak düşündüğünden de fazla heyecanlandırmıştı. Ama farklı biri olsun istiyordu. Ondan o kadar farklı biriyle sevişmek istiyordu ki aklına bile gelemesin. Ondan duyabileceği hazzın da fazlasını duysun ve sonunda bir daha asla onu düşünmek zorunda kalmasın.

Sürekli önünde dans edip, onu etkilemeye çalışan kızlardan birinin arkasına geçti ve sürtündü.

''Selam asyalı. Asla gelmeyeceksin sandım.''

Jungkook gülümseyerek kolunu kızın beline sardı ve dudaklarını boynuna bastırdı. Burnuna gelen yoğun içki kokusuyla yüzünü buruşturmamak için kendini zorladı.

Bir süre böyle dans ettikten sonra ikisinin de istediği gibi odaya çıktılar.

Jungkook'un görüşü o kadar bulanıktı ki kucağındaki kızla düşmeden merdivenleri çıkabildiği için kendini şanslı saydı. Günlerdir bu anı  beklediğini hissetti. Öyle coşkulu ve yoğun hissediyordu ki duvara yasladığı kızın üstüne ne kadar yüklendiğini farkedemedi.

''Yavaş ol asyalı.''

''J-Ji An...''

Korece konuşmaya başladığında, kız onun ne yapmaya çalıştığını ya da neyden bahsettiğini anlamadı ama anladığı tek bir şey vardı ki bu genç adam öpüşmeyi veya kendini kontrol etmeyi asla bilmiyordu.

Jungkook ise hiçbir şey anlamıyordu. Şu an nasıl  ve neden buraya geldiğini bile unutmuş sadece yıllardır hissetmeyi beklediği hisleri hissetmeye çalışıyordu.

Kıyafetlerini çıkarmaya askılı elbisesinden başladığı kızın omuzlarını öptü. Gözlerini açtığında tam da karşısında görmek istediği kişi vardı. ''N-noona...''

Bu seferlik daha böyle olsun diye düşündü içinden. Bu gece de birlikte olacağı kadında onu görmek istedi.

Her zaman olduğu gibi sadece onu hissetti. Ellerini birbirlerine kenetledi ve doğru direkt önünde eriyip biten kadının gözlerine baktı.

Ne şu an kadının duvarla jungkook arasına sıkışıp kalarak hızla inip kalkan göğsü ne de başka bir şey, onu gözlerinde Ji An'ın gözlerine baktığını düşündğrmek kadar sertleştirmemişti. Ağzını aralayıp kadının dilini içeri göndermesine izin verdi.

Öpüşmeleri sertleştiğinde dudaklarını kadının çenesine oaradan da boynuna bastırdı. Elleri durdurak bilmezcesine kadının her bir vücut kıvrımında gezintiye çıkmıştı.

Ona ne zaman sarılsa duyduğu o huzur dolu kokuyu duymaya çalışıyordu. Nefes alıp vermesi zorlanmaya başlasa da o kokuya ulaşabilmek için daha da derin derin kokladı ve öptü. Kalbi çok hızlı atıyordu.

Hatta o kadar hızlıydı ki öleceğini düşündü. Yüzü kıpkırmızıydı. Elini göğsüne koyup nefesini düzenlemeye çalıştı.

''Asyalı?''

Jungkook kadının ayaklarının dibinde kendini yere bırakırken kadın endişeyle etrafına bakındı.

''YARDIM EDİN! ADAM ÖLÜYOR YARDIM EDİN!''

-3 sene sonra-

Evden çıkmadan üyelere kahvaltı hazırladığım için normalden geç kalmıştım ama böylesi daha iyi olmuştu çünkü Jungkook'la ne kadar az aynı ortamda bulunursam o kadar sağlıklıydı.

The One Who Must Leave | JJK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin