6. Bölüm
O an gerçekten kafam hiçbir şey düşünemiyordu. Bir Bangtan'a bir de Jungkook'a baktım. Büyük sorunumuzun yıllar sonra 7sinin yeniden karşılaşması olması gerekiyordu ama hayır sorun Jimin'di.
Sorun, benim biricik kardeşimdi.
''Ne polisi? Neden?!'' Diye bağırdım. Bir yandan da üyeleri ittirip kapıdan çıkmaya çalışıyordum. Peşimden geldiler.
''Geçen hafta kavga ettiği bir adam vardı. Adam Jimin'e bıçak çekmişti han-''
''Bir dakika bir dakika... Ne?''
Aniden durup onlara döndüğümde birbirlerine çarpışarak durabildiler. En öndeki Namjoon heyecan ve korkuyla bir şeyler anlatmaya çalıştığı için kekeliyordu. Durumu farkeden Jin Nmajoon'un kaldığı yerden devam etti.
''Sakin ol, Ji An. Jimin sana anlatmamış sanırım. Birkaç aydır sürekli para konusunda takıştığı bir adam vardı ve geçen hafta da ciddi bir kavgaya tutuştular. İkisi de birbirinden şikayetçi olmadı ama adam bıçak falan çekmişti yani adamın belalı biri olduğunu anlamıştık. Şimdi sanırım onunla alakalı bir sorun oldu.''
Elimi sıkıntıyla saçlarımın arasından geçirdim. Jimin bunca şeyi bana anlatmadan nasıl yaşamıştı ya da ben geçen hafta kavga edip bıçak çekilen kardeşimin bir sorunu olduğunu akşam eve geldiğinde nasıl anlayamamıştım?
Gözüm arkada bizi izleyen kişiye takıldı. ''Her şey senin yüzünden, iğrenç herif!'' Diye bağırdım.
Hepsi arkasına dönüp bağırdığım kişiye baktı. Jungook ofisin kapısında hiçbir şey söylemeden dikiliyordu.
Şu son 1 aydır Jungkook'un geri dönmesine sinirlenmekle o kadar meşguldüm ki Jimin'den kaçtığımı farkedememiştim. Jimin'i aksatmıştım ve şimdi kardeşimin başı çok ciddi belada olabilirdi.
''Dua et ona bir şey olmasın yoksa seni mahvederim. Duydun mu?''
''Hadi Ji An, Jimin'in yanına gitmemiz gerek.'' Jin kolumu asansöre doğru çekiştirdi.
''İğrenç herif.''
Bir de gelip bizden 2. bir şans istemişti. Jimin'in hayatı hala kötüye giderken o hayatını güzelleştirmeye çalışıyordu.
4 kişi arabanın arkasında kucak kucağa oturmaya çalışırken ben öne oturdum, Jin de sürücü koltuğuna geçti. Arabası olan tek kişi oydu.
''Yemin ederim nefes alamıyorum.'' Diye sızlandı Taehyung ama Yoongi'den olduğunu tahmin ettiğimiz sert bir şaplakla sustu.
Şirketi basmak ve Jungkook ile karşılaşmak yerine beni karakoldan arayabilirlerdi.
Sinirden ve korkudan tir tir titriyordum. Anneme ne derdim? Oğlunu bana emanet etmişti. Bana güvenmişti.
Gözyaşlarım akmaya başladığında diğerlerine bir şey belli etmeden elimin tersiyle sildim ama Jin, vites değiştiren elini elimin üstüne koydu.
Varlığını yanımda hissettirmek istercesine elimi sıktı. Bu, biz buradayız demek mi oluyordu? Her zaman yanındayız. Ve karakola varana kadar elimi hiç bırakmadı.
Karakolun kapısına doğru hepimiz deli gibi koştururken kapıdan çıkan Jimin ile burun buruna gelmeyi beklemiyorduk.
''Noona?''
Kendimi kaybetmiş gibi Jimin'in boynuna sarıldım. ''Ablamı niye getirdiniz!''
Anlık şoku atlattıktan sonra bir iki adım uzaklaşıp Jimin'i süzdüm. ''Ne oldu? Neden buradasın?''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The One Who Must Leave | JJK
Fiksi PenggemarJungkook 3 sene sonra geri geldi ama eskiden olduğundan bambaşka biriydi. fluff, dark romantizm, lgbt ve yaş farkı içerir. 21 Ocak 2022 #Btssmut'ta #1 numara 24 Ocak 2022