The One Who Must Leave | JJK

-19-

19. Bölüm

"O kadar yakışıklı biriydi ki. Hala aklımdan çıkaramıyorum."

"Neden gidip konuşmadın o zaman?"

"Sana konuşmalı mıyım diye soruyordum ama sen beni dinlemedin! Ya onu bir daha asla göremezsem? Bunun sorumlulugunu alacak mısın?"

Elimi omzuna koydum. "Çocuk her gece bahçede oturuyordu. Eminim yine oradadır."

"Her gece mi?" Diye sordu şaşkınlıkla.

"Onu her gece gördün ve bana söylemedin mi?"

"Çok da dikkatimi çeken bir tipi yoktu." dediğimde Jungkook keyifle güldü.

"Sen ne gülüyorsun?!" Soohee tam anlamıyla kulağının dibinde cırladığında Jungkook hemen gülmeyi bıraktı.

Bu hali çok sevimli gelmişti.

Sandalyesinde doğruldu ve yüzünü oldukça ciddi yapmaya çalışarak "Bu kadar aşık olduysan onu tekrar görmeye gidebilirsin." dedi.

"Nasıl yani? Hastaneye mi gideyim?"

"Evet. Adını sor ve konuş işte."

Soohee sinirle nefes verip "Bay Jeon yakışıklı Jungkook sen kadınları direkt yanına gidip tavlıyor olabilirsin ama bizim için işler öyle kolay değil." dediğinde parmağımı şıklatıp "Katılıyorum." dedim.

Sabahtan beri konuştuğumuz konu,  Jungkook'u hastaneden çıkarmaya gittiğimizde bahçede tek başına oturan çocuk hakkındaydı.

Kapüşon taktığı ve saçları önüne geldiği için biz doğru düzgün yüzünü bile görmemiştik ama Soohee ona aşık olduğunu iddia ediyordu.

"Hem çocuk çok küçük görünüyordu. Direkt yanına gidip onunla tanışmaya çalışırsam beni şu kuduruk teyzelerden sanabilir."

"Kuduruk teyzeler mi?"  diye sorup güldüğümde "Kesinlikle." diye yanıtladı Soohee. "Şu sıralar genç erkeklerle evlenmeye çalışan kadınlara böyle diyorlar."

"Yaş farkını neden böyle büyütüyorsunuz anlamıyorum." diye homurdandı Jungkook.

Az önceki keyifli halinden çok uzaktı. Dudağını büzüp "Hiç noona romance diziler de mi izlemiyorsunuz? Artık yaşıt çiftler hiç çekici değil."

Soohe onu "Eğer kadın daha yaşlıysa erkeğin sadakatsiz olacağını söylerler." diye yanıtladığında Jungkook şaşkınlıkla gözlerini açtı. "Yok artık Soohe noona! Bence yaşlı olan senin kafanın içi."

Daha fazla konuyu uzatmaması için ayağımla Jungkook'un bacağını vurdum ama hiç oralı olmadı.

"Olacağı varsa bile genç erkeklerin ailesi bunu istemeyecektir."

"Kaçıncı yüz yılda yaşıyoruz? Artık hiçbir erkek ailesinin sözüne bakarak evlenmiyor."

"Yine de kadının yaşı daha büyükse erke-"

"Yaş farkı çok da önemli değil dedim!"

Jungkook Soohee'nin sözünü bağırarak kestiğinde ikimiz de şaşkınlıkla donakalmıştık ama Soohee hemen toparlandı ve tek kaşını kaldırdı.

"Bana baksana Jungkook."

Jungkook'un bu konuyu ne kadar üzerine alındığını anlıyordum ama benden hoşlandığını ağzından kaçırırsa bu onun sonu demek olurdu.

Onu gebertirdim.

Hatta şimdiden çenesini kapatması için kafasına ciddi bir darbe indirmek istiyordum.