-3-

192 10 8
                                    

3. Bölüm

Herkes kaşlarını çatmış öylece donakalmıştı. Tek bir saniye bile gözlerimi Jungkook'unkilerden çekmeden söylemiştim bunları.

Hala anlamlandıramıyordum. Yıllarca içimde tuttuğum tonlarca şey vardı. Jungkook'a söylemek için hazırladığım tonlarca şey vardı ama şu an çenemin titremesini bile kontrol edemeyecek bir haldeydim.

''Ji An sen ne-''

Yoonchul'un sözlerini bitirmesini bile beklemeden masamın üstünde duran çantamı aldım ve kapıyı açıp kendimi öylece dışarı attım.

Arkamdaki ayak sesleri birinin ya da birilerinin peşimden geldiğini gösteriyordu ama dönüp kim olduğuna bile bakmıyordum.

Asansöre vardığımda tuşlara hızlı hızlı basıp derin bir nefes aldım. Koridorun başına doğru kafamı çevirdiğimde oradaydı.

Jungkook öylece dikiliyor yanıma gelmek için izin bekliyor gibiydi.

Kafamı sertçe önüme çevirdim ve açılan asansöre binip zemin katın tuşuna bastım.

Ne olacaktı şimdi?

Neden 3 sene sonra tam da herkes kendine yepyeni bir hayat kurmaya başlamışken geri gelmişti?

3 sene önce herkesin hayatını dağıtıp giderken havaalanında ''Bir daha dönmeyeceğim.'' diyen kendisiydi ve şimdi geri dönmüş bir de üstüne benim çalıştığım şirkete gelmişti. Hem de şarkıcı olmak için.

Sinirden ellerim buz kesmişti. Taksi durdurmak bile aklıma gelmemişti o an sokakta öylece yürüdüm. Telefonum sırayla çalmaya başladığında kapatıp çantama koydum. Şu an kimseyle konuşmadan eve gitmem gerekiyordu. Beni anlayabilecek kişiler bu şirkettekiler değildi bugün, sadece Jungkook'tan benden daha çok nefret eden kişilerdi. Ve hepsinin bunu bilmeye hakkı vardı.

BugünJungkook'un geri döndüğünü bilmeye hakları vardı.

Hepsinin hayatı mahvolmuştu. Jimin uyku hapı almadan tek bir gece uyuyamaz olmuştu. Bunun hesabını kimse JUngkook'tan sormayacak mıydı?

Ancak bu akşam hepsini bizim evde topladığımda, her şeyin bu kadar çok zor gelceğini düşünememiştim.

''İşten çıkarmak bu kadar kolay mı gerçekten?'' Dedi Jin. Art arda içtiği sojuyu bugün kendisinin hakkı gibi görüyordu. ''Part time işçilere böyle davranıyorlar Jin, çok üzgünüm.''

''Kadrolu iş verdiler de girmedim mi? Siktiğimin ülkesinde 30 yaşına gelmiş bir adama hala part time iş yapmak zorunda.''

Bardağı boşaldığında Taehyung hemen uzanıp doldurdu. ''Hala 2 tane daha var. Onlara iki elle asılmaya bak, Hyung.''

Jin bangtan'ın dağılmasından sonra aşçı olma hayaliyle girdiği restaurantlardan part-time garson olarak ayrılmıştı. Günde sabah akşam vardiyası olmak üzere 2 farklı part time işe gidiyor ve tam zamanlı bir garson kadar maaş almaya çalışıyordu.

Normalde sadece üniversite öğrencileirnin çalıştığı bu pozisyonda 3 senedir çalışabilmesinin nedeni ise bunu ne kadar itiraf etmek de zorlansam da sanırım yakışıklı yüzüydü. Jin'in çalışmaya başladığı her restaurantta müşteriler 2 katna çıkıyordu.

Ona rağmen böyle bir adamı işten çıkarmak hak mıydı?

Namjoon da bugün en çok içen 2. kişiydi. Jin'in aksine o bu sabah değil, 1 ay önce işinden atılmıştı ve hala sürünüyordu. ''Tur rehberliği işin de çok para var diyen kişi kimse onun burdan ta-''

The One Who Must Leave | JJK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin