0.1

1.9K 128 104
                                    

"Selam Lix-ie!"  

Felix göz devirerek kulaklığının tekini çıkarttı. "Ne var?" 

Hyunjin neşeyle gelip Felix'in masasına oturdu ve ona nefretle bakan çocuğa baktı. "Sınıfta tek başına oturuyordun, ben de yanına gelmek istedim. Sıkılmış görünüyorsun." 

Hyunjin elini çocuğun sarı, yumuşak saçlarına götürdü. "Hazır işin yokken benim için kantine gidip yemek almak ister misin?" Felix iç çekti. "İstemem." 

Hyunjin'in yüzü asıldı. "Ama çok açım?"

"Siktirip gider misin?" Felix sinirle saçlarındaki eli çekti. 

Hyunjin ve Felix liselerinin gözde son sınıf öğrencileriydiler. İkisi de yakışıklıydı ama üzerlerindeki ilginin temeli sadece bu değildi.

Felix ve Hyunjin başarılı dansçılardı. 

İkisi de Seoul'de yarışmalarda derece almışlardı. Ve birbirinin en büyük rakipleriydiler. Bir yarışmanın birincisi Felix olurdu, bir diğerinin birincisi Hyunjin olurdu.

Birincilik ödüllerini başka okula kaptırmayan bu ikili rekabetin de getirdiği hırsla birbirinden ölesiye nefret ediyordu.

Hyunjin gülerek Felix'in masasından kalktı. "Tamam gidiyorum." Felix tam rahatladığı anda Hyunjin sınıftan içeri sarkarak orta parmak çekti ve kahkahalarla uzaklaştı. Felix bazen cidden Hyunjin'i döverek öldürmek istiyordu.

O sinirle söylenirken sınıftan içeri Seungmin girdi. Şaşkın bakışlarla kapıyı işaret etti. "O giden Hyunjin miydi?"

Felix sinirle başını salladı. "Ne kadar sinir oluyorum anlatamam. Tek varlığı yakışıklı yüzü, o yüzden dansını seviyorlar." Gergin gergin arkasına yaslandı. "Haftaya elemeler var yine. Sadece ilk üçe girenler seçilecekmiş. Umarım o seçilmez." 

Seungmin arkadaşına bakmadan yanına oturdu ve kitabını açmaya başladı. "Bence seçilecek."

Felix sinirle baktı. "Neden seçilsin?"

"İyi dans ediyor çünkü. Okulun elemelerinde hep ilk iki sen ve Hyunjin oluyor, ben sadece hanginizin birinci hanginizin ikinci seçileceğini merak ediyorum artık." 

Felix iç çekerek başını sıraya koydu. "Önceki yarışmada da elemelerinde de o birinci oldu, o yüzden şuanki havası. Bu sefer ben yenmeliyim."

"Elemeler için size bir tema verdiler mi?" Felix başını salladı. "Hayır. Minho hoca bugün çıkışta duyuracağını söylemişti." 

Başını sıradan kaldırmadan Seungmin'e sordu. "Kaçıncı dersteyiz?"

"Son derse giriyoruz şimdi." 

Felix neşeyle gözlerini kapattı. "Tamam o zaman, uyku vakti!"

Gözlerini kapatıp uykuya dalarken Seungmin'in kendi kendine söylenmesini duyabiliyordu.

******

Son ders bittiğinde Minho hocanın odasının önünde yaklaşık yirmi kişilik bir grup bekliyordu. Kimisi gergin kimisi heyecanlıydı. Felix ve Hyunjin ise birbirinden mümkün olduğunca uzak yerlerde durmuş öldürücü bakışlar atıyorlardı.

Minho'nun kapısı aralandığında tüm uğultu sustu ve herkes elinde kağıtlar ve uykusuz bir suratla dikilen hocalarına baktı. 

Minho gülerek kalabalığa "Yine toplanmışsınız." dedi.

Herkes yapmacık bir şekilde gülerken Felix 'bitse de gitsek' modundaydı. Hyunjin ise açlıktan ve sabırsızlıktan bayılmak üzereydi. 

Minho gülerek baktı. "Açıklıyoruum!" 

"Bu seferki temanız..." Herkes nefesini tuttu.

"Aşk!"

Sessizlik.

Minho istediği tepkiyi görememiş olmalı ki konuşmaya devam etti. "Sizler için oldukça ilginç bir konu. Sonuçta sizin güçlü ve zarif bir şekilde dans edebildiğinizi biliyorum. Artık dansınıza yansıttığınız duyguları da görmek istiyorum." 

Herkes mutsuz gibiydi. Felix tamamen yıkılmıştı. Hyunjin ise düşüncelere dalmıştı. Aşk zor bir tema gibi durmuyordu ve seyircilerin tepkisi muhtemelen daha güçlü olacaktı bu sefer. Ancak kendisi aşkı tatmamıştı, nasıl ifade edebilirdi ki?

"Ve sizler için olayı biraz daha eğlenceli hale getirmek istedim..." Herkes Minho'ya baktı.

"Çiftler halinde yarışacaksınız."

Öncekinden de derin bir sessizlik.

"Ve siz zahmet etmeyin diye çiftleri de belirledim!" 

Herkes Minho'ya öyle gözlerle bakıyordu ki Minho bir an kararından ufak bir pişmanlık duydu ama kendisini hızla toparladı ve elindeki kağıtları işaret etti. "Çiftleri açıklıyorum."

Felix başkasıyla çalışmaktan nefret ediyordu. Felix genel olarak insanlardan nefret ediyordu. Hyunjin ise çok sorun etmiyordu çünkü dans ekibindeki neredeyse tüm kızlarla iyi anlaşıyordu. 

Minho birer birer herkesi birbiriyle eşlediğinde son olarak seslendi. "Lee Felix!" Felix umutsuzca başını kaldırdı.

"Lee Felix ve Hwang Hyunjin." 

Felix ruhu çekilmiş gibi yere çökerken Hyunjin bağırdı. "Hocam o erkek!"

Minho omuz silkti. "Maalesef ekibimizde erkekler kızlardan bayağı fazla Hyunjin. Çoğu kişiyi erkek erkeğe eşlemek zorunda kaldım zaten. Wooyoung ve San mesela. Ama onlar sizin gibi bağırmadı?"

Kimse çıkıp Minho'ya zaten Wooyoung ve San'ın sevgili olduğunu o yüzden itiraz etmediklerini  söyleyemedi.

"Hocam ama-"

"Yeter! İtirazı olan varsa yarışmadan ayrılabilir arkadaşlar. İtirazı olan var mı?"

Kimse ses çıkarmadı.

Minho gülümsedi. "Ben de öyle düşünmüştüm. Şimdi izninizle uyumaya gidiyorum."

Minho gittiğinde herkes eşiyle konuşmaya ve fikir alışverişi yapmaya başladı. Hyunjin'de iç çekerek yerde ruhu bedenini terk etmiş Felix'e baktı nefretle.

'Ahh... Şimdi ne yapacağım ben?'

Felix şok içinde başını salladı. "Ben yanlış duydum. Aynen ben yanlış duydum." 

"Doğru duydun Lix." 

Başını kaldırarak tepesinden ona konuşan Hyunjin'e baktı. "Sana konuşmamıştım?" 

Hyunjin gülerek Felix'in kalkması için elini uzattı. "Haydi ama artık bırak atarı. Hem biz ekip olduk değil mi?" Felix ters ters bakarak elini tutmadan kalktı.

"Çok mutlusun sanırım."

Hyunjin sinirle havada kalmış eline baktı. "Aslına bakarsan gayet mutsuz ve sinirliyim onca kişi arasından seninle eş olduğum için. Ama bir şey var Lee Felix..."

Hyunjin uzun boyunun da verdiği avantajla Felix'e iyice yaklaşıp dik dik bakmaya başladı. "Yenilmeyi hiç sevmem. Ve bu durumun bana engel olmasına izin vermeyeceğim. Yani sende kendine gel ve tüm gücünle çabala."

Felix sinirle güldü. "Kendin için endişelenmelisin gibi duruyor. Ben en güzel şekilde dans edip senin de açığını kapatacağım çünkü." 

İkisi de birbirinin gözüne bakarak sertçe gülümsedi. Aralarındaki gerilim orada bulunan herkesin dikkatini çekmeye başlamışken uzaktan onları izleyen Minho, bu ikisini eş yaptığı için kendisiyle gurur duyuyordu.

---------

Hyunlix için bir fic yazmasam bir yerlerim eksilirdi

Yıldızı nefretle yumruklayın çiçeklerim

Tatlı geceler/günler

you ain't worth my love | hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin