Felix gerginlikle etrafına baktı.
Yarışmanın düzenleneceği okulda prova yapma günü gelmişti. Ama ufak bir sıkıntı vardı.
Okul tüm grupların provaları için sadece bir gün ayırmıştı. Dolayısıyla şuan sahne ve koltuklar tıklım tıklımdı, normal yarışmadan tek farkı jürilerin olmamasıydı.
Etraflarındaki geniş hip hop kıyafetler giymiş, onlara kötü bakışlar atan çocuklar Felix'i de geriyordu. Minho hoca bir kaç ayrıntıyı halletmesi gerektiğini söyleyerek gitmiş ve Hyunjin ile Felix'e beklemelerini söylemişti.
Şimdi sahnenin önündeki koltuklarda oturmuş prova sıralarının gelmesini bekliyorlardı.
Felix gerginken Hyunjin çok rahattı.
Bu rahatlığının bir kısmını egosu, diğer kısmını kendisine ve Felix'e olan güveni sağlıyordu. Danslarından çok memnun ve emindi, kimsenin onları aşağılayabileceğini düşünmüyordu.
O dansçıların arasında en iyisi kendisi ve Felix değil miydi zaten? Kendileriyle konuşmak için izin almaları bile gerekirdi.
Hyunjin rahatlatmak için gülerek elini Felix'in sarı saçlarına götürüp karıştırdı. Kendisi saçını siyaha boyatmıştı ama Felix'i griye boyatmaya ikna edememişti. "Civciv, gerildin mi sen?"
"Hayır."
Felix, Hyunjin'e baktı.
"Tamam biraz gerilmiş olabilirim ama bu korku değil. Sadece buradaki tipler beni rahatsız ediyor."
Hyunjin rahatça arkasına yaslanıp bacak bacak üstüne attı. "Neden?"
Felix "Bilmiyorum," dedi. "İçimde kötü bir his var. Sanki kavga çıkacakmış gibi hissediyorum."
Sırıtarak "Çıksın yiyorsa," dedi Hyunjin. "Burada ezilecek son kişi bile değiliz."
İkisi bunun ardından sessizliğe büründüler. O sırada yanlarına kırmızı kafalı bir çocuk arkadaşlarıyla geldi ve sırıtarak Felix'le Hyunjin'e bakmaya başladılar.
"Şunlara bakın, bir elbise giymediğiniz kalmış. Tiplere bak ya."
Felix sinirle gülerken Hyunjin aşağılar bir tavırla çocuklara baktı. "Az önce provanızı izledim de, siz de keşke kıyafetleriniz kadar kaliteli dansçılar olsanız."
Ardından küçük bir kahkaha attı.
"Gerçi kıyafetleriniz dahi kaliteden yoksun. Affedersiniz, benim hatam."
Çocukların yüzlerindeki gülümseme yavaş yavaş silinirken Felix rahatlamaya başlamıştı.
Hem Felix'in rahatladığını hem de çocukların bozulduğunu fark eden Hyunjin ise çok keyiflenmişti. Sinir bozucu bir sırıtışla oturduğu yerden liderleri gibi görünen kızıl kafalıya bakmaya devam etti.
Çocuk Hyunjin'in kolay lokma olmadığını anlamış gibi Felix'e baktı bu sefer. "Ya sana ne demeli, elimden bile küçük. Büyüyünce dansçı mı olacaksın sen?"
Felix sinirle ayağa kalktı ama kahretsin ki çocuk kendisinden uzundu. Kızıl kafa iyice keyiflenmiş gibi kahkaha attı.
"Gerçekten ayağa kalktın ya çok fark etti şuan."
Felix'e doğru eğilmek isterken bir el onu omzundan sertçe ittirdi.
Hyunjin ayağa kalkmış ve çocuğun üstüne yürüyordu. Ve bu sefer yüzünde sinir bozucu gülümsemesi dahi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you ain't worth my love | hyunlix ✓
Fanfiction"Seni seviyorum ama salak gibi sana gülmeyeceğim. Belki acı çekeceğim ama ölsem de sana geri dönmeyeceğim. Çünkü sadece benden nefret etmeyi seviyorsan, sen benim aşkıma değmezsin Hwang Hyunjin." Haters to Lovers au ◇ 22/01/2022 - 16/12/2022