0.3

808 101 61
                                    

Felix söylenerek kendisini yere atan Hyunjin'i izledi. 

Koreografiyi yapmalarının üstünden iki gün geçmişti, yarışma için dört günleri kalmıştı ve her gün okul çıkışında ya ortak olarak gittikleri dans akademide ya da okulun dans salonunda prova yapıyorlardı.

Ve Hyunjin bu gidişattan çok şikayetçiydi. Ter içinde dans salonunun zeminine yatarak gözlerini kapattı. "Saat 11'e geliyor!"

Felix elindeki şişeden bir yudum alırken baktı. "Yani?"

Hyunjin doğrularak ters ters "Hani biz de insanız ya, eve gidip dinlenmemiz gerekiyor arada." dedi.

Felix ayağa kalkarken aşağılayıcı bir bakış attı. "Yarışma bitene kadar değiliz. Seni bilemem ama ben o elemeyi geçeceğim." Hyunjin gözlerini devirdi.

Bu yarışma sayesinde birbirleri hakkında bir sürü şey öğrenmişlerdi.

Mesela Hyunjin, Felix'in manyak bir şekilde antrenman bağımlısı olduğunu öğrenmişti. Asla yorulmuyor gibiydi üstelik Hyunjin'in dinlenmesine de izin vermiyordu. Dans salonuna girip ertesi sabah güneş aydığında Hyunjin bu gidişe dur deme vaktinin geldiğine karar vermişti.

Felix ise Hyunjin hakkında... Açıkçası çok bir şey öğrenmemişti çünkü onu gerçekten önemsemiyordu.

O gün de ertesi sabaha kadar danslarının pratiğini yaptılar. Felix esneyerek ayakkabılarını giymeye başladığında saat sabah 6.30'u gösteriyordu ve derslerin başlamasına yarım saat kalmıştı.

Felix çantasını omzuna asarak Hyunjin'e baktı. "Gidiyorum ben."

Hyunjin ona bakmadan yattığı yerden el salladı. 

Felix bahçeye çıkıp temiz havayı ciğerlerine çekerken boynunu ovdu. Gerçekten çok sıkı çalışıyorlardı ve ağrıları yeniden nüksetmeye başlamıştı.

Ne zaman kendisini zorlasa her yeri ağrımaya başlıyordu ve kolay kolay da geçmiyordu. Bu durum için bir sürü doktor geçmişlerdi ama hepsi aynı şeyi söylüyordu. Bu bir  kas hastalığıydı ve tedavisi yoktu. 

Tek çözüm kendisini zorlamaması ve sakin, hareketten uzak bir hayat sürmesiydi ama o dansı kendi hayatının ortasına yerleştirmişti.

Yarışmalar ve diğer her şeye hazırlanırken zorlanıyor ve acı çekiyordu ama Felix bu hissi seviyordu. Ona çalıştığını ve tatmin hissini yaşatan ağrıları onu dansa bağlayan şeylerden birisiydi.

Kendi kendine söylenerek telefonunu alıp Seungmin'e mesaj attı.

Felix:
ya Seungmin
gelirken bana ağrı bandı alabilir misin

Seungmin:
yine ağrıların başladı değil mi

Felix:
bir kere sorgulamadan istediğimi yap ya bir kere sadece

Seungmin:
tamam söylenme be
salak

Felix mesaja görüldü atarak sırasına oturdu ve başını masaya koyarak gözlerini kapattı. Cidden çok canı yanıyordu ve şimdilik tek kaçış yolu uyku gibi görünüyordu.

*****

Hyunjin'in evinde ise fırtınalar kopuyordu.

Hanbok'unu ütületip giymiş ve saçlarını özenle taramış olan dedesi gözlerini pörtleterek yelpazesini salladı.

"Beni sen öldüreceksin." dedi yaşlı adam önünde diz çökmüş gence bakarak.

Hyunjin göz devirdi.

you ain't worth my love | hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin